“Yavuz Dizdar, Tarifsiz Neşe Değerli Hüzün’de güncel konuları yaşamdan örnekler vererek naif bir dille irdeliyor. Geçmişte göz ardı ederek büyümesine yol açtığımız sorunları geniş bir çerçevede ele alıyor. Deneyimlerini de içine katarak biçimlendirdiği anlatımı, hayatı yeniden anlama ve anlamlandırmaya yönelik samimi bir kılavuz özelliği taşıyor.”
Yavuz Dizdar’ın yeni kitabı Tarifsiz Neşe Değerli Hüzün geçtiğimiz günlerde Nemesis Kitap etiketiyle okurla buluştu. Üç ayrı bölümden oluşan kitapta toplam yirmi dokuz deneme var. Televizyonlarda onkoloji uzmanı olarak tanıdığımız Dizdar, kitabında okurlara kanserden korunma yollarını ve sağlıklı yaşamın şifrelerini değil, öznel deneyimlerinden, düşüncelerinden hareketle ilmek ilmek dokuyarak ulaştığı hayatın anlamına dair düşüncelerini anlatıyor. Dizdar, daha ilk satırlarda “Kâğıt başında olanın cevap aradığı soru hayatın anlamı olacaktır. Biz neden varız, neden bu süreci yaşamak zorundayız?” sorusuyla sonraki bölümlerde nelerden bahsedeceğinin ipucunu veriyor aslında. Tıbbın en zor alanlarından biri olan onkolojide, ölüme ötekilerden çok daha yakın olan hastalarla ömrünü geçirmiş bir hekimin bu sorulara verdiği cevaplar hiç kuşku yok ki çok değerli ve her anlamda okunmaya değer.
“Yaşama kimin gözüyle bakarsanız bakın aslında çıkmaz bir sokaktır, bugüne kadar çıkar bir yol bulup devam edenini en azından ben görmedim. Ama onu yaşanmaya değer kılan da bu çıkmazı bilmenize rağmen yürümeye devam etmenizdir.”
Ürettiği, kendine has sözcük grupları var Dizdar’ın. “Formatlanmış hayatlar” tamlamasıyla günümüz modern insanını betimliyor, çocukluğunu anımsayarak karşılaştırmalar yapıyor. Kitap boyunca eleştirilerin dozu iyi ayarlanmış, yazarın dil ve anlatımı kimseyi incitmeyecek tarzda ve hatta yer yer gülümsetiyor: “…Fiziksel olarak kendini geliştirmeyi profesyonel meslek haline getirmişler,” diyor mesela. Denemelerinde folklor, mitoloji, kutsal kitaplar, filmler, şiirler, biyografiler ve daha nice kaynaktan besleniyor yazar, ancak alıntıları yorumlarken kurduğu bağlamdan kopmuyor. Çünkü yaşamı bütün öğeleriyle hemen her açıdan ele alma çabası var Dizdar’ın, bu çaba kıymetli. Hatta bu bütünselliği okurlarına kavratmayı hedeflediğini de rahatlıkla söyleyebiliriz. Öbür yandan yeri geldiğinde cesur sorgulamalar yapmaktan da geri durmuyor, “Yedi Ölümcül Günah” adlı denemesi bu konuda ne derece objektif olduğunu gösterdiği gibi, konuya bambaşka bir bakış açısıyla yaklaşması açısından da övgüyü hak ediyor.
“Sizin hayatınızın bütünü de aslında bu senfoninin aşamalarından farklı olmaz, yaşama ana temayla girersiniz, ezginin sonrasında bütünüyle ortadan kalkması mümkün değildir, sınıf atladığınızı sansanız bile ezgi sizin içinizdedir. Ana mönü yaşamdaki çabalamalarınızın ifadesini oluşturur, zaman zaman artan, zaman zaman dinginleşen bir ton, aksi takdirde senfoninin ilerlemesi mümkün değildir. Ama nihayetine erdiğinizde kapanacak sahneden başladığınız temayla ayrılırsınız, yoksa geride bıraktıklarınızı hatırlayanınız kalmayacaktır.”
Yavuz Dizdar’ın Tarifsiz Neşe Değerli Hüzün adlı kitabının birinci bölümü anlamsal sorgulamalara, ikinci bölümü daha çok eylemlere ayrılmış. Üçüncü bölümü “Hayat size limon verir, siz limonata yapmayı becereceksiniz,” cümlesiyle özetleyebiliriz. Yazarın kendi tabiriyle yaşamın başında hepimize verilen limonu limonataya dönüştürebilirsek gerçek anlamda yaşanmış bir hayata sahip oluruz. Dizdar, bu inceliklerle dolu kitabında bizlere yaşamın aslında ne kadar az şeye ihtiyaç duyduğunu anlatırken, okur olarak şunu fark ediyoruz, kendisi o mütevazılığı yaşıyor zaten. Yalın, akıcı, özlü anlatımı; samimi, okurla eşit seviyede duran alçakgönüllü üslubuyla bir solukta okunan, nitelikli bir deneme kitabı üretmeyi başarıyor.
“Yavuz Dizdar mutluluk, neşe ve hüzün arasındaki ince çizgiyi, hayatın anlamını sorgulayarak ele alıyor. Modern teknolojinin insana kazandırdıkları ve ondan götürdüklerinden tüketim toplumunun değişen bakış açısına, kuşaklararası çatışmaların kaynağından Z kuşağına, maneviyat ve ahlak gibi değerlerin uğradığı dönüşümden formatlanmış yaşamlara kadar pek çok noktada insan zihnini meşgul eden güncel konuları geniş bir çerçevede irdeliyor.”
Serkan Parlak – edebiyathaber.net (31 Mayıs 2021)