Çocuk ölümlerini olağanlaştırdığımız bir coğrafyaya döndü ülkemiz farkında mısınız? Hemen her gün haber bültenleri kayıp çocuklar ya da kayıpların ölüsünün bulunduğu haberleriyle başlıyor. “Son dakika” haberlerine de sık sık konu oluyorlar doğal olarak.
Çocuk gerçekliğinin ölümle anıldığı bu coğrafyada sihirli diyarlara yelken açmaya başladım sık sık. İyilerin kazandığı kötülerin yenildiği ve bu kuralın hiç değişmediği dünyalara gidiyorum. Masallarla örüyorum çevremi. Dünya edebiyatının büyük ozanı Nazım Hikmet’in “Sevdalı Bulut Masalı” da bunlardan biri…
Nazım’ın, Masallar, Hikâyeler- 3 ve Sevdalı Bulut adlı kitaplarında yer alan bu masal, bu defa tek başına bir kitap olarak karşımızda. Yine Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan kitap, Can Göknil’in bir masala yakışan şık ve göz alıcı şekilde renklendirilmiş resimleriyle ete kemiğe bürünmüş. Ayşe kızın Kara Seyfi’ye karşı olan mücadelesinde bulutun Ayşe Kız’a yardımını anlatır bu masal. Kara Seyfi, Ney ülkesinin sahibi. Ama gözü doymaz bir aksi. Ayşe kızın tarlasında gözü. Çiçeklerle, renklerle bezeli bahçeyi satın almak istese de, Ayşe kıza elinden kötülüğü yapmak istese de masal bu ya, başaramaz.
“Ayşe kızın ela gözleri gün ışığıyla doluydu. Sırma saçları pırıl pırıldı. Bir eliyle, sağındaki tavşanın uzun kulaklarını çekiştiriyor, öbür eliyle sol omzundaki güvercini okşuyordu. İşte bulut tam bu sırada bahçenin üstünde belirdi. Bahçeye bir gölge düştü, ama çok durmadı, ortalık yine ışıklandı. Derken bahçeye, demin soldan sağa düşen gölge bu sefer sağdan sola düştü. Sizin anlayacağınız, bulut yukarda soldan sağa bahçenin üstünden geçmiş, sonra arkasına bakıp bahçede Ayşe kızı görünce gerisin geri yine bahçenin üstüne gelmişti. Ayşe kız da bulutu gördü. Tavşan da gördü bulutu, tanıdı da. Güvercin de gördü bulutu, kendini kurtaran bulut olduğunu anladı, kanatlarını çırptı hafiften.”
Masal böyle de ya dünyamızın gerçekleri. Söz konusu verimli bir topraksa ya da kentsel dönüşüm çetelerinin rant alanlarının orta yerinde kalmış küçücük bir bahçe/arsa/kulübeyse…
İşte bu yüzden seviyorum masalları. Çocuklarımıza veremediğimiz ama vermeyi çok istediğimiz dünyaları anlatırlar bize. Yok dünyalarda mutlu bir şekilde gezdirirler. Aslında başka bir dünyanın da olabileceğini fısıldarlar minik yüreklere.
Nazım Usta’nın dili üzerine söylenecek bir söz yok. O yüzden varın bu masalı nasıl anlattığını siz düşünün. Sevdalı Bulut Masalı, sevdanın, dostluğun, bağlılığın ve iyiliğin kazandığı bir dünya resmi. Evinizin duvarına da kalbinizin duvarına da…
Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (2 Mayıs 2014)