Kırk yıl hayal etsem Jorge Coulón’la aynı masada karşılıklı oturup yemek yiyeceğim aklıma gelmezdi. İnsanın aklına gelmeyen başına geliyor. Doğrusu bir gün Şili’ye gideceğimi de hayal bile etmiyordum. Eski dostlarımdan Refik Algan’ı kısa öyküler ile tanırsınız. “Geçmişe Uçan Kuşlar” (Kırmızı Kedi yay. 2021) adlı bir romanı da yayınlandı. Aynı zamanda önemli bir Tasavvuf uzmanı ve çevirmenidir. Mevlâna, Yunus Emre ve Tasavvuf üzerine çalışmaları ve çevirileri başta İngilizce olmak üzere dünya dillerinde yayınlandı. Şili’de de İspanyolca’ya çevrilen üç öykü kitabı ve mistisizm üzerine çalışmaları kitapçılarda. 90’lı yıllardan beri defalarca Şili’ye gitmiş.
“Birlikte Şili’ye gidelim” diyordu. Beş yıldan beri her buluşmamızda konuşuyorduk, kısmet şimdiyeymiş. Şili’nin başkenti Santiago’da Şili Yazarlar Birliğİ’nin organizasyonu ile “Şili Şiiri Türkiye’de” adlı bir söyleşi, ardından da Curacavi’de “Çağdaş Türk Şiirinde Mistisizm” başlıklı bir atölye çalışması gerçekleştirdik. Her iki toplantıya da ilgi büyüktü.
“Şili Şiiri Türkiye’de” etkinliği aslında Şili Yazarlar Birliği’nin salonunda gerçekleştirilecekti ama toplantıdan birkaç gün önce salonun tavanı çökmüş. Bir kitapçıda buluştuk Şilililerle. Oturma yerleri tamamen doluydu ve ayakta izleyiciler vardı. Kapıdan dönenler bile oldu. Doğrusu böyle bir ilgiye şaşırdım. Onlar da Pablo Neruda’nın Türkiye’de bu kadar çok sevilip okunmasına şaşırdılar.
Santiago’dan atölye için Curacavi’ye giderken de yolumuzu Valparaiso’ya düşürdük ve Jorge Coulón’la buluştuk. Jorge Coulón kim diyeceksiniz, haklı olarak. Jorge Coulón Larrañaga, Şilili bir müzisyen, gitar, tiple ve cuatro gibi telli çalgılar konusunda uzman. Inti Illimani grubunun kurucu üyelerinden. Inti Illimani grubu da 68 Kuşağının efsane müzik gruplarından. 1967’de kurulan müzik grubu Şili’de doğan “Yeni Türkü” adlı müzik akımının uluslararası alanda en çok tanınan temsilcilerinden. Birçok kez Türkiye’de konser verdiler. Son Türkiye konserlerini de 2022’de gerçekleştirmişler. (https://youtu.be/hP3pdy7KHZs?si=e4QiuESVIkDMvsYr).
70’li yıllarda “Yeni Türkü” akımı bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yankı bulmuş, çok benimsenmişti. Inti-Illimani, Violeta Parra ve Victor Jara ile birlikte 78 Kuşağı’nın dinlediği müzisyenlerdendi. Hâlâ da şarkıları meydanları inletiyor.
Inti-Illimani, 1967 yılında, şu anda Santiago de Chile Üniversitesi olarak adlandırılan Devlet Teknik Üniversitesi’nden bir grup öğrenci tarafından kurulmuş. 1973’te Ordu Başkomutanı Augusto Pinochet’nin Başkan Salvador Allende’nin sosyalist hükümetine karşı yaptığı darbe ve ardından kurulan askeri diktatörlük döneminde şans eseri Avrupa turnesinde olan grup üyelerinin ülkelerine girişleri engellenmiş. Grubun sürgün mekânı İtalya olmuş. Şili’ye demokrasinin yeniden gelmesi için uluslararası dayanışma kampanyalarına destek vermişler. Eylül 1988’de ülkeye giriş yasağının kaldırılmasıyla, Şili’ye dönmüşler. Grup müzik yapmaya, konserler vermeye, albümler yayınlamaya devam ediyor. Son albümleri “Aqua” geçtiğimiz günlerde yayınlanmış. Albümün konserleri sürüyormuş.
Jorge Coulón, iyi bir müzisyen olmasının yanında yazarlığı ve aktif siyasi faaliyetleri ile de biliniyor. Başta Victor Jara hakkında olmak üzere yayınlanmış kitapları var. Çeşitli kereler siyasi görevlere aday olmuş, önemli görevlerde bulunmuş.
Jorge Coulón’la bizim aynı masada buluşmamıza vesile olan ise Refik Algan ve yakın dostu ve İspanyolca çevirmeni Gastón Fontaine. Gastón Fontaine iyi bir çevirmen ama esas mesleği mühendislik. Jorge Coulón ile aynı üniversitede, birlikte mühendislik eğitimi almışlar.
Gastón Fontaine, benim Şili’ye geleceğimi ve Adnan Özer’in çevirip hazırladığı Victor Jara kitabının editörü olduğumu Refik’ten öğrenince bu buluşmayı düzenlemiş. Jorge Coulón ve eşi ile yaşamını sürdürdüğü Şili’nin liman kenti Valparaiso’da, tarih bölgedeki eski bir lokantada buluştuk.
Şili’li muhalif müzisyen İstanbul’da kaçırılması öyküsünü de o masada, kaçırılan müzisyenin kendi ağzından dinledim. 23 Mayıs 2012’de Refik Algan’a Şili’den bir telefon gelir. Arayan arkadaşı “Jorge Coulón İstanbul’da,” der. Refik, birlikte müzik yaptıkları arkadaşı Ozan Kılıç’ı arar ve Jorge Coulón’u Avrupa yakasında kaldığı otelden alıp getirmesini söyler. Tesadüfe bakın ki Ozan da o sırada Inti-Illimani dinlemektedir. “Refik şaka yapıyor herhalde” diye düşünse de hemen Jorge Coulón’u almaya gider.
Jorge Coulón da kendisini almaya gelen kişinin kimliğini sormadan ve diğer grup arkadaşlarına haber bile vermeden arabaya atlar. Refik, Pendik’te oturmaktadır ve yol oldukça uzundur. Boğaz Köprüsü’nü geçip, Ozan “Şimdi Asya’dayız!” deyince ancak aklı başına gelir ve “Acaba kaçırılıyor muyum!” diye endişelenmeye başlar. Yol uzadıkça da bu endişesi artar. Ama son sürat giden arabadan atlayacak hali yoktur. Kaderine razı olur.
Pendik’teki eve varırlar. Refik kapıyı açar. Jorge Coulón, evdeki çocukları, Refik’in eşi Eda’yı görünce rahatlar. Yemekler yenir, Refik, Ozan ve Taci şarkılar çalar, söyler. Öyle ki gecenin bir vakti Jorge Coulón da bulduğu bir gitarı alıp onlara şarkı söyler. O geceden sonra da dostlukları sürer.
edebiyathaber.net (17 Nisan 2024)