Tudem Yayınları’nın, okumaya isteksiz ve okuma güçlüğü çeken çocuklar için özel olarak hazırladığı SEN de OKU koleksiyonu, kitapları eğlenceli kılan bir okuma deneyimi vadediyor.
Tanıtım bülteninden
Kelimelerle mücadele eden çocuklar, daha önce hiç karşılaşmadıkları türden, rengârenk kitaplarla tanışma fırsatı yakalayarak okuma sevgisi kazanıyor!
Fark yaratan özellikler…
SEN de OKU koleksiyonu, kitaplara mesafeli duran çocukların rahat okuyabilecekleri metinsel ve fiziksel özelliklere sahip, ilgilerini çekecek güncel konulara ve temalara değinen resimli kitaplardan oluşuyor.
Sade, kolay anlaşılır dili; okuma akışına yardımcı olması için özel olarak tasarlanmış yazı tipi; göz yorgunluğunu azaltıp metnin rahat algılanmasını sağlayan hafif renklendirilmiş kalın kâğıdı ve rahat okumayı üst düzeye taşıması için harfler, satırlar, paragraflar arası geniş boşluk kullanımıyla fark yaratan SEN de OKU koleksiyonu, okumaya isteksiz ve okuma güçlüğü çeken çocukları kitapların renkli dünyasıyla buluşturuyor.
Her yaşa ve zevke uygun kitaplar…
İlk okuma seviyesinden başlayarak kolaydan zora doğru aşama aşama ilerleyen bir okuma yelpazesi sunan SEN de OKU koleksiyonu, çocuklara okuma zevkini yaşatıp onları yetkin okur olma yolunda cesaretlendiriyor. İlgi yaşı ve yıldızlarla belirtilen okuma seviyesi bilgileri sayesinde, çocuklarına uygun kitap seçiminde kararsız kalan ebeveynlere kılavuzluk edecek SEN de OKU koleksiyonu, yeni kitaplarla zenginleşmeye ve büyümeye devam edecek!
Bir Uzm. Psikolojik Danışmanın gözünden SEN de OKU Koleksiyonu…
Aygül Bahar Yılmaz, Uzm. Psikolojik Danışman ve Rehber, Aile Danışmanı
Kitap okumak, kaliteli ve verimli zaman geçirmemizi sağlar. Bu eylem, bazı çocuklar için kolay bir etkinlik gibi görünse de okuma güçlüğü çekenler (disleksik olanlar) için bir hayli güçtür. Zekâ düzeylerinde herhangi bir sorun bulunmadığı hâlde okumakta zorlanan çocuklar bazı ek problemlerle de karşılaşabilirler. Bu çocuklar, doğru ve akıcı okuyamayabilir, kelime ya da heceleri atlayabilir, harfleri ya da heceleri karıştırabilir, kelimeleri tersten okuyabilir. Karşılaşılan bu gibi sorunlar, çocukların okuma hevesini azaltabilir. Okuma isteğini artırmak için de doğru aile yaklaşımı ve kişiye uygun kitap seçimi çok önemlidir. Okuma güçlüğü yaşayan bir çocuğun ailesi olmak, özel hassasiyet ve bilinçli davranmayı gerektirir. Öncelikle, çocuğunuza karşı sabırlı ve sakin davranarak onunla işbirliği içerisinde olduğunuzu hissettirebilirsiniz.
İşe, çocuğunuz kitap okurken onun dikkatini dağıtacak nesneleri ortamdan uzaklaştırarak başlayabilirsiniz. Ondan yüksek sesli okuma yapmasını isteyerek, nerede hata yaptığını birlikte belirleyebilirsiniz. Böylece çocuğunuza daha etkili ve hızlı bir şekilde yardımcı olma fırsatına erişirsiniz. Çocuğunuzun okuma hatalarını, kibar ve yapıcı bir dille ifade etmeli ve hatalı kelimelerin doğrularını söylemelisiniz. Düzgün okumalarını takdir edecek iltifat cümleleri kullanarak okumaya devam etmesini teşvik edebilirsiniz. Ona duyduğunuz güveni sözlerinizle ve beden dilinizle de ayrıca sezdirmelisiniz.
Çocuğunuzun okuma hızını diğer çocuklarla kıyaslamak onun benlik saygısını zedeleyebilir. Her çocuğun farklı özellikleri olabileceğini hatırlamalısınız. Benim çocuğum neden böyle sorusunu kendinize sormak yerine onun gelişimine nasıl yardımcı olabilirim diye araştırmalısınız.
Okuma güçlüğünde etkili aile yaklaşımı kadar doğru kitap seçimi çok önemlidir. Öncelikli olarak çocuğunuzun okuma seviyesi ve yaşına göre kitap seçmelisiniz. Tam da bu noktada, SEN de OKU koleksiyonunda yer alan kitaplar, doğru kitap seçiminde size yardımcı olacaktır.
Tüm aileler, çocuğuyla kitaplar arasında güçlü bir bağ oluşmasını ister. SEN de OKU koleksiyonundaki; kolay, anlaşılır ve akıcı dil kullanımı, çocukların kitaplara olan ilgisini artıracaktır. Bir kitabı severek bitirmenin mutluluğunu çocuğunuzun gözlerinde görebilirsiniz.
Bir Türkçe öğretmeninin gözünden SEN de OKU Koleksiyonu
Dilek Yardımcı, Türkçe öğretmeni, yazar
SEN de OKU kitaplarında davet var. Kitaplarla arası iyi olmayan, kitaplardan korkan çocuklara davet…
Sen kitabı bulmuyorsun. Kitap seni buluyor. Yıllardır hayal ettiğin, bulmayı dilediğin bir dost gibi seni çağırıyor. ”Hey, bende sana ait bir şey var,” diyor. Çocuklar kitabı eline alır almaz farkı hissediyor. Konular olağanüstü, resimler başka, yazılar başka, boşluklar bile başka. Bir kitabın içinde değil de bir oyun alanındaymış gibi hissediyor kendini çocuk. Yorulmuyor, bunalmıyor, her şeyden önemlisi korkmuyor. Aksine; düşünme, farklı yönleri görme, eğlenme fırsatı buluyor. Zekice cümlelerin sırrını keşfediyor. SEN de OKU kitapları, dünyasına aldığı çocuğa şunu vadediyor: Yalnız değilsin! Seni anlıyorum, bende kendini bulacaksın! Benimle kitapların dünyasına giriş yapacaksın. Ve bu dünyayı çok seveceksin.
Bütün bu cümleleri kurmamın nedeni elbette bu deneyimi disleksik bir öğrencimle yaşamam. Onu kitapların dünyasına çekmek için o kadar çok uğraştım ki… Çıkmaz bir sokağa mı girdim diye düşünürken SEN de OKU kitaplarının davetini gördüm. Bu davet çocuğuma ulaştı. Birlikte tam beş kitap okuduk. Zevkle, sıkılmadan, kitap mı okuduk sorusunu sormadan… Yemek yer gibi, bahçede koşar gibi, oyuncaklarıyla oynar gibi. Yani olması gerektiği gibi.
Bir yazarın gözünden SEN de OKU Koleksiyonu…
Mehmet Atilla, yazar
SEN de OKU koleksiyonu ile tanıştığımda öncelikle adı ilgimi çekmişti. Ortadaki ”de” bağlacının işlevi belliydi, seslenilen kitleye eşitlik sağlama kaygısının gözetildiği hemen göze çarpıyordu. Merak ettim, araştırdım, kime sesleniyordu bu kitaplar, hedef kitle neydi? Çok da yorulmadım, yayınevinin tanıtım yazıları merakımı kısa sürede giderdi. Değişik nedenler yüzünden okumaya isteksiz ya da okuma güçlüğü çeken çocuklar vardı bir köşede, ”onları da” edebiyatın büyülü dünyasına katmak isteyen özel bir çabayla karşı karşıyaydık. İnsan böyle durumlarda olan biteni bir daha sorguluyor. Katı bir gerçeklikle iç içe yaşıyorduk çünkü; bebeklik günlerinden başlayan görsel okuma deneyimleri, metin odaklı okumaların önüne geçmeye başlamıştı. Bunu en azından dengelemek için çocuk edebiyatına ayrı bir önem verilmesi gerektiği herkes tarafından paylaşılıyordu.
Bu bağlamda ”çocuğa görelik” ilkesi kendini iyice öne çıkarıyordu. SEN de OKU koleksiyonunun temel felsefesi de buydu işte; hedef kitleye ”göre” kitaplar yayımlamak. Konuyu anlamıştım. Sırada serinin kitaplarını okumak vardı. Yayımlanan ilk sekiz kitabı ardı ardına okudum, hem de soluksuz. Çeviri kitaplardı bunlar. Hepsi de çarpıcı konuları son derece yalın bir dille aktarmıştı. Üstelik tasarımları da alışılmadık ölçüde çekiciydi. İmrenmedim dersem yalan. Neyse ki bir süre sonra bu koleksiyona Türk yazarların da katılması kararlaştırıldı. Kendimi bir anda bu ekibin içinde buldum. Koordinatör ve editör arkadaşlarla oturup konuştuk; teknik bir çerçeve vardı elbette, ama metin anlamında alabildiğine özgür olmamızı sağladılar. Benim için son derece önemliydi bu. Çalışmaya başladım. Bir yandan da serinin çocuklar, anne babalar ve öğretmenler tarafından nasıl karşılandığını merak ediyordum. Gerek okullarda gerekse kitap fuarlarında edindiğim izlenim, umduğumun çok üstünde moral vericiydi. Amacına ulaşan bir eylemin parçası olduğunuzda sevincin yanı sıra gurur da duyuyorsunuz. Bu da arkanıza yaslanıp derin bir soluk almanızı ve yeni çalışmalar için enerji biriktirmenizi sağlıyor. Bende böyle oldu. Aynı enerjiyi çocuklara da iletmek için yayınevi hazır, yerli ya da yabancı yazarlar da… SEN de OKU derken herkes okusun diyoruz aslında.
SEN de OKU Koleksiyonunu keşfetmek için>>>
edebiyathaber.net (4 Mayıs 2020)