Türk şiirinin büyük ustalarından Yahya Kemal’in en önemli özelliği yaşarken eserlerini kitap halinde yayınlatmamasıdır. Eserleri ancak ölümünden sonra kitaplaştırılmış. Yakın dostu ve öğrencisi Nihad Sâmi Banarlı’nın girişimiyle kurulan Yahya Kemal Enstitüsü hem şairin anısını yaşatmak, Yahya Kemal’den kalanları korumak için bir müze oluşturmuş hem de bütün şiirlerini, nesir yazılarını, hâtıralarını ve mektuplarını on iki kitap halinde yayımlamış. Bu kitaplar enstitü arşivinde bulunan el yazısı müsveddelerin ve çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış eserlerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş.
Nihad Sâmi Banarlı, şiir kitaplarını Yahya Kemal’in vefatından önce kendi tavsiyeleri ve arzuları dikkate alınarak ve kendisinin koyduğu isimler altında yayımladığını belirtiyor. Bu istek hakkında bir belge var mı merak ettim. Çünkü Yahya Kemal’in eserlerini kitaplaştırma konusunda müşkülpesentliği biliniyor.
Eski ve klasik divan tarzında olanlar “Eski Şiirin Rüzgârıyle”, Hayyâm’dan tercümeleri de dahil olmak üzere bütün rubâîleri “Rubâîler”, yeni biçimdeki şiirleri de “Kendi Gök Kubbemiz” adı altında toplanmış. Düzyazıları da “Aziz İstanbul” (1964), “Eğil Dağlar” (1966), “Siyâsî Hikâyeler” (1968), “Siyâsî ve Edebî Portreler” (1968), “Edebiyâta Dâir” (1971), “Çocukluğum, Gençliğim, Siyâsî ve Edebî Hâtıralarım” (1973), “Târih Musâhabeleri” (1975), “Bitmemiş Şiirler” (1976) ve “Mektuplar-Makaleler” (1977) adları verilen kitaplarda toplanmış. (BEYATLI, Yahya Kemal – TDV İslâm Ansiklopedisi (islamansiklopedisi.org.tr).
Onlarca yıl sonra Yahya Kemal külliyatına yeni bir cilt eklenmesi tabii ki heyecan verici bir gelişme. Yeni cildin adı “Son Keşifler” ve “Derlenmemiş Şiir, Makale, Röportaj ve Mektuplar” alt başlığını taşıyor. Mehmet Samsakçı’nın derlediği kitap Banarlı’nın hazırladığı kitaplardan sonra akademisyen ve araştırmacıların gazete ve dergi taramalarıyla ya da koleksiyon ve arşivlerde buldukları eserlerin, belgelerin derlenip kitaplaştırılmış hali. Çoğunluğu akademik yayınlarda yer alan ve bu nedenle ulaşması kolay olmayan bu çalışmalar bir araya getirilerek okura büyük kolaylık sağlanmış. Akıl edenleri, gerçekleştirenleri kutlarım.
Şiir ve mensur şiirlerle başlayan “Son Keşifler”, “Edebi makale ve musahabeler”, “İstiklâl Harbi ve Yakın Dönem Türk Tarihi”, “Portreler – Tarihi Musahabeler, Siyasi ve Edebi Hatıralar”, “Anket”, “Röportaj”, “Konferans”, “Resmi Raporlar” ve “Mektuplar” başlıklı bölümlerden oluşuyor.
Şiir ve mensur şiirler bölümünde yer alan eserler şairin asıl adı olan Ahmet Âgâh’tan yola çıkarak Âgâh, A. Âgâh, Âgâh Kemal gibi imzalarla yayınladığı ve oluşum dönemi diyebileceğimiz gençlik çağlarında, Servet-i Fûnûn etkisinde yazdığı şiirleri. Şairin şiirini nasıl geliştirip değiştirdiğini anlamak açısında önemli örnekler.
Biz Yahya Kemal’i büyük bir şair olarak tanıyoruz ama çok yönlü bir kişiliği, entelektüel yaşamı var. Sanat, edebiyat ve tarih hakkında birçok yazısı gazete ve dergilerde yayınlanmış. Milletvekilliği ve diplomatlığı ayrı bir boyut. Siyasetle yakından ilgilenmiş ve önemli analizler yapmış. Uzun yıllar tarih öğretmenliği yapmış. Uygarlık tarihi ile yakından ilgilenmiş. Tarihe, geçmişimize yönelik incelemelerini yanında “Nev-Yunânîlik” gibi kendine has tezleri de var. “Son Keşifler”de bu çok yönlülüğün örneklerini görüyoruz.
Kitapta yer alan bazı makaleler günümüzde de tartışılan konulara değinmesi ve büyük şairin bakış açısını yansıtması açısından önemli. Ama benim dikkatimi özellikle anılarla ördüğü yazıları ve portreler çekti. Yahya Kemal sözünü sakınmayan bir yazar. Kötüye kötü demeyi biliyor ve neden kötü dediğini de net bir şekilde izah ediyor.
Genç yaşta Paris’e gittiğinde katıldığı Jön Türkler hakkında yazdıkları bu dobralığına somut bir örnek olarak değerlendirilebilir. Abdülhak Hamit, Ziya Gökalp gibi adlar hakkında anılarla dokunmuş ama önemli yargıları içeren portre yazıları kaleme almış. Osmanlı’nın son dönemleri hakkında yaptığı tahlillerde dikkat çekici.
Mehmet Samsakçı’nın sunuş yazısında belirttiği gibi okur olarak bu metinlerin neden mevcut külliyatta yer alan kitaplara eklenmediğini merak ediyoruz. Çünkü bu metinlerin her biri kitaplaştırılmış metinlerle eş değerde ve Yahya Kemal’in bütün eserlerini tamamlayacak nitelikte.
Önceki kitaplar zaten Yahya Kemal’in vefatından sonra derlenip yayınlanmış olduğuna göre, böyle bir ilk yayın yaptıktan sonra bunları yeni ekler olarak kitaplara koymakta bir sakınca olmaması gerek.
Mehmet Samsakçı “Son Keşifler”de yer alan metinleri külliyata eklememe nedenini “herkes bu kitaplara ve içeriklerine sıkı bir ünsiyet kesbetmiştir” diye izah etmiş ve “bu kitapların 10 adedini hazırlayıp kamuoyu ile paylaşan merhum Nihat Sami’nin tercih ve taktirine müdahale etmek Cemiyet İdare Heyeti tarafından uygun bulunmamıştır” diye eklemiş. Yahya Kemal yaşarken bu kitaplar oluşturulmuş olsaydı eserlerin bütünlüğüne müdahale ediliyor diye yeni ekler yapılmasını hoş görmezdik. Ama bu kitaplar zaten onun ölümünden sonra ve konulara göre ayrılarak kitaplaştırılmış, yani içeriklerine yapılan yeni eklerin okur tarafından garipseneceği fikrine katılmıyorum. Aksine bu kitapları yeni edinecek okura kolaylık sağlar.
“Nihat Sami’nin tercih ve taktirine müdahale etmek” gerekçesine ise hiç katılmıyorum. Banarlı’nın derlediği “Eğil Dağlar”daki bazı makalelerin bazıları daha sonra bu kitaptan “Millî Mücadele ile doğrudan ilgisi bulunma”dığı gerekçesiyle çıkarılabiliyorsa ve bu tasarruf “Nihat Sami’nin tercih ve taktirine müdahale etmek” olmuyorsa (!), “kitaplara ve içeriklerine sıkı bir ünsiyet kesbetmiş” oukru etkilemiyorsa ekler yapmak da aynı şekilde sakınca taşımaz. Birer dipnotla yeni eklenen metinleri belirtmeniz yeter. Sonuçta bu kitaplar Banarlı’nın derlemesidir ama Yahya Kemal’in eseridir. Banarlı da derleme işini Yahya Kemal Enstitüsü adına yaptığına göre sorun oluşturmaz. Kendinde bu derlemelerden makale çıkartma yetkisi bulan Cemiyet İdare Heyeti’nin ekleme yapılmasına karşı çıkması anlamsız görünüyor. Bence bu kararlarını yeniden gözden geçirmeleri ve doğru olanı yapmaları gerekiyor. Yani “Eğil Dağlar”dan çıkardıkları makaleleri eski yerlerine koymalı ve “Son Keşifler”deki metinleri de külliyatta uygun yerlere eklemeliler.
“Son Keşifler”deki metinleri okurken Yahya Kemal’in büyüklüğünü bir kez daha anlıyorsunuz. Çok yönlü bir entelektüel olarak birçok konuya değinmiş. Geçmişi sorguladığı kadar gelecekle de ilgili. Gelişmelere, yeniliklere açık ama onları olduğu gibi kabul etmiyor, anlamaya çalışıyor, tartışmaya açıyor. Daha önce de dediğim gibi edebiyat, tarih, siyaset gibi konularda geliştirdiği tezlerin birçoğu oldukça güncel. Yani, ele aldığı sorunların bazılarını hâlâ tartışıyoruz. “Son Keşifler” Yahya Kemal’i yeniden keşfetmek, hayatını, sanatını, görüşlerini tartışmak için okunması gereken önemli bir çalışma.
- “Son Keşifler” Yahya Kemal, der. Mehmet Samsakçı, Ocak 2024, İstanbul Fetih Cemiyeti yay.
edebiyathaber.net (7 Şubat 2024)