23 Temmuz Cumartesi günü, saat 11. Feriköy Mezarlığı’nın girişinde toplanıyoruz. Amaç, ölümünün 50. Yılında Suat Derviş’i mezarının başında anmak. Suat Derviş dizisinin de editörlüğünü yapan araştırmacı Serdar Soydan’ın öncülüğünde mezara doğru yürüyoruz.
Feriköy Mezarlığı tarihi çok eski yıllara dayanan, birçok ünlünün mezarının olduğu bir yer. Ahmet Emin Yalman ve ailesinin mezarlarının önünden geçip yürüyoruz. Çok görkemli mezarlar da çok sade, yapımında mermer bile kullanılmamış mezarlar da var. Hayatın her alanından birçok ünlü isim gözümüze çarpıyor.
Suat Derviş’le eşi Reşat Fuat Baraner ise kucak kucağa yatıyorlar. 49 yıldır birlikte yattıkları mezarlığı gezenlerce bilinmemiş. Mezarın başında sadece Reşat Fuat’ın adı varmış. Yakınları yurtdışında yaşadığı için “Suat Derviş” adı da yer alan mezar taşı yeni yapılabilmiş. Mezarlığın aynı bölgesinde Dr. Şefik Hüsnü Bey, Şevki Akşit, Neriman Hikmet, Kerim Sadi gibi birçok mücadele arkadaşları da yatıyormuş.
Mezarın başında bekleyen dostları ve yakınlarıyla birlikte sayımız yirmiyi buluyor. Suat Derviş’in manevi oğlu Mustafa Lütfi Kıyıcı, eşi Hale Özgür Kıyıcı, 68 Kuşağı’ndan Atilla Sarp, Serdar Soydan kısa birer konuşma yapıyorlar.
Taylan Özgür’ün ablası Hale Özgür Kıyıcı 70’li yıllarda Suat Derviş’le birlikte yaşadıkları bir polis baskınını anlatıyor. Suat Derviş’in nasıl bir metanet sahibi olduğunu örnekliyor. Yine 68 kuşağından, Deniz Gezmiş’in arkadaşlarından Mustafa Lütfi Kıyıcı Suat Derviş’in ölüm haberini hapishanedeyken aldığını anlatıyor. Suat Derviş onu bir anne gibi benimsemiş, anne şefkati göstermiş.
Atilla Sarp, Suat Derviş’in 68 Kuşağı’na ne kadar yakın olduğunu anımsatıyor. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını evinde gizlediği, onları polise teslim etmemek için mücadele verdiğini, idamlardan da çok etkilenip üzüldüğünü anımsatıyor.
Serdar Soydan, Suat Derviş’in ölümünden önce yayınlanan son yazısından bölümler okuyor. Makaleyi birinci ölüm yıldönümünde eşi Reşat Fuat Baraner’in anısına kaleme almış. Kısa süre sonra Feriköy Mezarlığı’nda buluşacaklarını biliyor gibi yazmış. (bkz. Suat Derviş’in Mezarı Başında | (sanatkritik.com))
Böyle anmalar önemlidir ama yazarlar eserleriyle yaşar. Suat Derviş’in ve eserlerinin üzerini kaplayan unutulmak tozları da bir süredir siliniyor. Bulunabilen tüm eserleri derlenip iyi bir editörlükle yeniden yayınlanıyor.
Bulunabilen diyorum, çünkü Suat Derviş’in çok hareketli, olaylarla dolu yaşamında tüm eserlerini bir yerde tutması mümkün olmamış. Çok çalışkan bir yazı işçisi olduğu için birçok gazetede aynı anda yazmış. Takma adla yazdığı birçok eseri de var. Eserlerinin çok azı kitaplaşabilmiş ve büyük bir çoğunluğu gazete ve dergi sayfalarında kalmış. 1968’de Behçet Necatigil’e yazdığı mektuptan eserlerinin tamamını anımsamadığına, bazılarının yayın yerlerini de yanlış anımsadığına dikkati çekiyor Serdar Soydan (bkz. Suat Derviş’in Bütün Romanları | (sanatkritik.com)). Bu unutmada yazarın özellikle takma adla yazdığı ve belki de sonradan benimsemediği eserlerini yok sayması da bir olasılık. Serdar Soydan haklı olarak “Unutulduğu için mi unutmuştu eserlerini? Önemsenmediği için önemsemiyor olabilir miydi kendisini? Yıllara yayılan bir ilgisizlik, umursamazlık ve bunun bir yaratıcının ruhunda, belleğinde açtığı yaralar… Belki böyle de yorumlanabilir” diye yazmış.
Serdar Soydan on yıldan fazla bir süredir bu eserlerin izini gazete ve dergilerde sürüyor. Bir bölümü Arap alfabesi ile yazılmış olan eserler Latin alfabesine çevriliyor. Suat Derviş’in romanları, öyküleri, röportajları kitaplaşıyor.
Serdar Soydan gazete ve dergi taramaları sonucunda Suat Derviş’in toplam 42 romanını tespit etmiş ve bunları yayına hazır halde yayınevine teslim etmiş. Suat Derviş’in külliyatı yayınlanmaya devam ediyor. Bu külfetli yayın işinde İthaki Yayınları’nın özverili tavrına da dikkati çekmeliyiz. İthaki, Suat Derviş’in eserlerini yeniden özenli bir şeklide yayınlamakla kalmıyor, biyografi ve inceleme kitaplarıyla da destekliyor. Yanlış saymadıysam külliyat 29 kitaba ulaşmış.
Suat Derviş dünya çapında bir yazar olduğu için bundan sonraki aşamada Almanya’da, Fransa’da da eserlerinin izini sürmek gerekecek. Berlin ve İstanbul’da yaşayan romancı Menekşe Toprak’ın yeni eseri belki de Suat Derviş’in yurtdışındaki günlerini daha iyi anlamamızda öncü olacak.
Ölümünün ellinci yılında Suat Derviş’i anmak için Sanat Kritik ve İthaki Yayınları bir dizi etkinlik yapıyor. Etkinliklerin ilki 28 Mayıs Cumartesi günü “Suat Derviş: Efsane Bir Kadını Anmak” adıyla, Serdar Soydan, Liz Behmoaras ve Menekşe Toprak’ın katılımıyla gerçekleşmiş. Etkinlikler Ekim ayına dek sürecek. Bir de sempozyum yapılması planlanıyor.
edebiyathaber.net (27 Temmuz 2022)