Sencer Başat’ın kaleme aldığı “An Tanıştı Suyla”, insanın iç dünyasında ne varsa dışarı dökülen on bir öyküden oluşan bir kitap. Başat’ın şair elinden çıkma diliyle anlattığı meramıyla iç içe geçen öyküler, okurun da rol aldığı birer anlatıya dönüşüyor.
Sencer Başat, 1968 yılında Ankara’da doğmuş. 1990 yılında Deniz Harp Okulu Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olmuş. 1997 yılında, İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Yüksel Lisans Programı’nı, “Türkiye’de Mülteci ve Sığınmacı Kadınlar” konulu teziyle tamamlamış. LÖSEV başta olmak üzere, Birleşmiş Milletler’in, sivil toplum örgütlerinin göçmenlerle ilgili birimlerinde görev yapan Başat’ın, şiirleri, öyküleri ve makaleleri birçok mecrada yayımlanmış. İlk şiir kitabı “Beyaz Güz Belirsizliğinde”yi 2002 yılında çıkaran Sencer Başat, daha sonra “Denizkızı Destanı”, “Balyozname” ve “Kar Karanlığı” isimli şiir kitaplarını okurlarıyla buluşturmuş. Şiir kitaplarının haricinde “Öznesini Yitiren Öyküler” adlı bir öykü kitabıyla bir de romanı bulunan Başat’ın son kitabı “An Tanıştı Suyla”, SRC Yayınevi etiketiyle kısa süre önce raflardaki yerini aldı. Kalemini tamamen serbest bıraktığı “An Tanıştı Suyla”da, insana ait ne varsa kâğıda döken Başat, şiirsel anlatının hem biçimi hem de duygusal aktarımı sayesinde okura has bir dünya kurarak onların gerçek hayattaki rollerine “yönetmenlik” yapıyor.
Toplam on bir öyküden oluşan “An Tanıştı Suyla”, gidenlerin arkasında kalan söylenmemiş sözleri, “keşke”leri, kanayan insanın içini kanatan hayal kırıklıklarını konuk ediyor sayfalarında. Bazen yokluğun, bazen varlığın dayanılmaz ağırlığı altında ezilen insanın umması gereken medetten de yediği kazığa nasıl alıştığını, bir yerden sonra kanıksamanın getirdiği “eyvallah”ları, karşıdaki kişiyi anlayışı, anlayamayışı, anlatılamayışı ve tüm bunlardan mürekkep tıkanmışlığı anlatıyor. Öykülerdeki karakterlerin bıkkınlığına inat, onların karşısında dimdik duran umuda söz veriyor. Olaylarla, onları yaratan kahramanların kalbini ortaya saçarken, az önce yanımızdan geçmiş eski bir tanıdığın hikâyesini canlandırıyor okurun nazarında. Ama ne olursa olsun, tünelin sonundaki ışığı görmemize engel olmuyor “an suyla tanışınca…”
Sencer Başat, “An Tanıştı Suyla”da, şairliğinin getirdiği dil nimetinden sonuna kadar faydalanıyor. Ancak bu biçimi hiçbir şekilde zoraki yolla öykülerine sokmadan kullanarak, düzyazının doğal akışı içerisinde çaktırmadan serpiştirdiği için kör göze parmak hesabı kendini afişe etmiyor bu dil. Aksine, derdini anlatmasına, bizim de o dertleri anlamamıza bambaşka bir yoldan yardımcı oluyor. “An Tanıştı Suyla”, hem öykünün temaları hem de diliyle son derece dikkat çeken bir kitap olarak okunmayı sonuna kadar hak ediyor.
edebiyathaber.net (30 Eylül 2024)