Heinrich Mann’ın “Professor Unrat” adlı eserinden 1930 yılında sinemaya uyarlanan “Mavi Melek”, en çok etkilendiğim siyah-beyaz yapımlardan biri. Film hem Almanca hem de İngilizce aynı anda çekilmiş, bu şekilde daha geniş bir pazara sahip olacağı düşünülmüş.
“Lola Lola”yı oynayan Marlene Dietrich zaten bu sayede bir anda dünya çapında yıldız ünvanına kavuşmuştur. “Mavi Melek”, filmdeki batakhanenin/kabarenin adıdır. Film, lise öğrencilerini üniversiteye hazırlayan bir okulda/Gymnasium’da saygın bir profesör olan Immanuel Rath’ın saygınlığını yitirip deliye dönüşümünü yani “düşüşünü” anlatır.
Profesör Rath, her ne kadar kel, şişman, çirkin ve tütün kokan bir adam olsa da söz konusu eğitim ve öğrenciler olduğunda disiplini elden bırakmayan biridir. Tabii öğrencilerinin kendisinden nefret ettiğini de belirtmek lazım. Dersten sonra çelme takılıp düşen öğrencisinin elinde bir batakhaneye ait olduğunu öğreneceği fotoğraflar bulur. Fotoğraflar dönemin erotik nüshalarıdır. Prof. Rath, öğrencisini sorguya çeker. Ve fotoğrafları/kartları “Mavi Melek” adlı batakhaneden diğer öğrencilerinin aldığını öğrenir. Öğrencilerini batakhaneden kurtarması gerektiğine inanır. Bunun üzerine gece vakti batakhaneye gidip o öğrencileri yakalamaya/bulmaya çalışır. Oysa kaderin cilvesinden kaçamayacak, duman altı olan batakhanede “Lola Lola” adlı -fotoğraflardaki- kadının cazibesiyle tanışacaktır. Bu tanışma esnasında batakhanede saklanmakta olan öğrenciler, “Lola Lola”nın iç çamaşırını Profesörün cebine gizlice yerleştirir. Batakhanedeki curcuna ve kaçma-kovalamaca esnasında film boyunca hiçbir repliği olmayan ve çok nadiren göreceğimiz Palyaço’nun garip bakışlarına tanık oluruz. Filmin en büyük sürprizinin de bu Palyaço olduğunu belirtmeliyim. Filmi izlemeye niyetlenenler için “Palyaço” sürpriz olarak kalsın.
Profesör Rath, bir sonraki gece “Lola Lola”nın iç çamaşırını iade etmek için tekrar “Mavi Melek”e uğrayacaktır. İç çamaşırını iade ettiği “Lola Lola” ile iyice yakınlaşırlar. Profesör Rath, her ne kadar çirkin ve yaşlı bir adam olsa da Lola Lola, onu cazibesiyle kendisine bağlar. Batakhane sahibi dahil herkes Profesör’ü el üstünde tutar. Profesör Rath, batakhanedekileri “sanatkâr” olarak görür. Gece hayatı ve batakhaneler hakkında Profesör’ün öğreneceği çok şey vardır. Rath, deliliğe giden yolda ilk adımı atmıştır ve bunun bedelini çok ağır ödeyecektir. Olayların devamında Rath’ın öğrencileri, Profesör’ün batakhane dilberiyle olan ilişkisini okulda ifşa eder. Okul yönetimi profesörden bir tercih yapmasını ister. Ya okul ya da “Mavi Melek”?
Aşkın ve şehvetin cazibesine kapılan Profesör, “Mavi Melek”i yani “Lola Lola”yı tercih eder. Lola Lola ile evlenir, kabare/batakhane ekibiyle beraber turneye çıkar. Bütün parasını Lola Lola uğruna harcar. Eskiden kabare/batakhane ekibince el üstünde tutulan Rath’a, paralar suyunu çekince sokak köpeklerinden fazla değer verilmez. Artık bir koca değil Lola Lola’nın hizmetçisidir. Hizmetçilik yetmez… Madem Profesör’ün parası yok ve kabarenin kesesinden beslenmekte o hâlde daha fazla çalışmalıdır. Profesör Rath, böylece kabarede karısının imzalı erotik fotoğraflarını/kartlarını müşterilerine satmak zorunda kalır[Bu kartlar yüzünden öğrencilerini takip etmişti]. Aynı zamanda müşterilerin sahnedeki karısına şehvetle bakışına katlanır, herkesten azar işitir. Kıskançlık krizlerine girer. Yapabileceği hiçbir şey yoktur. Artık batakhanenin çalışanıdır. Ya bu şekilde çalışmaya devam edecek ya da kapı dışarı edilmesi an meselesidir. Ve daha her şey bitmemiştir; çünkü kabare sahibinin[Sihirbaz’ın] onun için başka planları vardır. Profesör’ü eskiden yaşadığı şehre götürüp sahnede pazarlayacaktır. Lola Lola’nın Profesör’ü ikna etmesiyle reklam broşürleri basılır, dağıtılır. Adeta batakhane önünde izdiham yaşanır. Profesör’ü izlemeye şehrin bütün elit tabakası gelir… Profesör, eskiden saygı gördüğü insanlarca alay konusu olur, bu esnada karısı başkasına kur yapmaktadır. Bunu gören Profesör kıskançlıktan çılgına dönen ve Lola Lola’yı boğmak isteyen Profesör Rath’a deli gömleği giydirileceği an gelir çatar. Filmin sonunda çıldırmış bir şekilde kabareden kaçan Rath’ın sığınacağı ve rahatça öleceği tek bir yer kalır… Gymnasium!
Profesör Rath’ın trajedisinin filmin barındırdığı sürprizlerle izleyeni yakaladığını, özellikle alay konusu olduğu sahnelerde insanı derinden etkilediğini söyleyebilirim. Oyuncuların inandırıcı performansı, yönetmenin ışığı kullanmadaki becerisi ve makyaj bu etkiyi fazlasıyla yaşatıyor. Özellikle profesörün dönüşümü/düşüşü, kamera Profesör’ü her gösterişinde ürkütücü bir hâl alıyor. Klasik film seviyorsanız izleyin, pişman olmayacaksınız.
Mehmet Reşat Caymaz – edebiyathaber.net (10 Eylül 2013)