Umberto Eco: “Gazeteciler yalanlar ve komplolarla savaşmalı”

Haziran 18, 2015

Umberto Eco: “Gazeteciler yalanlar ve komplolarla savaşmalı”

Ortaçağ uzmanı, romancı, akademisyen ve ünlü entelektüel Umberto Eco, günümüzdeki medyanın en büyük sorunlarının eleştiri ruhunun yok olması ve holdingler elinde toplanması olduğunu söyledi. Eco ayrıca bunlar dışında gazetecilerin vermesi gereken savaşlardan birinin de yalanlar ve komplolara karşı olduğunu kaydetti.

 

Umberto Eco, son romanı Numero Zero’da medyadaki gerçekler ve yalanlar konusuna değiniyor. Fransız Le Monde gazetesine açıklamalarda bulunan Eco, günümüzde medyanın durumu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

“Gazeteler dün ortaya çıkanları ısrarla tekrar eder” 

Gazetelerin ısrarla dün ortaya çıkan bilgileri her sabah tekrar etmeye çalıştığını söyleyen Eco, kendisinin de bir günlük gazete ve bir de haftalık dergiye yazı yazdığını söyledi. “Hala çok gazete okur musunuz?” sorusuna ise Eco, kendisinin her sabah iki gazete okuduğunu ve gün boyunca çok sayıda medyayı gözden geçirdiğini anlattı. Güne basına bakmadan başlamadığını kaydeden ünlü romancı, “Ben hala Hegel’in gazete okumanın ‘modern insanın günlük duasıdır’ fikrine atıfta bulunuyorum… Ancak çoğu zaman başlıkların ötesine geçmem. Çünkü basın ısrarla dün ortaya çıkan bütün bilgileri her sabah tekrar etmeye çalışıyor.” dedi.

“Günlük basını bilgilere derinlik katmadan tekrar etmesi mi tehdit ediyor?” sorusuna ise Umberto Eco şöyle cevap verdi: “Basın hiç bir değer katmadan gelişmek istiyor. Aynı haber televizyon ve radyolarda da tekrar tekrar dönüyor. Bu büyük bir kriz ve geçmişi televizyonun doğuşuna kadar uzanıyor.”

Gazetecilikte eleştiriyi rehabilite etmeliyiz

“Militan eleştirinin” yok oluşuna şahitlik ettiğimizi ifade eden İtalyan romancı Eco, “Gazetecilikte eleştiriyi rehabilite etmemiz ve kapsama alanını genişletmemiz gerekiyor, özellikle interneti de eklemeliyiz. Gazeteler bir iki sayfasını internet sayfalarını eleştirmeye ayırmalılar – hem dolandırıcıları, hem de güvenilir blogların işaretini vermeliler. Halkın zevkini belirlemek işinden vazgeçmemeliyiz. Gazeteler kritik filtre olabilir ve demokrat kalabilir.” ifadelerini kullandı.

Basının birkaç grubun elinde toplanmasının medyanın gerçek bir problemi olduğunu da belirten Eco, “İtalya’da bütün gazeteler güçlü bankalar ve holdinglere bağlı. Fransa da kendisini benzer bir problemin içinde buluyor. Bunun sonucu basının böyle baskılara dayanabilmesi için gazetelerin başında güçlü yönetimler kurmalıyız.” dedi.

Basında klişeler hakim 

Kitabında medyada hakim olan bütün klişelerin listesini yapmaya çalıştığını söyleyen Umberto Eco, “Hatta ‘iyi’ gazetelerde çalışan gazeteciler bile çalıştıkları basın organında klişelerin hakim olduğunu itiraf ediyor. Bu tembellikten kaynaklanıyor. Edebiyatın amacının dili kullanımda tutmak olduğu söyleniyor. Basının da aynı amacı olmalı. Klişeler dili felç eder.” şeklinde konuştu.

“Tarihi oluşturan büyük yalanlardır” 

“Sosyal medyada dolaşan komplo teorilerine ilgi duyuyorsunuz. Neden?” sorusuna ise ünlü entelektüel Umberto Eco şöyle cevap verdi: “Ben gizli güçlere inanma ve komplo teorileri ile mücadele eden gruptanım. Bununla beraber, yalanlar beni büyülüyor. Bunun için yanlış olan kitapları toplarım. Kütüphanemde Galileo yok, ancak Batlamyus var, çünkü o yanlıştı. Ben ayrıca simyacıları ve sihirbazları da severim. Göstergebilimi ne tanımlar – bizim işaretler ve semboller üretme kapasitemiz – ne kadar doğru söylediğimiz değil, yalan söyleme becerimiz kadar. 12. yüzyılda vaiz John’un, Müslüman dünyasının ortasında Hristiyan bir kral tarafından yönetilen harika bir krallığı anlatan bir mektubu dolaşıyordu. Marco Polo bu krallığı ararken Çin’e seyahat etti. Tarihi oluşturan bu büyük yalanlardır. Siyon Liderlerinin Protokolleri – dünyanın Yahudiler tarafından ele geçirilmesini ifşa ettiğini iddia eden antisemitik oyun – maalesef bunun en bilinen örneğidir. Öyle ya da böyle yalanların tarihimizde büyük etkisi olmuştur.”

Gazetecilerin yalanlar ve komploları ortaya çıkarmada görev alması gerektiğini belirten Eco, “Bu gazetecilerin vermesi gereken savaşlardan biri olmalı. Eleştiri ruhunu canlı tutmak ve düşüncelerin standartlaştırılmasından uzak kalmak ile birlikte.” dedi.

Javanshir Gadimov – edebiyathaber.net (18 Haziran 2015)

Yorum yapın