Stefan Zweig’ın “Gömülü Şamdan” ve “Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor” adlı kitapları, Anıl Alacaoğlu çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Gömülü Şamdan
Bir halkın kader yolculuğu
Gömülü Şamdan, Yahudiliğin kutsal emanetleri arasında yer alan ve ait olduğu topraklardan koparılan Menora’nın, yedi kollu şamdanın yolculuğunu öyküler. Tarih boyunca Kudüs’ten Babil’e giden, tekrar Kudüs’e dönen, Titus tarafından Roma’ya götürülen, Roma’dan Vandallar tarafından kaçırılarak Kartaca’ya sürüklenen bu kutsal emanet, günün birinde Konstantinopolis’te yeniden ortaya çıkar. Mucizeye inanan ve ömrü boyunca bu ânı bekleyen Benyamin Marnefeş, şamdanı ait olduğu topraklara geri döndürmek üzere Bizans’a gider.
Çünkü: Umut hep vardır. Menora’nın bu uzun yolculuğu, Stefan Zweig’ın öyküsünde Yahudilerin yüzyıllardır süregelen diaspora hayatıyla özdeşleşir. Gömülü Şamdan salt bir kutsal emanetin değil, aynı zamanda bir halkın da kader yolculuğuna ışık tutar.
#kutsalemanet #menora #yedikolluşamdan #diaspora #yahudilik #menkıbeG
Rahel Tanrıyla Hesaplaşıyor
İnanca ve adalete dair
Stefan Zweig, savaş karşıtlığını her zaman ilke olarak savundu. Pasifist düşüncenin insanda tolerans yoksunu bir eylemsizliği değil, nitelikli bir uzlaşı ruhunu doğuracağına inandı. Almanya’da antifaşist güçlerin ittifakının Hitler’in diktatörlüğünü ve dünyayı peşi sıra sürükleyeceği yeni bir savaş felaketini önleyebileceğini erken fark edenlerden biriydi. Söylediği ya da yazdığı her şeyde bir entelektüel olarak kendi imgesinin, yazar olarak da kendi rolünün izdüşümünü bulmak mümkündür. Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor’da bir araya gelen öyküler, Zweig’ın her koşulda barışı destekleyen tutumundan ve bu uğurdaki sonsuz çabasından doğmuştur. Yahudiliğin ve Hinduizmin kadim bilgisinden izler taşıyan bu öyküler, şiddetin her türlüsüne karşı bizi tetikte olmaya çağırır.
#barış #hak #adaletarayışı #yahudilik #hinduizm #menkıbe
STEFAN ZWEIG,1881’de Viyana’da doğdu. Avusturya, Fransa ve Almanya’da öğrenim gördü. Savaş karşıtı kişiliğiyle dikkat çekti. 1919-1934 yılları arasında Salzburg’da yaşadı, Nazilerin baskısı yüzünden Salzburg’u terk etmek zorunda kaldı. 1938’de İngiltere’ye,1939’da New York’a gitti, birkaç ay sonra da Brezilya’ya yerleşti. Önceleri Verlaine, Baudelaire ve Verhaeren çevirileriyle tanındı, ilk şiirlerini ise 1901’de yayımladı. Çok sayıda deneme, öykü, uzun öykünün yanı sıra büyük bir ustalıkla kaleme aldığı yaşamöyküleriyle de ünlüdür. Psikolojiye ve Freud’un öğretisine duyduğu yoğun ilgi, Zweig’ın derin karakter incelemelerinde ifade bulur. Özellikle tarihsel karakterler üzerine yazdığı yorumlar ve yaşamöyküleri, psikolojik çözümlemeler bakımından son derece zengindir. Zweig, Avrupa’nın içine düştüğü siyasi duruma dayanamayarak 1942’de Brezilya’da karısıyla birlikte intihar etti.
ANIL ALACAOĞLU, 1989’da Akhisar’da doğdu. Ege Üniversitesi’nde Alman Dili ve Edebiyatı öğrenimi gördü. 2009’da ilk kitabı Üçüncü Sınıf Kadın yayımlandı ve muzır neşriyat olarak tanımlandı. Alacaoğlu bugüne dek Michael Ende, Andrzej Sapkowski,Frank Schätzing, Gustav Meyrink, Sibylle Berg, Rolf Dobelli ve Sebastian Fitzek gibi yazarlardan çeviriler yaptı.
edebiyathaber.net (20 Temmuz 2020)