Leitmotiv, edebiyata müzik alanından geçen bir kavramdır. Müzik parçası içerisinde bir melodinin belli aralıklarla tekrar etmesi durumudur. Nakarat şeklinde de ifade edilebilir. Aralıklı olarak tekrar eden sesler, parçaya ritm kazandırır. Ve bu ritm, parçanın, dinleyenler üzerindeki etkisini artırır.
“Edebiyatta, özellikle roman türünde rağbet gören bir teknik olarak leitmotiv, türlü vesilelerle, tekrarlanan bir ifade kalıbıdır. Özellikle natüralist romancıların başvurduğu bu teknik, roman şahıslarını belirleyen tipik özellikleri vermede kullanılır. Mesela belli bir kelimenin dikkati çeken telaffuzu, ya da belli şartlar altında tekrarlanan mimikler, her fırsatta hatırlatılan bazı yaratılış özellikleri leitmotiv karakteri taşır.”(1)
Edebiyatta kullanılan şekliyle leitmotiv, bir yandan metne derinlik katarken, bir yandan da metnin içyapısını çözmemize yardımcı olur.
Peter Walsh, Clarissa Dalloway’in eski talibi ve arkadaşıdır. Düzenle uyuşamamış, yalnız bir adamdır. Aralarındaki ilişki, Clarissa’nın Peter’ı reddetmesi yüzünden bitmiş, ikisi de başkalarıyla evlenmişler ama birbirlerini unutamamışlardır.
Virginia Woolf’un Mrs. Dalloway romanında Peter Walsh’ın eski, kemik saplı çakısı, bir leitmotiv olarak karşımıza çıkar: “‘Seni yine görmek harika!’ diye bağırdı Clarissa. Çakısını çıkarmıştı Peter. Huyu suyu değişmemiş, diye düşündü.” (s.45) (2)
Peter, çakısını her zaman yanında taşır: “Ceplerini boşalttı. Çakısıyla birlikte Daisy’nin verandada çekilmiş bir fotoğrafı çıktı…” (s.168)
Peter’ın bağımlı bir kişilik olduğunu görürüz. Clarissa’ya olan hisleri de bir çeşit bağımlılıktır. Heyecanlandığında bu çakı sayesinde sakinleşir, zayıf anlarında ondan güç alır. Bunu, çakıyla oynarken zihninden neler geçtiğine bakarak anlarız: “Bana bakıyor, diye düşündü, ansızın bir çekingenlik duyarak, oysa Clarissa’nın ellerini öpmüştü. Elini cenine sokup büyük bir çakı çıkardı, bıçağını yarı yarıya açtı.” (s.45) “Karşımda ne olduğunu biliyorum, diye düşündü Peter, karşımda ne olduğunu biliyorum, parmağını çakının sırtında gezdirdi, -ama göstereceğim Clarissa’ya- ve birden, kendisi de şaşırarak, o denetlenemeyen güçler tarafından tutulup havaya fırlatılmışçasına, gözyaşlarına boğuldu.” (s.51) “Ruhu cesaret bulmalıydı, tahammül edebilmek için. Peter Walls çakısının büyük bıçağını açtı.” (s.177)
Nitekim romanın sonlarına doğru yazar Sally’nin ağzından düşüncemizi doğrular: “Eski numarası bu, çakıyı açmak, diye düşündü Sally, ne zaman heyecanlansa çakısını açıp kapatır.” (s.201)
İş bu kadarla da kalmaz, bu sihirli çakı, diğer karakterler hakkında da tüyolar verir. Clarissa’nın eski, lezbiyen aşkı Sally, ortak arkadaşlarıdır. İnsanlarla derinlikli ilişkiler kuran biridir. Bu nedenle, Peter’i çok iyi tanır. Clarissa ise Peter’in âşık olduğu kadındır ama onu Sally kadar iyi tanımaz. Çünkü Clarissa’nın bütün ilişkileri yüzeyseldir. “Zavallı Peter diye düşündü Sally, Clarissa neden yanlarına gelip konuşmuyordu onlarla? Peter bunu arzuluyordu. Farkındaydı Sally. Peter sürekli Clarissa’yı düşünüyor ve çakısıyla oynuyordu.” (s.205) “Ne tuhaf bir alışkanlık, diye düşündü Clarissa; böyle durmadan çakıyla oynaması. İnsana kendisini de anlamsız hissettiriyordu böyle yapması…” (s.49)
Sonuç olarak, leitmotiv tekniği, özenli kullanılması durumunda metni güçlendirir. Çünkü edebiyatta tekrar önemli bir anlatım aracıdır. Gerçekten de, romanın kurgusu, Clarissa’nın daveti ve Septimus’un talihsiz intiharı üzerine olmasına rağmen, bu çakı sayesinde Peter, en akılda kalır karakter haline gelmiştir. Onun adına üzülür, isyan eder ve onu çok severiz.
Dipnotlar:
(1) Aytaç G.; Thomas Mann’ın Der Zauberberg ve Lotte in Weimar Romanlarındaki Edebi Kişiliği, DTCF Yay. Ankara, 1972, s.173
(2) Woolf V.; Mrs. Dalloway, Kırmızıkedi Yayınları, İstanbul, Eylül 2012, Çev. İ. Özdemir (Tırnak içinde ve italik yazılmış bütün bölümler aynı kitaptan yapılan alıntılardır.)
Ayşe Korkmaz – edebiyathaber.net (2 Mayıs 2019)