Küresel ısınmanın her gün bir parça daha etkilerini gösterdiği, hayat kalitemizin maalesef düştüğü ve düşmeye de devam edeceği ve en önemlisi de Dünya’nın dengesinin her geçen gün daha da bozulduğu aşikar. İklim krizinin beraberinde getirdiği pek çok etkiyi şu an yaşıyoruz ve belli ki yaşamaya da devam edeceğiz önümüzdeki yıllarda. Mevsim dengesizlikleri, olağan dışı hava olayları bunlardan şimdilik bazıları. Bunların pek çok sebebi var muhakkak ama listenin en başında insanlığın doğa ve hayvanları, kendisine hizmet edecek varlıklar olarak görmesi bulunuyor. Oysaki ne hayvanlar ne de doğadaki diğer varlıklar insanlık için varlar. Aksine insanların doğanın dengesini bozmamak için çaba sarf etmeleri gerekiyor ancak bunlar olmadığı sürece doğa insanlığı deyimi yerindeyse cezalandırmayı seçiyor ve anlaşıldığı üzere de bu devam edecek. Bu konuları ele alan kitaplar, çocuk yazınında varlığını arttırmaya her geçen gün devam ediyor. Timaş Çocuk Yayınları’ndan da geçtiğimiz günlerde Ay Kâşifi- Pelikanım Peli yayımlandı. Esra Bulut’un altı-on yaş arası çocuk okurlara hitap eden bu kitabının çizimleri ise Afra Elif’e ait.
Kitabın ana kahramanı küçük bir kız çocuğu ve kitap da bu ismi belirtilmeyen çocuğun ağzından anlatılıyor. Yaz tatiline giren çocuk, bahçelerindeki çeşit çeşit meyve ağaçları ve pelikanı Peli ile yaz boyunca yapmak istediklerini sıralamaya hazırlanırken ailesinin televizyonda Japon bilim elçisinin açıklama yaptığı yayını izlediklerini görür. Haberde gelecekte canlılar tarafından kullanılmak üzere Ay’daki su buzu birikintilerini araştırmak amacıyla Ay Kâşifi adındaki uzay aracının fırlatıldığı ve Türkiye saatiyle gece dokuzda gökyüzünde görülebileceği anlatılmaktadır. Bu haberi duyar duymaz büyük bir heyecana kapılan bu kız çocuğu bahçelerindeki pelikanı Peli’yle konuşmaya başlar. Canlıların -hem insanlar hem de hayvanlar- su olmadan hayatlarını sürdüremeyeceğini bilen ve pelikanına da anlatmış olan bu bilinçli çocuk Ay’da yapılacak olan bu çalışma karşısında büyük bir heyecanla geceyi beklemeye koyulur. “‘Peli’ciğim, sana daha önce biraz anlatmıştım; canlılar susuz yaşayamaz. Yani Dünya, bizim yaşayabileceğimiz ve üzerinde su bulunan tek gezegen. Ama biz Dünya’ya pek iyi davranmıyoruz. Ormanlardaki ağaçlar, denizlerdeki balıklar ve gökyüzündeki kuşlar, her şey biz Dünya’yı kirlettiğimiz için zarar görüyor. Eğer bir gün Peli’ciğim, her şey kötüye giderse -umarım gitmez ama- Dünya çok çok ısınacakmış! Eğer böyle olursa, sıcak yaz günlerinde pelikan dostlarımız ayaklarını sokacak su birikintisi bulamayacaklar.’”(s.10) diye açıklama yapar hatta küçük kız. Bunun için meyve ağaçlarının üzerindeki yerlerini alırlar hemen; her şey hazırdır Ay Kâşifi’ni görmek ve izlemek için. İkinci gece de aynı şekilde “gözlem kuleleri”nde yerlerini alırlar. Ancak o da ne? Ay Kâşifi’nde hiçbir hareketlilik görülmüyordur; onların deyimiyle Ay Kâşifi bir kanat boyu bile yol gitmemiştir. İş başa düşmüştür artık; gezegenin geleceği için çalışma yapacak olan uzay aracının bozulmuş olma ihtimaline karşı kontrol etmeye karar verirler.
Kız çocuğu ile pelikanın kendilerine uygun ekipmanlar sağlayarak pelikanın kanatları aracılığıyla gökyüzüne, uzay aracının seviyesine çıktıklarının anlatıldığı yerler, kitabın ikinci bölümü sayılabilir. Bu noktada fantastik öğelerin daha ağır bastığı görülüyor. İnsansız bir uzay aracı olan Ay Kâşifi’nin içinden fare ve ardından maymun, kaplumbağa ve bir köpeğin çıkmasıyla konu uzay araştırmaları için hayvan gönderilmesine gelir. Yeri gelmişken kitabın yazarı Esra Bulut’un eserini Uzay’a gönderilen ve bir daha Dünya’ya dönemeyen tüm hayvan dostlarımıza ithaf ettiğini de belirtmek gerek. Ay Kâşifi, insansız ama başka canlıları barındırmadığını kim söyleyebilir? Çocukla Peli’ye önce Fare Fafi tanıtır kendini: “Ben Fafi, Amerikalıyım. Biliyorsunuz, insanlar önce biz hayvanları Uzay’a yolladılar. Benim adımı da Fadi koydular. Kontrol edebilirsiniz, hâlâ kayıtlarınızda olmalıyım. Uzaya gönderilen ve bir daha geri dönmeyen kemirgenlerden Fafi! Numaram A3806’ydı.” (s.36) Küçük farenin kendisini ve devamında diğer hayvan arkadaşlarını bu şekilde tanıtması aslında pek çok şeyi özetliyor. Hayvanlar hayatın çoğu alanında olduğu gibi sadece bir denek olarak görülüyorlar ve hayatlarının devam edip etmediği önemsenmiyor. Hayvan deneyleri, birçok alanda karşımıza çıkıyor. İlaç, kozmetik, temizlik sektörü maalesef hayvanların denek olarak kullanılması ile ayakta. Uzay araştırmaları da bunun yine pek önemsenmeyen halkalarından biri. Yazar, bu konuya değinerek çocuklara öğretilmesi zor bir konuyu bir kurgunun içinde vermeyi başarmış ve okuyanlarda farkındalık yaratacağı da kesin. Neticede Ay Kâşifi’ni onarmayı başaran bu küçük çocuk ve pelikanı Peli diğer hayvanlarla vedalaşıp oradan uzaklaşırlar. Onlarınsa Dünya’ya dönmek gibi bir gayeleri artık yoktur, onlar kendi düzenlerini kurmuşlardır. Yazar Esra Bulut, eseri aracılığıyla canlıların sadece insanlardan ibaret olmadığı, doğadaki canlılar deyince hayat belirtisi olan her şeyin kastedildiğini çocuklara anlatıyor. Bu güzel ve öğretici metni hem çocuk okurlara hem de yetişkinlere tavsiye ediyorum. İyi okumalar.
edebiyathaber.net (19 Temmuz 2024)