Uygar Şirin’e göre yazmanın 8 kuralı!

Kasım 17, 2014

Uygar Şirin’e göre yazmanın 8 kuralı!

IMG_82161. Biri yazarlığın ufka bakıp ilham gelsin diye beklenen bir iş olduğunu sanmanıza sebep olduysa ondan uzak durun. Özellikle roman yazarlığı, her tür hormonu pompalayan iniş çıkışlarının yanı sıra, tekdüze, bunaltıcı ve yalnız bir iş. “Çok zor valla çok” demiyorum kesinlikle, eminim daha zorları vardır, ikliminden söz etmeye çalışıyorum. Kıyaslamak gerekirse bence en çok askerliğe benziyor. Hazırlıklı gelin.

2. Hikayeyi düşünmek, bilgi toplamak, omurgayı oluşturmak, hepsi önemli de sonuçta iş oturup yazma işi. Oturun yazın. Koşu gibi, spor gibi düşünün, yazma kasları da çalıştıkça kuvvetlenir.

3. Yaratıcılık boş zamanda gelir, fikir aramadığınız zaman bulunur. Oturup yazma kısmını yapmış olmak şartıyla, miskinlik, oyun, spor ya da canınız ne istiyorsa, günlük programınızda bulunsun. Bunları, yazmaktan kaçmak için kullanmak kadar tembellik sanmak da bir hastalıktır. (Konuyla ilgili, Rollo May’in “Yaratma Cesareti” ve John Cleese’in şu konuşmasına göz atınız.)

4. Başka yazarlardan, daha önce yazılmış roman, öykü, oyun ve senaryolardan çalın. Bizde “çalma” deyince hikayeyi çalmayı anlıyoruz. Saçmalık. Yapıyı çalmalısınız… Hikaye özgündür, tekrar edilemez. Yapı tekniktir, anonimdir, bakıp kendi binana uygulayabilirsin… Bu arayış öğreticidir de. Yapılar arasındaki farkları ve hikayenizin neye ihtiyaç duyduğunu anlamanız gerekir. Dahası, doğru yapı hikayenizdeki eksikleri gösterir.

5. Yazarken ilk turda içinizi kusun, sonra temizlersiniz. Asıl yazar bilinçdışınızdır, zihin çekidüzen verir.

6. “İnsanlar romanlarda gündelik hayatta konuştukları gibi konuşmak zorunda değiller.” Olsun, siz yine de gündelik hayatta nasıl konuştuklarına kulak verin. Mesela sıradan bir sohbeti kaydedip dinleyin. Bir konuşmayı ilk kez sahiden dinlediğinizi fark edebilirsiniz.

7. “’Yazma Teknikleri’ ve ‘Nasıl Yazar Olunur?’ kitaplarını okumayın” diyenlere bakmayın. Kutsal kitap gibi yaklaşıp her dediklerine inanırsanız gelişiminize zarar verirmiş. İyi de bu dünyadaki tüm kitaplar için geçerli. Her satırını uygulamak hayal zaten, kulağınıza küpe olacak bir cümle bulsanız kârdır.

8. Tabii asıl olarak yazar biyografilerini, otobiyografilerini, söyleşilerini okuyun. Hayat hikayeleri arasındaki kimi (ihmal edilebilir) farklarla, çeşitli süs, abartı ve yalanları kenara koyduğunuzda herkesin aynı öyküyü anlattığını göreceksiniz. Bu insana garip, sıcak ve son derece tehlikeli bir huzur verir.

edebiyathaber.net (17 Kasım 2014)

Yorum yapın