İnsan ne zaman bırakır masallara inanmayı? Ümit etmekten nasıl vazgeçebilir? Başkalarının anılarını kendi hikâyeleriymişçesine anlatan, anıları bile kendine ait olmayan bir kadın nasıl tutunur hayata? Geçmişinin, sıkı sıkı kilitlediğini sandığı kapısı hiç beklenmedik bir anda açılıverirse ne yapar? Yahut hayatının toz zerreleri gibi aniden savrulduğunu öğrenirse tepkisi ne olur? Yeniden ümit mi eder, karanlığına gömülüp duvarlar arasına mı sıkıştırır kendini?
İşte oyuncu ve yazar Bihter Dinçel’in çeşitli yerlerde sahnelenmiş, pek çok ödüle layık görülmüş tiyatro tekstlerinden oluşan kitabı Toplu Oyunları 1: Aşiyan-Manik Atak-Ortanca’yı okurken zihninizde bu soruların birçok türevi dönecek. Siz bu soruların cevaplarını ararken bir anda oyunların sizi içine çektiğini fark edecek; kendinizi Deniz’in evinin bir köşesinde, Melike ve Leyla’nın kulisindeki bir sandalyede, Ayşe Mine’nin seminer verdiği salondaki bir koltukta oturmuş yaşananları seyrediyormuş gibi hissedeceksiniz.
Açıkçası daha önce tiyatro türünde kitap okumadığım için biraz da tereddütle başladım kitabı okumaya ancak öylesine güzel öylesine etkileyici bir dili var ki kitabın, bir anda her hikâyeye dahil olduğumu, tüylerimin ürperdiğini hissettim.
Aşiyan ile kendi duvarları arasına sıkışmış, geçmişte yaşayan bir kadın olan Deniz’in hikâyesiyle kalbimin ümitleri yeniden filizlendi.
Manik Atak ile konuk olduğum ikisi de oyuncu olan Melike ve Leyla’nın öyküsü eşliğinde, çocukluğumu salıncaklarda sallarken tükenmişliklerimi, kırılmışlıklarımı unutup yeniden güçlendiğimi hissettim.
Ortanca ile ise yaşam koçu Ayşe Mine’nin yeniden doğuşuna, hapsolduğu karanlığını ümidin rüzgârıyla savurup güçlenişine konuk oldum, kendimi dinledim.
1982 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelen, Ege Üniversitesi’nde felsefe eğitimi alan, üniversite yıllarından bu yana oyunlar ve hikâyeler yazan, İzmir Devlet Tiyatrosu’nda pek çok oyunda rol alan; Avrupa Yakası, Haneler, Vay Arkadaş, Geniş Aile, Kertenkele, Bana Sevmeyi Anlat, Ailecek Şaşkınız, Hareket Sekiz gibi dizi ve filmlerde rol alan Bihter Dinçel’in kaleminden süzülen, mantıklı kararlar almak ile kalpleri arasında kalmış güçlü kadınları anlatan bu oyunlar, sizlerin de içini titretecek!
İşte beni en çok etkileyen cümlelerden birkaçı:
“Herkes unuttu beni… Bütün oyuncaklarım kırık!”
“Babası öldürülen çocuklar, masallara inanmazlar!”
“Yaşadığımız coğrafya gibisin! İstiyorsun, o kadar. Çabalamıyorsun ve çabalayanlarla dalga geçiyorsun. Sadece istiyorsun ama çözüm yolu aramıyorsun, bildiğini okuyorsun.”
Gizem Demir – edebiyathaber.net (19 Eylül 2019)