Varlık’ın Ocak ayı dosya konusu: “Türk Edebiyatı – Türkçe Edebiyat”

Aralık 29, 2020

Varlık’ın Ocak ayı dosya konusu: “Türk Edebiyatı – Türkçe Edebiyat”

Varlık dergisinin Ocak sayısı “Türk Edebiyatı – Türkçe Edebiyat” dosyasıyla yayımlandı.

Dergide yer alanlar:

Dosya: “Türk Edebiyatı – Türkçe Edebiyat” – Deniz Bağrıaçık, Selçuk Orhan, Bâki Ayhan T., Mehmet Özkan Şüküran, Gülüş Türkmen

Gündem: Şair / Yazar Kadınlar Diyor ki: Temize Çekmiyoruz, Yeniden Yazıyoruz!

Yazı: İlk Türk Filmi Sırplarla Savaş Esnasında Hamidiye Krüvazörü’nde mi Çevrildi? (Burak Süme) – Kısa Filmin Uzun Sözü: Irmak Karasu’yla Söyleşi (İrem Kargıoğlu) – “Geçmiş Gibi Eksik”, Yarın Gibi Ücra: Mevsimlik Bir ‘Sağ Kalma Ekonomisi’ Üzerine Düşünceler (Hüseyin Köse) – Civan Aydın’da Derinliğin Yüz(ey)e İzdüşümü: Benzerliğin Ruhi Açılımı (Yalın Alpay) – Ali Cabbar ile Çevre Sorunları Karşısında Sanat Üzerine Söyleşi (Hıdır Eligüzel) – Şeref Bilsel Şiirinde Bir İrade Yitimi Olarak “Aşk” (Hakan Değirmenci – A. Samet Atılgan) – Hayalet Erkler, Hayalî Evler: Selçuk Orhan’ın “40 Hadis” Romanı Üzerine (Fatma Berber) – Yeni Şiirler Arasında (Şeref Bilsel) – Yeni Öyküler Arasında (Jale Sancak)

Şiir: Ergun Tavlan, Serdar Ünver, Enis Akın, Gülümser Çankaya, Gökçenur Ç., Anıl Cihan, Yaprak Damla Yıldırım, Ayfer Feriha Nujen, Seçil Hidayet Öztürk

Öykü: Ilgın Yıldız, Alper Beşe, Behiye H. Malkoç

Desen: Özge Ekmekçioğlu

Varlık Kitaplığı: “Hu!” – Emel İrtem (enderemiroğlu) – Şengül Can ile “Devamsız” Üzerine Söyleşi (Özlem Şan) – İbrahim Karaca ile “Memleket ve Gül” Üzerine Söyleşi (Soner Sert) – “Aslı Akyüz’ün Kanat Alıştırmaları İçin” – Âba Müslim Çelik (Ozan Öztepe) – Varol McKars ile “Ateş, Su ve Aşk” Üzerine Söyleşi (Ayhan Şahin) – Küresel Haberler (Zeynep Şen)

Edebiyattan resme, sinemadan sanat tarihine, çağdaş sanata, felsefeye geniş bir alanda yazılar, söyleşiler yayımlayan Varlık bu ay da Gündem, Kısa Filmin Uzun Sözü, Sinema Tarihimizden Bir Yaprak, Yeni Şiirler / Öyküler Arasında, Küresel Haberler köşeleri ve son çıkan kitapların tanıtıldığı Varlık Kitaplığı bölümüyle okurlarıyla buluşuyor.

Editörden

Tacize, tecavüze, şiddete, istismara hayır diyoruz! Bu sayımızda dosyamızdan önce sözü şair/yazar kadınlar aldı. Diyorlar ki: “Temize Çekmiyoruz, Yeniden Yazıyoruz!”

Varlık’ın Ocak ayı dosya konusu, “Türk Edebiyatı – Türkçe Edebiyat”. Yazarlarımız Deniz Bağrıaçık, Selçuk Orhan, Bâki Ayhan T., Mehmet Özkan Şüküran, Gülüş Türkmen. Meselenin yeni olmadığını, yirmi beş yıldır pek çok kez tartışıldığını, geçtiğimiz aylarda tartışmaların yeniden alevlendiğini herkes biliyor. Konuya birbirinden farklı görüşlere sahip yazarlarla biz de katkıda bulunmak istedik, çünkü edebiyatın kimlikle bağı üretken bir alan. Dil mi, millet/köken mi daha kuşatıcı bir kategori? Bir kategorinin daha fazla unsuru kuşatması onun edebiyatın niteliği üzerinde daha fazla belirleyici olduğunu gösterir mi?

Deniz Bağrıaçık, “Kapsayıcı Toplumlar” başlıklı yazısında Türk edebiyatı – Türkçe edebiyat tartışmasının ifade özgürlüğüyle yakından ilgili olduğunu söylüyor. Konuyu 4. sanayi devriminin toplumsal değişim dinamikleri ve beraberinde getirdikleri çerçevesinde değerlendiriyor. “Farklılıklarımızı hiyerarşi unsurları olarak görmeden, benliklerimizi, kimliklerimizi koruyarak” yola devam edeceksek –Charles Gardou’nun önerdiği şekilde– “kapsayıcı” bir toplum modelini ve tanımları benimsememiz gerektiğini vurguluyor.

“Kelimeler ve Milletler” başlıklı yazısında Selçuk Orhan edebiyat – millet ilişkisinin derinliğine dikkat çekiyor. Yaygın görüşün aksine bir yapıtın yazıldığı dilin edebiyat için tarihsel/toplumsal bağlamdan daha belirleyici olamayacağını savunuyor. İngilizce ya da Fransızca gibi kolonyal dillerden örnekle, bir milletin edebiyatını sadece dil üstünden tanımlamanın siyaseten ayrımcılığı ortadan kaldırmadığını, aksine katılaştırdığını not ediyor.

Dilin tarihsel kökenine dikkat çeken Bâki Ayhan T., kavram üretmenin dayanakları ve gerçekleştirilme biçimleri üzerine temellendirdiği “Kavramların Hizipçi Arzularla Çatışması” başlıklı yazısında öznellik-nesnellik sınırlarını sorguluyor. Kavramların kapsama alanının iyi belirlenmesinin şart olduğunu öne sürüyor, rastgele kavram üretmenin kültürel sığlaşmaya yol açacağına işaret ediyor. Yazının ilginç noktalarından biri de entelektüel arzu ve gerçek çatışmasına değinmesi.

Türk edebiyatı – Türkçe edebiyat tartışmasında bir ara yol yok mu? Mehmet Özkan Şüküran farklı kavramlarla konuşmanın bir zorunluluk haline geldiğini söylüyor ve “Minör Edebiyat Çerçevesinde Dokundurmalar: Kapısı Kalacak Yeri Olmayanlara Açık Bir Evin Edebiyatı” başlıklı yazısında, anadili Türkçe olmayanların yaptığı edebiyatı Deleuze ve Guattari’nin Kafka okumasında kullandığı “minörlük” kavramı üzerinden dilsel ve tematik olarak inceliyor. Şüküran, iddialı; hakkında sürekli konuşulan ama kimsenin ne olduğu üzerinde çok durmadığı meseleler var, diyor.

Konuya yurtdışından da bakıyoruz: Gülüş Türkmen, Belçika’yı merkeze alarak Fransızcanın da konuşulduğu çok dilli ülkelerde edebiyatın nasıl adlandırıldığı meselesini inceliyor. Yazısının başlığı bir soru: “Brel, Belçika’nın Edebiyat Müfredatına Girer mi?” Moliere’in dili Fransızcayla Belçika’yı anlatan bir dünya sanatçısı Jacques Brel; peki ama hangi ülkenin okullarında okutulur? Fransız Edebiyatı ile Frankofon Edebiyat arasında 20. yüzyılın ikinci yarısında beliren ayrım Fransa ve Belçika’da nasıl ele alınıyor? Fransızca dilinde bir dünya edebiyatı olduğunu görmemizi sağlayan Frankofon Edebiyat, acaba indirgeyici, küçümseyici bir yan anlam taşıyor mu?

Varlık sizinle birlikte sormaya, sorgulamaya devam ediyor, yeni yılda da ümitle.

Mehmet Erte

edebiyathaber.net (29 Aralık 2020)

Yorum yapın