Sema Sumeli’nin Sema’nın Sağlıklı Mutfağı adlı kitabı Küsurat Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
“Gece başucunda keşkülle uyuyan, bir porsiyon iskender yemek için mesafeleri önemsemeyen, yirmi yedi yaşında Tip 2 Diyabet teşhisi konmuş genç bir kadının hikâyesine hoş geldiniz.”
Yirmi yedi yaşındaydı Sema. Hayatının sonuna kadar onunla olacak bir kronik hastalıktan, eğer dikkat etmezse tüm iç organlarının telafisi olmayacak şekilde hasar göreceğinden bahsediyordu doktoru. O an çok çaresiz hissetmişti kendini, ne yapacağını bilmez vaziyette ağlıyordu. Sonra hemen evine gitti ve kocaman bir çöp torbası aldı eline; şekerli, yağlı, paketli ne kadar gıda varsa mutfağında hepsini bu çöp torbasına doldurdu. Bomboş mutfağıyla baş başa kaldığında artık sağlıklı beslenmesi ve yollarına güller dökerek davet ettiği diyabeti alt etmesi gerektiğinin farkındaydı. Markete gitti, ne kadar sebze varsa doldurdu sepetine ve içinde senelerdir uyuyan aşçıyı dürterek uyandırdı. İşe giderken sefertasında taşıyordu artık yemeğini. Ancak arada canı kek, pizza, börek de çekiyordu. Yemeye hiç niyeti yoktu. O da yemedi ve çözüm üretti. Şeker ve beyaz un kullanılmadan da lezzetli şeyler yapılacağına inanıyordu, karıştırma kabı onun için sihirli bir değneğe dönüşmüştü. Pizzalar, kekler ve böreklerin alternatiflerini deniyordu ve bunlar, “sağlıklı olamayacak kadar” lezzetli oluyordu. Sema Sumeli kendi hikâyesinden yola çıkarak kaleme aldığı Sema’nın Sağlıklı Mutfağı 1 Mart’ta D&R mağazalarında, 8 Mart’ta kitap satan her yerde!
“‘Bamya yiyeceğime ayakkabı yerim,’ diyen eşim bile bayıla bayıla yedi.”
Beslenme ve yaşam biçimini değiştirdiği bu süreçte artık iyileşmişti Sema. Kendisi iyileştiyse başkaları da iyileşebilirdi. Bunu bir an önce insanlara anlatmalıydı. Başka insanların da yaşamlarına dokunabilmek ümidiyle açtığı Sema’nın Sağlıklı Mutfağı adlı blogunda ve Instagram hesabında, yaptığı alternatif tarifleri paylaşmaya başlamıştı ve çok güzel dönüşler alıyordu.
“Şeker ve beyaz un kullanmadan da lezzetli şeyler yapılabilirdi ve ben iyileştiysem bu bilgiler başkalarını da iyileştirebilirdi. Canı kek isteyen biri bir bardak beyaz şekeri vücuduna almak zorunda değildi.”
Tip 2 Diyabet’i yenme uğruna girdiği bu yolda kendini, IIN’de Bütünsel Beslenme ve Sağlık Koçluğu, ardından Fonksiyonel Tıp Eğitimi alırken buldu. Okudukça, keşfettikçe büyüleniyor ve öğrendiklerini insanlarla paylaşmak için can atıyor, çeşitli atölyeler düzenliyordu. Büyük bir çaresizlikle ağlayarak karşıladığı diyabete şöyle sesleniyordu artık: “İyi ki beni buldun diyabet ve iyi ki beni değiştirdin!”
“Bedenimiz aslında her türlü rahatsızlıkta bizimle konuşuyor. Bir yerlerden alarm veriyor ve bizim o sinyalleri takip etmemiz gerekiyor. Bunun sonucu da genellikle beslenme ile alakalı oluyor.”
Habertürk’te köşe yazarlığı da yapmakta olan Sema Sumeli’nin bu çok renkli macerasına tanık olmaya, mutfağınıza yönelip pratik, glutensiz, rafine şekersiz, vegan, düşük karbonhidratlı birbirinden leziz tariflerini uygulamaya, parmaklarınızı yiyerek, “Ama bunlar sağlıklı olamayacak kadar güzel!” demeye hazır olun.
edebiyathaber.net (1 Mart 2019)