Bir gün biri çıkıp da, tutunduğunuz anlamları elinizden almaya kalksa, bu anlamları korumak uğruna neyinizi verirdiniz?Yayımlandığından bu yana gençlerin büyük ilgisini toplayan, Avrupa’da okullara sıklıkla önerilen ve pek çok dile çevrilen ‘Ağaçtaki’ Türkçe’de.
Romanda, Danimarkalı yazar Janne Teller, naiflikle gerçekliğin arasında, kan dondurucu bir nihilizmin sınırlarında dolaşıyor.
“Kızmaya değer şeyler olacaksa, sevinmeye değer şeyler de olacaktır. Sevinmeye değer şeyler olacaksa, demek ki o şeylerin de bir anlamı olacaktır. Ama öyle şeyler yok bu dünyada!” Sesini birton daha yükseltip, “Birkaç yıl sonra hepiniz ölecek, unutulacak ve hiçbir şey olacaksınız; onun için, kendinizi buna bir an önce alıştırmaya bakın!” dedi.
İşte o an, Pierre Anthon’u o erik ağacından bir an önce indirmemiz gerektiğini anladık. |
Hayatlarımız niçin sonu gelmez bir anlam arayışı üzerine kurulu? Yaptığımız işleri, verdiğimiz kararları, sürdürdüğümüz ilişkileri sürekli bir anlam terazisinde tartmamız neden? Anlam gerçekten o kadar önemli, adının yansıttığı kadar “anlamlı” bir şey mi? Yoksa toplumca kafayı anlamla bozduk da, bu takıntımızın farkında mı değiliz? Öyle ya da böyle, Danimarkalı bir grup genç, “anlam” denen şeyi feda etmemeye kararlı! İzin vermeyecekleri bir şey varsa, o da “her şey”in “hiçbir şey”, “birileri”nin de “hiç kimse” olduğunun kendilerine dayatılması!
Her gün yapmakta olduklarımız, üstünde fazla kafa yormadan sürdürdüklerimiz, bir şey ya da biri olmak için… Ya günün birinde, “Her şey anlamsız,” diyen biri çıksa, buna ne kadar dayanabiliriz? Yayımlandığından bu yana tüm dünyada gençlerin büyük ilgisini toplayan ve çeşitli dillere çevrilen romanda, Danimarkalı yazar Janne Teller, naiflikle gerçekliğin arasında, kan dondurucu bir nihilizmin sınırlarında geziyor! |
1964’de, Kopenhag’da doğan, Avusturya ve Alman kökenli bir aileye sahip Janne Teller, New York ve Berlin’de yaşadı. 1988-1995 yılları arasında Darüsselam, Brüksel, New York ve Mozambik’te makroekonomist olarak AB ve BM danışmanlığı yaptı. 1995’den beri kendini yazmaya adadı. İlk romanı, modern bir İskandinav destanı niteliğindeki, siyasi, tarihi ve dini parodi özellikleri de taşıyan Odins ø (Odin’in Adası,1999). Yaşamın büyük felsefi sorularıyla yüzleştiren, ZEIT tarafından “derinlikli bir tabu yıkıcı” olarak tanımlanan ve uzun süre yasaklı kaldıktan sonra yayımlanan Ağaçtaki (Intet, 2000) kitabıyla, 2001 Danimarka Kültür Bakanlığı Gençlik Kitap Ödülü, 2008 Libbylit Ödülü ve 2011 Michael L. Printz Onur Ödülü’ne değer görülen yazarın aynı kitabı, Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü’ne aday gösterildi. Bu yapıtlarını, göç ve yabancı düşmanlığı üzerine yazdığı ve pasaport formunda yayımlanan Hvis der var krig i Norden (Savaş–Düşün ki Burada, 2004) ve ahlak ile sanat üzerine yazdığı kısa romanı Kom (Gel, 2008) izledi. Kısa hikâyelerden oluşan Alles – Worum es geht (Her Şey – Neyle İlgili Olursa) 2013 yılında Almanca yayımlandı. Yazarın son kitabı, Afrikanske veje (Afrika Yolları, 2013). Kitapları yirmi farklı dile çevrilen Teller, düzenli olarak denemeler ve makaleler de yayımlıyor. Yazar, yılın bazı aylarında New York’ta, bazılarında Berlin’de yaşıyor.