Simone de Beauvior‘ın Ayrılmaz İkili adlı romanı, Ayça Sezen çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Simone de Beauvoir’ın fazla kişisel bulduğu için zamanında yayımlamamayı tercih ettiği, manevi kızı Sylvie Le Bon de Beauvoir tarafından yakın zaman önce gün yüzüne çıkarılan Ayrılmaz İkili Margaret Atwood’un önsözüyle…
Gözlerim yaşlı bu akşam, siz öldüğünüz için mi yoksa ben yaşıyorum diye mi? Bu öyküyü size ithaf etmem gerekiyordu: Ama biliyorum, artık hiçbir yerde değilsiniz, sizinle bu edebî kurgu aracılığıyla konuşuyorum. Üstelik, gerçek anlamıyla sizin hikâyeniz değil bu, sadece bizden esinlenen bir hikâye. Siz Andrée değilsiniz, ben de kendi adıma konuşan o Sylvie değilim.
Sylvie tanıştıkları andan itibaren güzel ve bilgili sınıf arkadaşı Andrée’ye hayranlık besler, onun dikkatini çekmek ve sevgisine karşılık almak için elinden geleni yapar. Zamanla aralarında sıkı bir dostluk gelişir, ancak bu dostluk çoğu zaman Andrée’nin fırtınalı gönül ilişkilerinin, kaprisli mizacının ve otoriter annesinin gölgesinde kalır. Anlayışlı ve gözlemci Sylvie çatışan ideallere ve otoriteye karşı kendi fikirlerini inşa ederken, kadınların istek ve arzularına pek önem verilmeyen bir toplumda arkadaşıyla birlikte yetişkinliğe adım atar, onun sırdaşı olur.
Simone de Beauvoir’ın fazla kişisel bulduğu için yayımlamamayı tercih ettiği, manevi kızı Sylvie Le Bon de Beauvoir tarafından kısa bir süre önce gün yüzüne çıkarılan Ayrılmaz İkili, ikonik yazarın ergenlik döneminin, çocukluk arkadaşı Zaza Lacoin’le kurduğu dönüştürücü ve trajik dostluğun hayatını ve yazarlığını nasıl etkilediğini hissettiren otobiyografik bir roman.
#fransızedebiyatı #feminizm #aşk #dostluk #özgürlük #dayanışma #toplumbaskısı
SIMONE DE BEAUVOIR, 1908’de, burjuva bir ailenin en büyük kızı olarak Paris’te doğdu. Sıkı bir Katolik eğitimiyle yetiştirildi, manastır okullarına gönderildi fakat 14 yaşındayken dinî inancından vazgeçti, odağını matematik, edebiyat ve felsefeye kaydırdı. Sorbonne’da aldığı felsefe eğitiminin ardından 1943’e kadar Marsilya, Rouen ve Paris’te öğretmenlik yaptı. 21 yaşında yolu Jean-Paul Sartre’la kesişince aralarında hem hayatlarını hem de felsefi görüşlerini şekillendirecek ve ömürleri boyunca sürecek bir ilişki başladı. 1945’te o ve Sartre, aylık bir inceleme dergisi olan Les Temps modernes‘i kurdu. Uzun kariyeri boyunca sayısız kurgu ve kurgu dışı eser yayınladı. 1949’da yazdığı İkinci Cinsiyet modern feminizm hareketinin öncü eseri olarak kabul gördü ve feminist edebiyatın klasiklerinden birine dönüştü. Mandarinler‘le 1954’te Goncourt Ödülü kazandı. 1986’da Paris’te öldü ve Sartre’ın yanına gömüldü.
AYÇA SEZEN, İstanbul’da doğdu. Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdi. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda tamamladı. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Halen çevirmenlik ve editörlük yapıyor.
edebiyathaber.net (27 Eylül 2023)
