Pádraic Ó Conaire’nin “Sürgün” adlı romanı Serpil Açıkalın Erkorkmaz çevirisiyle Tekin Yayınevi tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
“Ceplerim yeniden dolana kadar hiç kimse bana saygı duymayacaktı. Zengin bir kötürüm ile fakir olan arasında çok esaslı bir fark vardı.”
İş aramaya geldiği Galway’de trafik kazası geçirip sakat kalan Micil O’Maolain hayatta kalabilmek için pek çok şey dener. Kolunu ve bacağını kaybetmiş, yüzü de deforme olmuş O’Maolain korkunç bir yaratık, bir ucube olarak gezici bir sirkte çalışmaya başlar. Patronuyla yaşadığı anlaşmazlığın ardından adamın bütün foyasını ortaya çıkarır ve asıl hikâye de burada başlar.
İrlanda’nın zengin edebiyat geleneğinden beslenen ve modernist İrlanda edebiyatının ilk örneklerinden sayılan Sürgün, modern toplumun heyulası yahut korkunç ötekisi olan kötürümlerin ancak tüketilebildikleri ölçüde toplumda kendilerine yer bulabildiklerini müthiş esprili bir dille, oyunbaz bir üslupla ancak oldukça gerçekçi bir biçimde anlatıyor.
İrlanda edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Padraic O’Conaire kendi ülkesinin edebiyat mirasıyla dünya edebiyatının o güne kadarki birikimini ustalıkla harmanlıyor ve sizleri bir sakatın aniden dalgalanan, birden durgunlaşan, heyecanlanan, bitkin düşen, bencilce hareket eden, kendinden nefret eden yani bir anı diğerini tutmayan ruh dünyasına götürüp bırakıyor.
Pádraic Ó Conaire kimdir?
Dalgın dalgın bakan heykeli kendi şehrinin meydanında bulunan bu ufak adam, 1882 yılında Galway’de dünyaya gelmiştir. On iki yaşında yetim kaldığında, sömürge hükümeti tarafından yüzyıllarca uygulanan eziyete ve sansüre, İngilizler tarafından kontrol altında tutulan eğitim sisteminin yaşattığı sürgüne karşı sözlü olarak muhafaza edilen İrlanda dilinin, kadim şarkılarının ve edebiyatının zevkine her yönüyle daldığı Connemara Gaeltacht’a bağlı Ros Muc’ta yaşayan akrabalarının yanına getirilmiştir.
Birkaç yıllığına gönderildiği dini yatılı okuldan sonra, Londra’da Kamu Hizmeti’nde alt kademe bir pozisyon edinmiş ve yeni filizlenen edebi yeteneğinin canlandığı ve teşvik gördüğü Galce Birliği’ne katılmıştır. 1904 ve 1913 yılları arasında altı büyük edebiyat ödülü kazanmıştır ve Galce Birliği’nden meslektaşı olan General Michael Collins’in liderliğindeki silahlı bağımsızlık mücadelesine gönüllü asker olarak katılmak üzere 1915’te ilk taburda yer almıştır.
Memuriyet görevinden mahrum kalsa da, gazetecilik ve edebiyat ürünleri vermeyi harikulade bir şekilde devam ettirmiştir, kısa hayatının geri kalan döneminde İrlanda’da başıboş bir avare olmaya zorlanmıştır. Galce yazan bir yazar olmak, o zamanlar bugünkünden bile daha az kârlıydı. İrlanda’daki zenginler, şimdi olduğu gibi o zaman da, yazarlarla ve sanatçılarla barlarda buluşmayı severlerdi ve onlara içecek ısmarlarlardı, ancak bu genelde onların hamiliğini arttırırdı ve yemek için pek nadir parası olsa da Pádraic, İrlanda viskisinin erbabı olarak tanınırdı. Asla dayanıklı birisi olmadı ve yaşam tarzı, sağlığının giderek kötüleşmesine neden oldu.
1928 yılının 6 Ekim günü, Dublin hastanesinin yoksullar koğuşunda yalnız başına öldü. Giyecekleri dışında sahip olduğu şeyler, bir pipo, bir miktar plug sigara bir elma ve bir çakıdan ibaretti.
Şüphe götürmez bir şekilde ustası olduğu üslupta yayınlanmış 400’ün üzerinde kısa öyküsü, kısmen başarı yakalamış birçok oyunu, edebiyat ve diğer konularda yazılmış yüzlerce gazete ve dergi makalesiyle elinizdeki romanı bulunmaktadır.
Her ne kadar kendisi bir düzyazı yazarı olsa da, betimleyerek resmi vermede, yayılan ses ahengiyle zevk sunmada ve büyük ölçüde dilin kendisini çağrışımlarda kullanmadaki şiirsel yeteneğinde, Ó Conaire’in dahice yaptığı söz dizimi yatmaktadır. Onun kalemi, gizli kalmış İrlanda’dan gözleri kamaştırırcasına yayılan ışıktır. Lacrimae rerum?*
*Şeylerin gözyaşı mı?
edebiyathaber.net (25 Temmuz 2017)