“Su, Sadece Su mudur?” | Mehmet Özçataloğlu

Nisan 21, 2025

“Su, Sadece Su mudur?” | Mehmet Özçataloğlu

Su. Temel yaşam kaynağımız. Hiç bitmeyeceğini düşünerek hoyratça kullandığımız. Oysaki öyle kıymetli, öyle önemli ki…

Çeşitli dillerde farklı şekillerde isimlendirilmiş. “ Ura, aigua, voda, vand, water, eau, wetter, auga, wasser, agua, dwr…” Liste uzar gider. Bu örnekler sadece Batı Avrupa dillerinden. Çok değişik söyleme şekli var daha. Bizde ise sadece ‘su.’ Ne kadar da basit değil mi? Bulmacalarda sıklıkla çıkar önümüze, eski dilde su, diye. Ab/Ma. Yine çok kolay ve kısa bir söylemi var. Söylemek kolay diye mi değerini bilemiyoruz acaba, diye düşündüm okuduğum kitaptan sonra.

*Suyun Gizemleri

Can Çocuk tarafından yayımlanan “Suyun Gizemleri” beklediğimden- umduğumdan çok başka bir kitap çıktı. Blaise Hofmann’ın yazdığı, Remi Farnos’un resimlediği ve Gülüm Baltacıgil Gacoin’in dilimize kazandırdığı, müthiş derinliği olan bir kitap. Bu kitabı okuyup da su’yu hafifseyecek bir okur olmaz sanırım.

“Naia sunumu için rastgele bir konu olarak ‘su’yu seçer. Ne var ki bu konu hiç ama hiç heyecanlandırmaz. Derken, araştırmaya başladıkça, oyuna yavaş yavaş dâhil olur. Biyoloji, coğrafya, felsefe, teoloji… Naia, yaşamın olmazsa olmazı bu büyüleyici elementin tüm yönlerini keşfederek, Nobel Kimya Ödülü sahibi Jacques Dubochet başta olmak üzere, alanında uzman bilim insanlarıyla röportajlar yapar ve yeni edindiği bilgileri okurla da paylaşır.”

*Su sadece su değildir!

Kitapta yer alan bir paragraf suyun sadece su olmadığının kanıtı niteliğinde. Naia’nın sunumundan bunu görebiliyoruz. “Vaftiz suyu, sanal su, tufan suyu, şişelenmiş su, Ganj Nehri suyu, Köln suyu, yönü değiştirilen su, önüne set çekilen su, türbinden geçirilen su, pompalanan su, tuzdan arındırılan su, içme suyuna dönüştürülen su, kirletilen su, yağmalanan su, mültecileri boğan su, deniz tatillerinde yüzdüğümüz su, tuvalet suyu, Javel suyu, Narkissos ve Heraklitos’un suyu, ayıran ve birleştiren su…” Bu şekilde okununca kulağa anlamsız da gelebilir. Fakat kitabı okuyunca o bütünlüğün içerisinde taşlar yerine oturuyor. Özellikle ‘sanal su’ ifadesi dikkat çekmiş olabilir. Kafa karışıklığını gidermek adına onu burada açıklayayım. Sanal su benim de kitaptan öğrendiğim şekilde, yediğimiz yiyeceklerin, satın aldığımız eşyaların üretiminde kullanılan su miktarıymış. Bunu da örneklendireyim ki net anlaşılsın. “1 kilo et yediğimiz zaman aslında bu eti üretmek için kullanılan 15500 litre suyu da tüketmiş oluyoruz. İçtiği ve bakımında kullanılan su bir yana, ineğin yediği tahıl ve yemin üretimi için de üç milyondan fazla su harcanıyor!” İnanılmaz bir rakam değil mi? Örneklere devam edeyim.

1 kg. elma: 250 lt .su

1 kg. portakal: 700 lt. su

1kg. mısır: 900 lt. su vs.vs.

Dünya yüzeyinin %71’inin suyla kaplı olduğunu biliyoruz. Peki, her yıl 3,5 milyon insanın kötü su kalitesine bağlı hastalıklardan öldüğü ve 800 milyon insanın hâlâ içme suyuna erişemediğini? 2025 yılının dünyasında içme suyuna erişememek de nedir, değil mi?

Suyun Gizemleri, keyifle okunacak olağanüstü bir popüler bilim kitabı. Sadece çocuklar için de değil.

edebiyathaber.net (21 Nisan 2025)

Yorum yapın