Filiz Yavuz’un yazdığı Beni “Akkuyu”larda Merdivensiz Bıraktın, Can Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Beni “Akkuyu”larda Merdivensiz Bıraktın, Türkiye’de yeniden ama bu kez daha hararetli bir şekilde gündeme gelen nükleer enerji konusunu, şeffaf ve herkes için anlaşılabilir bir şekilde anlatıyor. “Mülki ve idari erkân” tarafından sürekli “daha fazla enerji” deniyor. Türkiye’nin ekonomik gelişmesi ve sanayileşmesinin enerji açığını gidermeye bağlı olduğu vurgulanıyor. Bu ihtiyacı gidermenin yolu olarak da tehlikeli bir yöntem gösteriliyor: Nükleer santral!
İşte bu can yakıcı meselede genel geçer hüküm ve algıların ötesinde gerçeklere, bizleri endişelendiren şeylerin ne olduğunu bilmeye ihtiyacımız var.
Niras ve BBC Media Action ortaklığındaki “Objective” isimli araştırmacı gazetecilik programının desteğini almış olan Beni “Akkuyu”larda Merdivensiz Bıraktın, bu denli güncel bir mesele hakkındaki ender ve bir o kadar da önemli bir çalışma…
“...Belli ki; hali hazırdaki tutumumuzla ne ırmağın dibini görmek ne de temizlemek mümkün. O halde Yavuz Turgul’un yazıp yönettiği, Şener Şen ve Cem Yılmaz’ın başrollerini oynadığı Av Mevsimi filminin ünlü repliğinde olduğu gibi “bakış açımızı değiştirmenin” zamanıdır belki. Ancak böyle olursa ırmağın dibinden bir avuç balçık dışarı atılabilir zira.”
Filiz Yavuz, 23 Kasım 1981 yılında Eskişehir’de doğdu. Nükleerin ne demek olduğunu 1999’da girdiği İstanbul Üniversitesi’nde öğrendi ve nükleer karşıtı oldu. Belki de bu yüzden ekoloji alanında çalışmayı seçti; çeşitli dergi, gazete ve televizyon kanallarında muhabirlik ve editörlük yaptı. 2008’de Marmara Üniversitesi’nde gazetecilik yüksek lisansına başladı. İstanbul ve Madrid örnekleri üzerinden kent kültürü ve gazetecilik ilişkisini inceledi. Tezin Madrid ayağını yazmak üzere “Universidad Complutense de Madrid”den davet aldı. Yaklaşık bir yıl Madrid’de kaldı. Tezini 2011’de savundu. 2012’de yine Marmara İletişim’de gazetecilik doktorasına başladı. Halen “AKP döneminde nükleer karşıtı hareketin gazetelerdeki yansıması” konulu doktora tezini yazmakla, bir de oğlu Deniz’e bakmakla meşgul.
edebiyathaber.net (17 Şubat 2015)