Sonsuzluğun iz düşümü: Geri Dönüşüm Ülkesi | Ömer Ünal

Mart 31, 2021

Sonsuzluğun iz düşümü: Geri Dönüşüm Ülkesi | Ömer Ünal

Kaf dağının ardı, Türk mitolojisinin önemli mitoslarındandır. Sınırsızlık ve mekânsızlık özlemi içerisindeki insanlığın düş gücünün ne kadar ileri gidebileceğinin bir tezahürüdür adeta. Çünkü dağ imgesi kendi içerisinde zaten bir aşkınlığı ifade ediyor olmasına rağmen bir de gerçek hayatta var olmayan bir dağ imgesi o aşkınlığı daha da zirvelere taşımaktadır. Söz konusu dağın doruklarında yağmaya başlayan kar taneleri ise kimi zaman ruhumuzun en kılcal yerlerine dokunur. İşte o dokunuş ve o dağın zirvesine tırmanış kuşkusuz yine masalların kendi içerisinde mümkün olacaktır.

Modern bir masal okumak isteyenler için Kaf Dağı’na yolculuğa çıkmak ve o dağı aşıp “Alışveriş Ülkesi”ne ulaşmak gerekebilir. İşte tam da bu noktada Yazar Meryem Ermeydan’ın kaleminden süzülen “Geri Dönüşüm Ülkesi”ne ışınlanmanın zamanı gelmiştir. Aykız, kimine göre bir kitap kahramanı olabilir ancak söz konusu kitapta evrenin muhteşem döngüsünün içerisine sıkışmış bir metafordan çok daha ötesidir. Keloğlan masallarının daimi temsilcisi Aykız’ı şimdi klasikleşen bir masaldan modern masala çekerek metinlerarasılığa göz kırpan satırların arasında keyifli bir yolculuğa çıkalım.

Didaktik eserlerin ebedî ve aynı zamanda pek edebî bir sancısı da yoğun bilgi tümceleri arasında okuru sıkıştırmaktır. Oysaki bu kadar didaktik bir konu olan geri dönüşümü, neredeyse metnin son cümlelerine kadar akıcı bir üslupla anlatmak büyük başarı doğrusu.

Az gidip uz giden Aykız, yeniden kendi özüne dönebilmenin yollarını ararken önce su, sonra da toprak ana ile söyleşir. Türk mitolojisinde yer iyesi, su iyesi, eşik iyesi başta olmak üzere neredeyse her canlının ve nesnenin birer koruyucu ruhu bulunmaktadır. İşte Aykız’ın su ve toprakla yaptıkları konuşmalarda bu arketipleri duyumsuyor ve görsel bir şenliğe de kapı aralıyorsunuz.

Merve Atılgan’ın çizimlerine değinmeden de geçmemeli. Kitabın inşasını tamamlayan temel direkleri atan Atılgan, özellikle Aykız’ın yol göstericisi Aksakallı’nın çizimlerinde belki de bir ilke imza atıyor. Bu denli yoğun bir motif kullanımına daha önce çocuk kitaplarında pek rastlamamıştım. Aksakallı, nam-ı diğer Hızır Dede’nin kostümündeki motifler kültürümüzde sonsuzluğun ve bereketin de sembolleri. Zaten yol gösterici Aksakallı, Aykız’a sonsuzluğun ve yeniden kendine dönüşün anahtarını verirken de sonsuzluğun haberciliğini yapıyor.

Kapıların üzerinde yer alan geyik motifi, bir evliya ervahı olduğu kadar kadim kültürlerin ebediliğini de bizlere fısıldamaktadır. Açıkçası kitaptaki görsellerin ve cümlelerin alt okumalarında karşılaşabileceğimiz motiflerin akademik bir çalışmaya da imkân hazırladığını söylemeden de geçemeyeceğim.

Peki, gökten hep üç elma mı düşer; bu kitapta daha fazlası olacak. O hâlde özüne dönme arzusuyla doğanın kalbinde yolculuğa çıkan Aykız ile tanışmanızın tam vaktidir.

Ömer Ünal – edebiyathaber.net (31 Mart 2021)

Yorum yapın