“Çocuk sözcüğünün anlam olarak taşıdığı masumiyetle yan yana gelmemesi gereken olayları, günleri yaşıyoruz ardı ardına. Sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi her yerden benzer olaylarla örülü haberler düşüyor önümüze. İp yumağı misali, ucunu tutup çektiler ve yumak çözülerek geliyor. Yeni bir gündem oluşana kadar sürecek etkisi biliyorum. Belki de bu yazının yayınlandığı tarihte çoktan unutmuş olacağız bugün kahrolarak okuduklarımızı. Bambaşka konular gündemimizi meşgul ediyor olabilir. Dileğim bir an önce çocukların gündemden, merkezden çıkması, kötü olaylarla anılmamaları. Sorumlular hak ettikleri, gereken ceza ile cezalandırılsınlar. Biz yine çocukların yüzünü güldürmek için elimizden gelen çabayı ortaya koyalım.
Çok özel olduğunu düşündüğüm bir kitaptan söz edeceğim bugün. Çikolata paketi gibi bir kapağı var. Jan janlı diye tabir ettiğimiz türden. Bir ayna gibi pırıl pırıl. Fakat kitabı çok özel yapan sadece bu özelliği değil. Kitabı özel kıldığını düşündüğüm özelliği Roald Dahl hakkında bilmediğimiz gerçekleri içermesi.
Can Çocuk tarafından yayımlanan kitap “Dünyanın bir numaralı hikâye anlatıcısı Roald Dahl hakkında tuhaf ve fevkalade gerçekler bu kitapta!” diyerek sunuluyor okura. Ve okumaya başlayınca görüyoruz ki gerçekten de öyle. Beethoven dinlemeyi sevdiğini, futboldan hoşlandığını, muhabbet kuşu beslediğini bu kitaptan öğreniyorum. Bununla birlikte bir köstebeğin hayatta kalmak için her gün vücut ağırlığının yarısı kadar yemesi gerektiğini de…
Aslında Roald Dahl denince aklıma hep ufak tefek çelimsiz bir insan gelir nedense. Sanırım yine adıyla özdeşleşen Charlie’den kaynaklı olsa gerek. Fakat yazarın boyu 1.98 metre imiş. Ama kaç kişinin aklına Charlie’nin Çikolata Fabrikası’ndan ya da Charlie’den başka bir şey gelir ki Dahl’ın adını duyunca. Peki, çikolata fabrikasının kitabını yazan adam çikolata ile ilgili ne düşünür? Onlar da var bu kitapta. Çikolata ile ilgili belki daha önce hiç duymadığınız bilgiler de… Örneğin çikolata sözcüğünün Aztekler’in ‘chocolatl’ adlı içeceğinden geldiğini biliyor muydunuz? Daha neler var neler. Hepsini burada anlatırsam kitabı okumazsınız!
Roald Dahl adıyla özdeşleşen başka bir isim de sanırım Quentin Blake’tir. “The Minpins” dışında tüm kitaplarını resimlemiş Blake, Roald Dahl’ın. Dolayısıyla yazarın dünyasında yeri oldukça geniş. O yüzden Quentin Blake de var bu kitapta. Satır arasında belirteyim ki yazar, bir James Bond filmi olan “Yalnızca İki Kere Yaşarsın”ın senaryosunu da yazmış.
Kitabın içeriği ile ilgili fazla bilgi mi verdim bilemiyorum. Alıp da okumayalım artık demeyin. Çünkü Roald Dahl kitaplarının bir özelliği de kitabı satın alarak başka bir çocuğa daha yardımda bulunuyor olmaktır. Dahl’ın kitaplarından elde edilen gelirin %10’u Roald Dahl yardım kurumlarına bağışlanıyor. Sonrasında da vakıf çocukların bakımından sorumlu uzman hemşirelere yardım ediyor, ihtiyacı olan ailelere bağışta bulunuyor ve eğitime destek programlarına katkı sağlıyor.
Yazar, bu kitapta bir yazarda olması gereken nitelikleri de sıralıyor. Sıra dışı bir kalem söylüyorsa haklılığı vardır mutlaka. Yazar olmayı hayal eden çocuklar (yetişkinler de olabilir) mutlaka görsünler, okusunlar bu nitelikleri.
“Benek Tozu ve diğer Müthiş Sırlar” ilginç bir biyografi. Minik bir ansiklopedi niteliği de taşıyor. Doğumunun üzerinden tam 100 yıl geçmiş Dahl’ın ve bu özel kitapla Can Çocuk bir nevi kutlama yapıyor. Ne diyelim iyi ki doğmuşsun Roald Dahl. İyi ki yazmışsın da çocukların yüzünü bir nebze güldürebiliyoruz.
Yazıyı Roald Dahl’ın “The Minpins” adlı kitabında biz okuyucularına verdiği bir öğütle bitirelim: “Her şeyden önemlisi, çevrenize hep parıltılı gözlerle bakın, çünkü en büyük gizemler akla ilk gelen yerlerde saklıdır. Sihre inanmayanlar onu asla bulamazlar!”
Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (18 Nisan 2016)
