Sevgi Soysal’ın oyun, makale ve yazılarından oluşan “Venüslü Kadınların Serüvenleri” İletişim Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
1965 ila 1971 yılları arasını kapsayan bu dönem, aynı zamanda Soysal’ın 12 Mart’ı izleyen yıllarda yazarlık çizgisini belirleyecek olan siyasi ve feminist hattın da filizlendiği bir süreç. Yazar farklı edebi türlerde kaleme aldığı metinlerinde kadınlık meselesi, geleneklerin toplum üzerindeki baskısı gibi temaları işlerken, dudağının kenarına yerleştirdiği gülümsemeyle okurlarını itiraz etmeye, harekete geçmeye, yenilenmeye davet ediyor. Bir kez daha Sevgi Soysal metinlerinin zamanı aşarak bugüne seslendiğine şahit oluyoruz.
Genç yaşından itibaren Ankara’nın 1960’lardaki canlı edebiyat dünyasının içinde çevirileri ve öyküleriyle yer alan Sevgi Soysal, ilk kitabı Tutkulu Perçem’i 1962 yılında yayımladı. 12 Mart’ın ardından uzaklaştırılmasına değin TRT Ankara Radyosu’nda program uzmanı olarak çalıştı. Radyo için yazdığı öyküleri kitaplaştırdığı Tante Rosa (1968) farklı üslubuyla edebiyat çevrelerini şaşırttı. Çocukluktan itibaren biçimlenen yönleriyle kadın-erkek ilişkilerini işlediği ilk romanı Yürümek’le (1970) TRT Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülü’nü kazandı. 1973’te yayımlanan Yenişehir’de Bir Öğle Vakti, 12 Mart ile bastırılmaya çalışılan gençlik hareketi ile Ankara’nın gündelik yaşamını devrilen bir kavağın etrafında kesiştirmesiyle büyük ilgi gördü ve 1974 yılı Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandı. Adana’da sürgünde bulunan bir kadının gözünden 12 Mart’ı eleştirdiği romanı Şafak, 1975’te yayımlandı. Önce Politika gazetesinde tefrika olarak yayımlanan cezaevi anıları, Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu adıyla kitaplaştırıldı (1976). 1968 ile 1976 yılları arasında yazdığı öykülerini Barış Adlı Çocuk (1976) kitabında bir araya getirdi. Bu kitaptaki “Bir Ağaç Gibi” adlı öyküsüne de yansıttığı hastalığı nedeniyle, son romanı Hoş Geldin Ölüm’ü tamamlayamadan, 22 Kasım 1976’da öldü. Politika, Yeni Ortam ve Yenigün gazetelerinde yazdığı yazılar, Bakmak (1977) ve Türkiye’nin Kalbi, Kabul Günleri (2014) adlı kitaplarda toplandı. Londra’dayken BBC Türkçe Servisi için yazdığı Radyo Sohbetleri yıllar sonra kitaplaştırıldı (2005).
Kitaptan bir bölüm okumak için>>>
Sevgi Soysal
30 Eylül 1936’da İstanbul’da doğdu. Aslen Selanikli mimar-bürokrat bir babayla Alman bir annenin, altı çocuğundan üçüncüsü olarak büyüyen Sevgi Yenen, 1952’de Ankara Kız Lisesi’ni bitirdi. Bir süre Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde arkeoloji okudu. 1956 yılında şair ve çevirmen Özdemir Nutku ile evlendi, birlikte Almanya’ya gittiler. Göttingen Üniversitesi’nde arkeoloji ve tiyatro derslerini izledi (1956-57). 1958’de Türkiye’ye döndü ve Korkut adını verdikleri bir oğlu oldu. Ankara’da Alman Kültür Merkezi ve İrtibat Bürosu’nda ve Ankara Radyosu’nda çalıştı (1960-61). Bu dönemde, toplum karşısında bireyin tedirginliğini öne çıkaran “yeni gerçekçilik” akımından izler taşıyan öykü ve yazıları Dost, Yelken, Ataç, Yeditepe ve Değişim dergilerinde yayımlandı (1960-64). 1961’de Ankara Meydan Sahnesi’nde Haldun Dormen’in yönettiği “Zafer Madalyası” adlı oyunda tek kadın rolünü oynadı. İlk öykü kitabı Tutkulu Perçem, 1962 yılında yayımlandı. 1965’te “Zafer Madalyası” oyununda tanıştığı Başar Sabuncu ile evlendi. Aynı yıl TRT’de program uzmanı olarak çalışmaya başladı. 1965-69 yılları arasında Papirüs ve Yeni Dergi’de öyküleri yayımlandı. Bu arada tezini vererek arkeoloji diplomasını aldı. 1968’de teyzesi Rosel’in kişiliğinden yola çıkarak, birbirine bağlı öykülerden oluşan Tante Rosa’yı yazdı. 1970’te kadın-erkek ilişkisi ve evlilik temasını işlediği ilk romanı Yürümek’le TRT Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülü’nü kazandı.
12 Mart, Sevgi Soysal’ın hayatı ve yazarlığı üzerinde derin izler bırakan bir dönem oldu. Yürümek, müstehcenlik gerekçesiyle toplatıldı ve Sevgi Soysal, kısa bir tutukluluk sürecinin ardından TRT’den ayrılmak zorunda kaldı. Anayasa Profesörü Mümtaz Soysal’la, Soysal’ın komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklu kaldığı Mamak Cezaevi’nde evlendi. Siyasal nedenlerle tekrar tutuklandı ve sekiz ay Yıldırım Bölge’de, iki buçuk ay da sürgüne gönderildiği Adana’da kaldı. Cezaevinde yazdığı Yenişehir’de Bir Öğle Vakti adlı romanıyla 1974 yılında Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandı. Kızları Defne Aralık 1973’te, Funda ise Mart 1975’te doğdu. Adana’da sürgünde bulunan bir kadının başından geçen olaylar etrafında 12 Mart’ı eleştirdiği romanı Şafak, 1975’te yayımlandı. Bu dönemde Anka Haber Ajansı ve İşçi Kültür Derneği’nin kuruluşunda rol aldı. Politika gazetesinde tefrika edilen cezaevi anıları Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu başlığıyla kitaplaştırıldı (1976).
Yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle 1975 sonbaharında bir göğsü alındı. Hastalık izlenimlerini ve 12 Mart sonrası değişimi anlatan öykülerini topladığı Barış Adlı Çocuk, 1976’da yayımlandı. Eylül 1976’da bir ameliyat daha geçirdi ve tedavi için eşiyle birlikte Londra’ya gitti. Üzerinde çalıştığı son romanı Hoş Geldin Ölüm’ü tamamlayamadan, 22 Kasım 1976’da İstanbul’da öldü. Politika gazetesine yazdığı yazılar Bakmak (1977) adlı kitapta toplandı. Farklı gazetelere yazdığı yazıları Türkiye’nin Kalbi, Kabul Günleri adıyla bir araya getirildi (2014).
Sevgi Soysal’ın kırk yıllık bu kısa yaşamından geriye kalan eserlerinin yeniden yayımlanması, 12 Mart dönemine hapsedilemeyecek yazarlığına hak ettiği değeri vermek olacaktır.
edebiyathaber.net (20 Temmuz 2017)