Simmel’in “Schopenhauer ve Nietzsche”si ilk kez Türkçede

Eylül 30, 2022

Simmel’in “Schopenhauer ve Nietzsche”si ilk kez Türkçede

Georg Simmel’in “Schopenhauer ve Nietzsche” adlı kitabı, Emre Güler çevirisiyle Beyoğlu Kitabevi Yayınları tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Sosyolojinin bağımsız bir sosyal bilim dalı olarak ortaya çıkmasında büyük rolü olan Georg Simmel (1858-1918), bu olağanüstü yoğun metinde, yaşadığı çağın felsefi ve kültürel gündemini derinden etkilemiş iki büyük filozofu ve onların modern Alman düşüncesi üzerindeki etkilerini inceliyor.

Simmel, Arthur Schopenhauer ve onun pek çok bakımdan en radikal takipçisi ve en sert eleştirmeni olan Friedrich Nietzsche’nin hem benzerlik ve süreklilik, hem karşıtlık ve kesintilerle dolu entelektüel etkileşimini büyük bir yetkinlikle değerlendiriyor.

Simmel, kötümserliğin peygamberi kabul edilen Schopenhauer hakkındaki genel kanaati sarsan yorumlarının yanı sıra, Nietzsche’nin Hıristiyanlık ve Tanrı-sonrası bir dünyada yeni bir ahlak öğretisi kurma çabasına, “üstinsan”, “soyluluk” ve “bengidönüş” temalarına da odaklanarak zihin açıcı yorumlar getiriyor. Emre Güler’in duru bir Türkçeyle ilk kez dilimize kazandırdığı Schopenhauer ve Nietzsche, bu iki büyük isimle beraber bir felsefeci olarak Georg Simmel’in de zihin dünyasını anlamamızı mümkün kılan çok kapsamlı, entelektüel bakımdan görkemli bir eser.

YAZAR HAKKINDA

Sosyolojinin bağımsız bir sosyal bilim dalı olarak ortaya çıkmasında büyük rolü olan Georg Simmel, Berlin’de dünyaya geldi. Humboldt Üniversitesinde tarih ve felsefe okuyup 1881’de Kant’ın felsefesi üzerine doktora tezini yazdı. Uzun yıllar Berlin’de kadrosuz öğretim görevleri üstlendi ve ancak ömrünün son döneminde Strazburg Üniversitesinde tam-zamanlı kadro bulabildi. Buna rağmen, çağının en önemli entelektüellerinden biri olarak Berlin’de muazzam bir saygı gördü, pek çok onursal unvanla takdir edildi. Bireyin şehir yaşamındaki konumu ve şehirdeki çelişkilerin ortaya çıkardığı sosyal sorunlar üzerine yoğunlaşan çalışmaları, kapitalizm, bireyselcilik, moda, felsefe tarihi, kültürel incelemeler gibi alanlara dair esaslı etkiler uyandırdı. 1910 yılında Ferdinand Tönnies ve Max Weber’le birlikte Alman Sosyoloji Derneğini kuran Simmel’in düşünceleri başta Max Scheler ve Walter Benjamin gelmek üzere pek çok Alman sosyolog ve kültür kuramcısına yeni yollar açmıştır. Toplumsal Farklılaşma (1890), Tarih Felsefesinin Sorunları (1892), Sosyolojik Estetik (1896), Paranın Felsefesi (1900), Metropol ve Tinsel Hayat (1903), Moda Felsefesi (1905), Sosyoloji (1908), Felsefi Kültür (1911), Kültür Kavramı ve Trajedisi Üzerine (1911), Goethe (1913), Kültürel Formların Değişimi (1916), Rembrandt: Sanat Üzerine Felsefi Bir Deneme (1917), Hayat Üzerine Görüşler (1918), Modern Kültürde Çatışma (1918), Simmel’in ilgi alanının genişliğini gösteren eserlerinden bazılarıdır.

edebiyathaber.net (30 Eylül 2022)

Yorum yapın