Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) verilerine göre Türkiye, kitap okuma oranında dünyada 86’ncı sırada, yoksul Afrika ülkeleriyle aynı kategoride. TÜİK’e göre ise Türkiye’de kitap, ihtiyaç listesinin 235’inci sırasında yer alıyor. Dünyada kitap için kişi başına harcanan para ortalama 1,3 dolarken, Türkiye’de çeyrek dolar.
Yalnızca İstanbul’daki değil, dünyadaki önemli kitap fuarlarının da gediklilerinden yazar Esmahan Aykol, İstanbul Kitap Fuarı’nı ziyaret edenlerin önemli bir kısmının aslında okuyucu olmadığını gözlemlediğini söylüyor. “Çevredeki semtlerden, sitelerden ve hatta İstanbul’a komşu kentlerden pazar günü ya da hafta sonu yapacak işi olmayan, bir gezelim görelim, diyerek gelen pek çok kişi var” diyor.
Kadıköy’deki Akademi Kitabevi’nin sahiplerinden yayıncı Özcan Sapan da İstanbul’da en çok kitapçı ve sahafın bulunduğu birkaç semt arasında bulunan Kadıköy’e gezmeye ve eğlenmeye gelen pek çok kişinin kitap alıcısı olmadığını belirtiyor. Sapan, “Kitap alanlar Kadıköy’ün yerlileri ve öğrenciler” diyor, “Bir de, bazı ebeveynler çocukları için kitap alıyor. Ama, kendileri okumuyorlar. Satışlar iyi bir yerde değil. İyi edebiyat, felsefe ve araştırma kitaplarının çok az okuyucusu var.”
Kitap endüstrisi büyüyor
Buna karşın, Türkiye’de kitap endüstrisi hızla büyüyor. Türkiye, 2 milyar 100 milyon doları aşan hacmiyle dünya sıralamasında 11’inci en büyük kitap cirosuna sahip ülke. Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, yıllık baskı sayısının 660 milyonu aştığını belirtiyor. 2016’da 56 bin yeni kitap çıkmış. Bu sayının yıl sonunda 60 bine yaklaşmasını bekliyor.
Kocatürk, “Bir şehir efsanesi var, ‘Türkiye’de kitap okunmuyor’ deniliyor. Elbette, istenen durumda değil, ideal durumda hiç değil, yapısal pek çok sorun var. Ama, okunmasa bu kadar kitap üretimi nasıl olabilir? Üretim artıyor sonuçta” diyor.
Ancak, bu üretimin önemli bir kısmı, devletin okullarda ücretsiz olarak dağıttığı eğitimle ilgili kitaplar. Sınavlara hazırlık kitapları ve yardımcı kitaplar da bu kategoride önemli yer tutuyor. Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu verilerine göre, bu yıl eylül ayında basılan 45 milyondan fazla kitabın kategorileri hakkındaki veriler, Türkiye’deki okurların hangi kitapları okuduğu hakkında da bilgi veriyor.
Bu verilere göre, eğitimle ilgili yayınların oranı yüzde 63. Yetişkin inceleme, araştırma kitaplarının payı yüzde 15. Bunu, yüzde 8’le çocuk ve gençlik kitapları, yüzde 7’yle inanç kitapları takip ediyor. Yetişkin edebiyat ve sanat kitaplarının oranı ise, yüzde 4.
Çocuk kitaplarının satış payı artıyor
Peki, neden kitap okuma oranları çok düşük Türkiye’de? Pek çok yazar ve yayıncı, bunun siyaset ve yarattığı atmosferden bağımsız olmadığı görüşünde. Çocuk kitapları yazarı ve eski gazeteci Hakan Bayhan, “İktidarın okuyana, yazana karşı bir öfkesi var. Bütün siyasi argümanlarında, söylemlerinde bunu kullanmaya başladılar ve bunu kullanırken de tabanlarına yaydılar” diyor; “ve bu o kadar çok konuşulur, dile getirilir oldu ki, insanlar artık kitap okuyana, kitap yazana, kitapla ilgilenene farklı bakmaya başladı.”
UNESCO’ya göre Türkiye, birkaç yıl önce çocuklara kitap hediye etme konusunda 180 ülke arasında 140’ıncı sıradaydı. Yayıncılar ve yazarlar, son yıllarda çocuk kitaplarının satışındaki payda önemli yükselişlere dikkat çekiyor. Ancak yazar Bayhan, yalnızca kitaba ulaşabilmelerinin, sahip olmalarının, çocukların kitap okuma alışkanlığı edinebilmeleri için yeterli olmayacağının altını çiziyor.
“Çocuklar rol model olarak anne-babalarını örnek alır” diyor yazar Bayhan, “ama siz televizyon seyretmek, telefonunuzla ilgilenmek gibi başka şeylerle uğraşıyorsanız, çocuklar da aynısını yapar. Eğer hakikaten okumasını istiyorsanız, iyi bir insan olması için, bu dünyayı anlaması için, adalet duygusunun gelişmesi için kitap en önemli araçlardan biri. Ancak, bu alışkanlığı kazandırmanız için önce kendinizin okuması lazım.”
Kaynak: CNN Türk (7 Kasım 2017)