Almanya’nın eski Türkiye büyükelçisi Ekkhard Eichkhoff’un yazdığı “Venedik, Viyana ve Osmanlılar” kitabı, Viyana kuşatmasının ardından çöküş süreciyle baş etmek zorunda kalan Osmanlılara ve onların geri çekilmesiyle birlikte bir “süper güç” olarak tekrar ve çok daha sağlam bir şekilde ayağa kalkan Viyana İmparatorluğu’na değinen derin bir tarih araştırması niteliği taşıyor.
Ekkhard Eichkhoff, 8 Haziran 1927 yılında Berlin’de doğmuş. İkinci Dünya Savaşı sırasında esir düşmüş. Berlin’de okudu liseyi bitirdikten sonra 1946 yılında Berlin Humboldt Üniversitesi’nde tarih eğitimine başlamış. Üniversiteye önce Amerika’da, sonra da Beyrut’ta devam etmiş. 1953 yılında da Saarland Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamış. Aynı yıl içerisinde Almanya Dışişleri Bakanlığı’nda göreve başlamış ve pek çok ülkede büyükelçilik yapmış. 1988 yılından emekli olduğu 1992 yılında kadar Türkiye’nin Almanya büyükelçisi olarak görev yapan Eichkhoff, bir süreliğine Stuttgart Üniversitesi’nde çalışmış. Almanya, İtalya, Osmanlı Orta Çağ’ı ve Yeni Çağ Güneydoğu Avrupa’sında uzmanlaşmış olan Ekkhard Eichkhoff, Ketebe Yayınları Tarih dizisinden Semiha Cenez Ülker çevirisiyle yayımlanan “Venedik, Viyana ve Osmanlı” adlı kitabında, Viyana kuşatmasının ardından çöküşün eşiğine gelen Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Avrupa’da verilen mücadelede Viyana’nın oynadığı rolü birçok farklı perspektiften ve dönemin aktörlerine de ter vererek ele alıyor.
Kitabına, Viyana kuşatmasında kilit rol oynayan Girit’in işgaliyle başlayan Eichkoff, işgal sürerken Ege Denizi’ndeki savaşlara göz atarak Güneydoğu Avrupa’da yaşananların bir özetini çıkarıyor. Bu enada İstanbul’da, Osmanlı hükümetinin savaştan yorgun düşmüş halini, şehirde ve dolayısıyla imparatorluğun tamamında süregelen kaosu ele alıp Ege’nin savaşlardan sonraki 1650’lerdeki vaziyetini anlatıyor. Ege Savaşı’nın önemine ittifaklarla, imparatorlarla, başka ülkelerdeki savaşların Ege’de vuku bulan yansımalarına değinen yazar, o zamanın meşhur Habbsburg İmparatorluğu, Macarlar ve Osmanlılar arasındaki ilişkiyi ele alırken Kandiye’de neticelenen savaşların kahramanlarına ve yaşanan kuşatmaya göz atıyor.
Devamında, yönünü kuzeye çeviren Eichkoff, bu bölümlerde Kazaklarla Tatarlara, Lehistan’ın doğusuna, Kamaniçe’deki savaşa, 1674’teki kral seçimine değinip oradan iki savaş arasında Kuzey ve Güney Avrupa’da ne olup bittiğine, sonrasında da kuşatmadan çıkan Viyana’nın durumuna el atıyor. Macaristan’ın tekrar zapt edilişini ve bunun yarattığı sonuçları gün yüzüne çıkaran Eichkoff, Karlofça Antlaşması’na giden yolda yaşananları bir bir ortaya dökerek on yıllar boyunca meydana gelen olaylara ışık tutuyor.
Ekkehard Eichkoff “Venedik, Viyana ve Osmanlılar”da, krallardan sultanlara, en az onlar kadar önemli rolleri olan sadrazamlardan yeniçerilere, Bâbıali’den Avrupa Sarayları’na, cumhuriyetlere, imparatorluklara kadar uzayan geniş çaplı bir pencereden yarım asırlık bir dönemin fotoğrafını çekiyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’dan geri çekildikten sonra, Avusturya’nın nasıl “süper güç” haline geldiğine detaylı araştırmalar ve kişisel yorumlarla eğilen “Venedik, Viyana ve Osmanlılar”, sadece tarih meraklılarının değil, dünyanın seyrini değiştiren bir dönemde yaşananlara ilgi duyanların da dikkatini çekecek türden derinliğe sahip kapsamlı bir tarih kitabı olarak raflardaki yerini alıyor.
edebiyathaber.net (23 Ağustos 2024)