En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?
Ece Temelkuran’ın 2013-2017 arasındaki yazılarından derlenen İyilik Güzellik kitabını okudum. Duyguları, güçlü ve hatta acıtıcı ifadelerle yazmasını beğeniyorum. Bu kitapta, günlük gaileye kapılmaktan başka çözüm bulamayıp derinlere gömdüğüm, uluorta dile getirmediğim düşüncelerimin, açmazlarımın kelimelere dökülmüş haliyle buluştum.
Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?
Kitap okurken muhakkak elimde kalemim vardır ve beğendiğim satırların altlarını çizerim, sayfa kenarlarına tetiklenen fikirlerimi küçük notlar halinde yazarım. Kitabı okumayı bitirdiğimde ön sayfasına tarih düşer, altına birkaç kelimelik fikrimi veya kitapta en beğendiğim cümleyi eklerim. Bu kitabın ön sayfasında, tarihin altına eklediğim cümle şöyle: “Körlüğün çaresi vardır ama görmemeye karar vermenin çaresi insanlık tarihi boyunca bulunamadı.” (sayfa73).
Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?
Pandemi öncesi kitapçı veya sahaf gezmek en keyif aldığım aktivitemdi diyebilirim. Dokunarak kitap seçmeyi seviyorum. O zamanlarda ve şimdilerde Cumhuriyet kitap ekini düzenli olarak izliyorum. Tür olarak biyografik veya otobiyografik kitaplar ilgimi çekiyor. Veya merak ettiğim bir konuda araştırma yaparken karşıma çıkanların peşine düşüyorum. Veya belirli yazarların (Alberto Manguel, Mathias Enard, Ayfer Tunç, Selim İleri gibi) yeni çıkan kitaplarını okuma listeme alıyorum. Veya hiç denemediğim bir yazarın kitabından etkilenirsem mevcut diğer kitaplarını da okumaya çalışıyorum. Geniş yelpazedeki seçeneklerim arasından öne çıkanı, o günlerdeki ruh halim belirliyor diyebilirim.
Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?
On senedir dönüp dolaşıp defalarca okuduğum kitap, sanırım bu kategoriye giriyor: Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara (Mathias Enard). II. Beyazid’ın Haliç üzerinde bir köprü planı yapması için Michelangelo’yu İstanbuL’a davet etmesi ve sonrasında pek de bilinmeyen birkaç haftanın anlatımı, gerçek ile hayal dünyasının muhteşem bir harmanı benim için. Kısa, öz ve akıcı yazmanın eşsiz bir örneği diye düşünüyorum.
Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve kimlere okuttunuz?
Yazma pratiklerimde Mario Levi’nin katkısını bir kere daha vurgulamak isterim. İlk romanım Babamın Masalı Bir Osmanlı Kadınının İlk Yolculuğu, yaklaşık üç sene araştırma olmak üzere, dört senede yani 2018’de tamamladım. İlk okumaları, çevremden seçtiğim farklı yaş, cinsiyet, eğitim ve okuma tercihi olan altı kişi gerçekleştirdi. 2019’da Oğlak Yayıncılık benim ve ilk romanımın edebiyat dünyasıyla buluşmasını sağladı.
Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı?
Bilinmeyen beni heyecanlandırıyor ve merak ettiğim konu üzerinde araştırma yapmaktan, uzun uzun okumaktan çok zevk alıyorum. Sonra altlarını çizdiğim satırları deftere geçiriyorum ve hangi karanlık noktaları aydınlattığına dair küçük notlar alıyorum. Kafamdaki boşluk dolduğunda yazmaya başlıyorum. Yani yazma kavramını okuma-yazma olarak tanımlarsak, hafta sonları hariç hemen hemen her gün en az üç dört saatimi ayırmaya çalışıyorum.
Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?
Okumalarımı herhangi bir ortamda yapabilirim. Yazma esnasında kaynak kitaplarımın ve not defterlerimin yanımda olmasını tercih ediyorum. Bu nedenle geçmişte evde bir odadan diğerine veya seyahate kitap bavuluyla dolaştığım çok oldu. Şimdilerde “kendine ait bir oda” olarak tanımlayabileceğim ortamımda ikinci romanımı yazmaktayım.
edebiyathaber.net (16 Nisan 2021)