İlk olarak okurla 2008 yılında, Avustralya’da Tales From Outer Suburbia adıyla buluşan Taşradan Öyküler kitabı Şirin Etik tarafından Türkçeleştirildi.Sıra dışı çizgisi ve üslubuyla insanı kendi dünyasına davet eden Shaun Tan; adresini şaşırmış, kaybolmuş bir mektubu veya kartpostalı merakla açıp kurcalarmışçasına heyecan uyandıran öyküleriyle karşımızda.
Kayıp bir şeyi bulma hissine veya posta çağrışımına neden olan şey, yalnızca kitabın etkileyici tasarımı değil. Bu tasarımı vurgulayan, aslında uçarı ve sürükleyici bir kaynak diyebileceğimiz öykülerin ta kendisi. Kitabı oluşturan öyküler, hepimizin çocukluğunda bitişikteki boş arsada oynarken başından geçen serüvenler, bugünün dünyasıyla arada kurulan köprü, anımsadığımız eski evler, yaşlılardan dinlenen hikâyeler veya nesnelerin hatıralarımızdaki izleri gibi doğal elementlerin bir karışımı. Sanatçının, doğa-üstü görünen karakterlerle uzanıp insanlığımıza dokunabilmesi epey şaşırtıcı.
Mucizevi sürprizlerle, hepimizin karşısına çıkabilecek olağan dışı hadiseleri, naif ve hayalperest bir yaklaşımla ayaklarımızın önüne seriyor Taşradan Öyküler. Keşfedilmeyi bekleyen eski bir sandık bulmuşçasına, hem tanıdık gelecek hem de hayret edeceğiniz küçücük ıvır zıvırlar saklı bu kitapta. Çocukluğumuzda dinlediğimiz hikâyeleri anımsatan, esrarengiz ve esprili, kavanozda aylar boyu tadılmayı bekleyen adeta reçel gibi bir atmosfer mevcut. Öte yandan, bütün gerçekliğiyle, bu taşra, biraz da hepimizin. Kavanozun kapağını araladığınızda, siz de bu akıma kapılıyor ve düşlere sürükleniyorsunuz.
Değişim programıyla çıkagelen konuk öğrencinin kilerdeki öyküsünden, yol ortasında dolanan bir kozmonota (yoksa giydiği bir dalgıç kıyafeti mi?), buruşturulmuş çöp şiirlerden, kaçan çalı, çırpı ve türlü yaramaz hayvana kadar “her şeyden birazcık” barındıran ve her sokakta dolaşan, yerinde duramayan öyküler, Shaun Tan’ın kaleminden okura sesleniyor. Kısacası, Taşradan Öyküler her yaştan insana ilham kaynağı olabilecek, hayallerinde yer bulabilecek, yalın ve bir o kadar da karmaşık bir dünya. Ve elbette, hayatın kendisi kadar da gerçeküstü.
Mavisu Kahya – edebiyathaber.net (23 Mayıs 2017)