Cumhuriyet’ten Aslı Uluşahin’in haberine göre, dün, 21. Pekin Uluslararası Kitap Fuarı’yla birlikte Türkiye’nin ulusal standı da açıldı. Türkiye’ye ayrılan üç alanın ana bölümünde yapılan açılışa Türkiye’den Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı başkanlığındaki heyetle Çin Halk Cumhuriyeti’nden Medya Bakanı WuShangli katıldı.
İki yetkili, açılıştaki konuşmalarında da İpek Yolu’nun ülkeleri birleştirdiğine ve kültürler arasındaki tarihsel ortaklıklara vurgu yaptılar.
Ayrıca WuShangli, 90 kadar Türkçe kitabın Çinceye kazandırıldığını hatırlattı ve bunlar arasında Orhan Kemal’in “Baba Evi” ile Orhan Pamuk’un “Kar” romanlarını saydı; bu kitapların Türkiye’nin zengin kültürünü ülkelerinde tanıttığını söyledi. Törende hediyeler de sunuldu. Arıcı, Çinli bakana Hikmet Bulutçugil imzalı ebru tablosu ile Topkapı Sarayı’ndaki sultanların silahları üzerine bir kitap hediye etti.
WuShangli ise geçen yıl Çin’in onur konuğu olduğu İstanbul Kitap Fuarı’nda çekilen fotoğraflardan oluşan albüm armağanıyla jest yaptı. Açılışın yapıldığı alanın iki tarafında “yöresel lezzetler” sıralanmıştı: Kebap çeşitleri, pide, baklava, revani, haydari, ezme, patlıcan salatası… Ayranla sunulan yemekler, halka açık fuarda oldukça ilgi gördü! Türk kahvesi verilen platformun önünde ise uzun bir kuyruk oluştu. Türkiye’nin ana standı, üzeri minare âlemli, yan yana yerleştirilmiş otağlar biçimindeydi. Burada Türk Edebiyatının Dışa Açılımı (TEDA) projesiyle başka dillere çevrilen kitaplar sergilendi. Ayrıca düzenlenen atölyede ebru sanatı Çinlilere tanıtıldı.
Geçen yıl İstanbul’daki fuarda Çin’in şık tasarımlı standı düşünüldüğünde, Türkiye’nin “deplasmanda” bir bakıma sönük kaldığını söylemek yanlış olmaz. Çin geçen yıl, 6 binden fazla çeşit kitap, 10 binden fazla yayınla gelmişti. Biz ise onlara ana stantta 3 bin kitap sunabiliyoruz. Öte yandan, Çin 100’e yakın yayıneviyle temsil edilmişti. Türkiye ise başka bir standa konuşlanmış, aralarında Yapı Kredi, Günışığı Kitaplığı, Kuraldışı, Literatür, Profil, Kaknüs, Erkam, Timaş, İnsan, Büyükdoğu gibi markaların olduğu, 20 yayıneviyle fuara katılıyor. Çinli bir yetkiliye, Türkiye’nin programını ve organizasyonunu nasıl bulduğunu sorduğumda “Güzel, ama…” diyerek cümleye başladı. “Ama”nın arkasından neler geldiğini aktarmayı önümüzdeki günlere bırakalım…
28 Ağustos 2014