Ülkemizde okuyucusu az olsa da, bir grup şair deneysel şiir alanında çalışmalar gerçekleştiriyor. Ömer Şişman bu şairlerden biri.
“hata devam ediyor” şairin farklı deneysel şiir tekniklerini kullandığı, ilk baskısı Aralık 2005’te, ikincisi ise Şubat 2012’de yayımlanan kitaplarından biri. Benim açımdan ise bu alanda okuduğum ilk örnek. Deneysel şiir ile ilgilenmeye, konuya dair inceleme yazıları bulunan Erhan Altan’ın yazı ve kitaplarını okuduktan sonra başladım. Erhan Altan son kitabı Sıfırlı Yıllarda Şiirimizde Deney/im’de deneysel şiir kitapları üzerine kaleme aldığı inceleme yazılarına yer vermiş. Kitapta “hata devam ediyor” için de oldukça uzun bir inceleme yazısı bulunuyor. Ben de böylece Altan’ın kitabından yola çıkarak ve “hata devam ediyor”dan başlayarak, deneysel şiir yolcuları arasına bir okuyucu olarak katılmış oldum.
Erhan Altan’a göre “hata devam ediyor”, oldukça “somut” nitelikler taşıyan şiirler içeriyor. Yani bu şiirlerde sözcük içinde yer alan sesler (harfler) eksiltiliyor, yutuluyor, yeni sözcükler türetiliyor, dilin biçimi ile oynanarak görsel ve işitsel bir şiir yaratılıyor, harflerin biçimleri ile oynanıyor, sözcükler ve cümleler görsel olarak okunması zor deformasyonlara uğruyor, şiirde sözcüklerin yanı sıra kare ve daire gibi simgeler kullanılıyor.
Deneysel şiirin beni en çok etkileyen yanı, 2000’li yıllarla birlikte şiire getirdiği yeni bir soluk olması bir yana, her şeyin popülizmin bir parçası olduğu, mekanik ve bir örnek olmak için çırpındığı bir ortamda, okuyucuya oynamayan bir anlatım biçimi olarak, hatta kendisini yok sayan okuyucu ve eleştirmenlere inat var olması ve bu varoluşu sürdürme çabası. Bu şiir alıştığımız şiirlere benzemiyor. Okuyucuyu fena halde zorluyor. Hani neredeyse şair bir şeyleri anlatmak için değil de anlatmamak için mi çabalıyor derken, şairin sizi çağırdığı alana girmeyi başardığınızda bambaşka bir dünya ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Şair okuyucuyu bu dünyaya davet etmiyor, ancak okuyucu kapıyı aralayıp girerse bu dünyaya konuk olabiliyor, ya da belki bir parçası olma ihtimali de var.
“hata devam ediyor”un benim için öne çıkan şiirlerden biri “katranç”. Evet, isminin de çağrıştırdığı gibi satranç ile ilişkilendirilmiş bir biçimsel dil kullanılmış bu şiirde. Ömer Şişman, şiirin yer aldığı sayfaya bir satranç tahtası gibi kareler çizmiş ve sözcükleri bu karelerin içine tıpkı satranç taşları gibi karşılıklı dizmiş. Kale, At, Fil, Vezir ve Şah, sırasıyla baba, anne, belki, hayal ve kendi olmuş. Piyonların olduğu karelerde ise “an”lar var. Bence müthiş bir şiir. Şiirin öznesi “kendi”ni mat ettirmeden hasmının “kendi”sini mat etmeye çalışıyor. Böyle bir şiirin içinde dolaşıyorsunuz.
Ömer Şişman diğer bir şiiri “hasar tespit”te, şiirin öznesine dair durumları ifade ettiği cümle ve sözcükleri görsel olarak da hasara uğratmış. Sözcükler bu nedenle zor okunuyor, ama bu görsellik aynı zamanda bu hasarlı ifadeleri güçlendiriyor.
“satlık ev” isimli şiirde dizeler şöyle yer alıyor:
ben br ölm unttum
onu smrlıyorm şimd
kabarede ynlş br ççk
“meleksiz” isimli şiirde ise birçok farklı teknik kullanılmış. En ilginçlerinden biri kareler ve içi dolu dairelerle gerçekleşen anlatım. Sanki bir yok oluşun anlatımı sözcükler yerine şekillerle ifade edilmiş. Kitapta alışık olduğumuz anlatımsal metinler de yer alıyor. “meleksiz”in bir bölümünde de bu tür dize/metinlere rastlıyoruz:
çünkü sinema kapılarıdır. vardır.
sen eski bir duşakabin ardında
boğarken kendini buzullanır
sabah sakalları kravatlardan.
sokak satıcıları çizilir meydan
hoparlörlerde ses kırıkları…
fırladığımda gülümsemen
en ciddi eylemimdir
yayılır
meçsiz yüzüne.
Deneysel şiir aslında çok da uzak olmadığımız başka bir dünyaya davet ediyor ilgilenen okuyucuları. Bir süre sonra zaten kimsenin ilgisiz kalamayacağı bir zaman diliminde her birimiz yüz yüze geleceğiz bu şiirle.
Deneysel şiir gibi, bence bugün için var olması ve bu varoluşu sürdürmesi zor bir alanda çalışmalarını sürdüren Ömer Şişman ve diğer şairler kadar, 160. Kilometre’yi de şiire verdikleri destek için kutlamalıyız. Yayınladıkları kitapların ilk sayfalarında yer verdikleri tanıtım metinlerinde söyledikleri gibi; “şiir direnirse kazanacak”.
Şule Tüzül – edebiyathaber.net (29 Mayıs 2014)