Evren dediğimizde aklımıza gelen sonsuz bir döngünün içinde olduğumuz ve her bir zıtlığın karşıtı olduğu… Evren; sonsuzluğun içinde kum taneleri olan biz insanların yaşam alanı. Evren; zıtların birliği ile devam eden hayatların var olma yeri. Evren; tanımlanmış ya da tanımlanamamış birçok şeyin bir arada ve milyon yıllar uzakta bildiğimiz bilmediğimiz birçok gezegenin birbiriyle ilintili ya da ilintisiz devam eden yaşam süreci.
Evrenin oluşumu bilim insanları tarafından yıllardır araştırılmaya devam ediyor. En son yapılan araştırmalar sonucu evrenin 13.5 milyar yıl önce hatta daha fazla yıl olabilir, bing bang modeline göre oldukça sıcak ve yoğun bir halden ortaya çıktığı ve günümüzde genişlemeye devam ettiği. Peki, biz insanlar bu döngünün tam olarak neresindeyiz? Bizim için hayati değerleri olan su ve yaşam kaynakları ile ilişkimiz nasıl? Evrenin içinde sonsuz bir döngü bulunmakta. Bu döngülerin sayesinde yaşadığımız gezegenimizde var olmaya devam edebiliyoruz.
Evrenin Olağanüstü Döngüleri: Sonsuz kitabında ilk döngü olarak Su Döngüsünün seçilmiş olması ve şu cümlenin yer alması “Su ve hayat döngüsünün aslında aynı şeyler olduğunu unutuyoruz” canlılar için en önemli hayat kaynağının su olduğunu tekrar hatırlatmakta. Yaşadığımız yüzyılda suya erişim hakkı ile ülkelerin gelişmişlik ve ekonomik durumları ölçülebilmekte. Oysaki su hepimizin.
Döngüleri incelerken hepsinin bir başlangıcı ve bir sonu olduğunu görüyoruz. Ama her bir son yeni bir başlangıca yol açıyor. Döngünün en temel noktası bu olsa gerek. Bunu en güzel Kelebeklerin Hayat Döngüsünde geçen şu söz tanımlıyor. “Tırtılın son dediği şeye dünyanın geri kalanı kelebek diyor”
Yaşamı anlamlandırabilmek, evreni tanımlayabilmek ve içinde yer aldığımız döngülere daha iyi bakabilmek için Mariona Cabassa ve Soledad Romero Marino’nun birlikte oluşturdukları bu projede muhteşem desenler ile bezeli her kitap okuyana çok şey katıyor. Görselliğin büyüleyiciliği ile okuma yazma bilmeyen çocuklar için dahi estetik algının gelişmesi için oldukça zengin bir kaynak kitap olma özelliği taşıyorlar.
Evrenin Karşıt Güçleri: Zıtlıklar kitabında her şeyin kendi zıttı ile var olduğunu çok net görebiliyoruz. Ve bu zıtların uyumu ile bambaşka bir dönüşüme şahitlik ediyoruz. Herakleitos, her şeyin kendi içinde zıtları barındırdığını söyler. Bundan dolayı her şey kendi içinde zıddını taşır ve ancak zıt kutbu sayesinde var olur. İyi varsa karşısında kötü olacaktır. Ama biliyoruz ki her iyinin içinde kötü, her kötünün içinde iyi vardır. Bütün bu denge yaşamımız için oldukça önemlidir. Kitabın sayfalarında yine büyüleyici desenler arasında dolaşırken Güzellik ve Çirkinlik bölümünde şöyle küçük bir cümle var. “Çirkinlik ve güzelliğin karışımı yeteneği ortaya çıkarır.” Kitabının sonu tüm yaşam için geçerli olan Ölüm ve Yaşam zıtlığı ile bitiyor. Ölümün bittiği ve yaşamın başladığı her son ve başlangıç insanlar kadar tüm evreni de saran bir gerçeklik. Bir yıldızın yaşamının sona ermesi ile farklı bir yaşam formları ortaya çıkıyordur ve biz henüz bunu keşfetmiş değilizdir.
Evren sonsuz olasılıkları bizlere sunarken biz insanlar çoğu zaman küçücük bir pencereden yaşama bakıyoruz. Bazen bu yaşadığımız zıtlıkları anlamlandıramadığımız için bazen de bizim dışımızda gelişen olaylara müdahale edemediğimiz için. Hayatı ve anlamını bir nebze merak eden her zihne ulaşan bu kitaplar her çocuğun ve yetişkinin kitaplığında olması gereken arşivlik kaynak niteliğinde. Görsellerin canlılığı ve her sayfada dolu dolu renk cümbüşü olması özellikle küçük çocukların ilgisini çekecektir.
Kitapların her sayfasında döngü ya da zıtlık kavramlarına dair yazarın kavram ile ilgili kendi cümleleri yer alıyor ve sonrasında kavramların birleşimini özetleyen bir açıklama ardından özlü sözler ile tamamlıyor. Döngülerin içinde kaybolmadığımız, zıtlıkların uyumu ile daha da güçlendiğimiz yarınlarımız olsun. Yaşam biz görsek de görmesek de devam etmekte. Her karanlığın sonunda aydınlığın geleceğini evrenin yasalarından biliyoruz. Umudumuzun hep baki kaldığı günler için keyifli okumalar olsun… Sevginin tüm kusurları kapsayacağını unutmayan insanlar sarsın dört bir yanınızı…
edebiyathaber.net (28 Ekim 2024)