Yalnızlığın tüm veçheleri… | Kahraman Çayırlı

Ağustos 2, 2024

Yalnızlığın tüm veçheleri… | Kahraman Çayırlı

Anıl Yıldız, yeni kitabı Yalnızlığın DoruklarındaYalnızlık Üzerine Bir Deneme’de mümkün mertebe yalnızlığın tüm duraklarına uğruyor, felsefenin, sosyolojinin, edebiyatın, diğer çeşitli sosyal bilimlerin en mühim isimlerinin kapılarına bu kez yalnızlık vesilesiyle çıkıyor.

Yalnızlık, insanın varoluşsal bir deneyimi olarak felsefi düşüncenin merkezinde yer alır. Bu deneyim, bireyin kendisiyle, çevresiyle ve evrenle olan ilişkisini derinlemesine sorgulamasına olanak tanır. Felsefi açıdan yalnızlık, sadece bir fiziksel yalnızlık durumu değil, aynı zamanda bireyin içsel dünyasında yaşadığı bir süreçtir. Bu süreç, kişinin kendi varlığını ve anlamını keşfetme yolculuğudur. Birçok filozof, yalnızlığı farklı açılardan ele almıştır. Jean-Paul Sartre ve Martin Heidegger gibi varoluşçu filozoflar, yalnızlığı insanın varoluşsal durumu olarak değerlendirir. Sartre, yalnızlığın bireyin özgürlüğünün bir yansıması olduğunu savunur. Ona göre, insan özgür olduğu ölçüde yalnızdır; çünkü özgürlük, bireyin kendi seçimlerini yapma ve bu seçimlerin sorumluluğunu üstlenme yeteneğidir. Bu da kaçınılmaz olarak bir yalnızlık deneyimini beraberinde getirir. Diğer yandan, Heidegger, yalnızlığı insanın varoluşunun temel bir parçası olarak görür. Ona göre, yalnızlık, “Dasein” [varlık] kavramının bir ifadesidir. İnsan, kendi varlığını ve ölümünü anlamaya çalışırken kaçınılmaz olarak yalnızdır. Bu yalnızlık, bireyin kendi ölümlülüğünü ve sınırlılığını kabul etmesiyle derinleşir. Heidegger için yalnızlık, otantik bir varoluşun koşuludur; çünkü ancak yalnızlık içinde insan, kendi özüne ulaşabilir.

Yalnızlık, aynı zamanda bir yaratıcılık ve içsel keşif alanı olarak da görülebilir. Birçok sanatçı, yazar ve filozof, yalnızlığı ilham verici bir kaynak olarak değerlendirir. Friedrich Nietzsche, yalnızlığı bir tür güç ve kendini aşma aracı olarak görür. Yalnızlık, bireyin kendi düşüncelerine, duygularına ve yaratıcı potansiyeline odaklanmasına olanak tanır. Bu bağlamda, yalnızlık, bireyin kendi içsel dünyasını keşfetmesi ve kendini ifade etmesi için bir fırsattır. Ancak yalnızlık, her zaman olumlu bir deneyim olarak görülmez. Özellikle modern toplumlarda, yalnızlık genellikle bir izolasyon ve dışlanma hissiyle ilişkilendirilir. Toplumun hızla değişen dinamikleri ve teknolojinin getirdiği yeni iletişim biçimleri, bireylerin fiziksel olarak yalnız olmasalar bile duygusal ve zihinsel olarak yalnız hissetmelerine neden olabilir. Bu durum, yalnızlığın birey üzerindeki psikolojik etkilerini de gündeme getirir. Psikolojik açıdan bakıldığında, yalnızlık hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurabilir. Olumlu açıdan, yalnızlık bireyin kendi kendini tanımasına ve kişisel gelişimine katkıda bulunabilir. Ancak uzun süreli ve istemsiz yalnızlık, depresyon, anksiyete ve diğer mental sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, yalnızlığın dengeli bir şekilde ele alınması önemlidir.

Felsefi düşüncenin bir diğer önemli yönü, yalnızlığın toplumsal boyutudur. Toplumsal bağlamda yalnızlık, bireyin toplum içindeki yerini ve diğer insanlarla olan ilişkisini sorgulamasına neden olabilir. Hannah Arendt, insanın doğası gereği sosyal bir varlık olduğunu ve yalnızlığın, insanın sosyal bağlarını ve toplum içindeki anlamını kaybetmesiyle sonuçlanabileceğini vurgular. Bu bağlamda, yalnızlık sadece bireysel bir deneyim değil, aynı zamanda toplumsal bir fenomendir. Sonuç olarak, yalnızlık felsefesi, bireyin varoluşunu, özgürlüğünü, yaratıcılığını ve toplumsal bağlarını derinlemesine sorgulayan bir düşünce alanıdır. Yalnızlık, hem bir kendini keşif aracı hem de potansiyel bir tehlike olarak görülür. Felsefi açıdan yalnızlık, bireyin kendi varlığını anlaması ve bu varoluşun anlamını araması sürecinde vazgeçilmez bir deneyimdir. Bu deneyim, insanın hem kendisiyle hem de evrenle olan ilişkisinde derin bir anlam taşır.

Yalnızlık bir yandan üzerine yazılması çok ağır bir husus gibi görünürken bir yandan insan, hayatımızın muhtelif yalnızlıklarla örülü olduğunu fark ediyor. Anıl Yıldız, yeni kitabı Yalnızlığın DoruklarındaYalnızlık Üzerine Bir Deneme’de mümkün mertebe yalnızlığın tüm duraklarına uğruyor, felsefenin, sosyolojinin, edebiyatın, diğer çeşitli sosyal bilimlerin en mühim isimlerinin kapılarına bu kez yalnızlık vesilesiyle çıkıyor. Yalnızlık sosyolojik, felsefi düşünceler tarihinde de sayısız kez üzerine düşünülmüş, ölçüp biçip tartılmış, tartışılmış bir husus. Örneğin Nietzsche’nin Yalnızlığı (s.43-44), Sevim Burak’ın Yalnızlığı (s.46), Dostoyevski’nin Yalnızlığı (s.47), Van Gogh’un Yalnızlığı (s.48-49) ve Antonin Artaud’nun Yalnızlığı (s.50). Anıl Yıldız yeni kitabında tüm bu yalnızlıklara, yalnızlığın farklı aynalarına tek tek yakından bakıyor; mukayeseler yapıyor.   

Anıl Yıldız’ın bir önceki kitabı Alacakaranlık EdebiyatıYeni Bir Edebiyat Keşfine Doğru için “Anıl Yıldız zor sorular, ağır fikirler arasında ilerlerken kendi özgün patikasını açmayı hiç ihmal etmiyor. Verdiği örnekler (mesela kitapta yine sıkça karşımıza çıkan Sokrates örneği) kitabı enikonu bir demir leblebi kılıyor. Ancak bu tür kitaplar sayesinde insan kendi haddini aşabilir, kendi haddini ve bağlarını soru işaretleriyle donatabilir. Benzer çerçevelerde dolanmamak, yeni patikalarda düşünsel nefesler almak ancak Anıl Yıldız’ın kitabı gibi ilerletici kitaplarla mümkün.[1]” demiştim; tüm bu söylediklerim Yıldız’ın yeni kitabı için de geçerli. Yazarın farklı yalnızlıklara dair yaklaşımı, buralardan ulaştığı yeni bileşimler takdire şayan ve hakikaten insanın zihnini, düşünce metotlarını açıyor, farklı tabakalara ulaştırıyor.

Yazar bu zor, üzerinden fikir yürütmenin kolay olmadığı konuyu muhtelif veçhelerinden yeni güzergahlara ulaştırıyor. Her birimizin yalnızlığı biricik, her birimizin yalnızlığı kendine özgü, apayrı. Sayfalar ilerlerken ister istemez okur kendi yalnızlığına, yalnızlıklarına da farklı aynalardan bakacak. Tüm nitelikli kitaplarda olduğu üzere, kitabı bitirdiğinizde zihninizde yalnızlıklara, hayata, gündelik hayata, muhtelif sosyal bilimlere dair sorular belirecek. O yüzden Anıl Yıldız’ın kaleme aldığı Yalnızlığın DoruklarındaYalnızlık Üzerine Bir Deneme’yi muhakkak okuyun…   

Yalnızlığın DoruklarındaYalnızlık Üzerine Bir Deneme / Anıl Yıldız / Sakin Kitap / Deneme / 80 sayfa


[1] https://www.ajandakolik.com/gercek-bir-demir-leblebi-anil-yildizdan-alacakaranlik-edebiyati/

Yorum yapın