Daha çok öyküleriyle tanıdığımız ve son dönem edebiyatımıza damga vuran isimlerden, sürekli üreten bir yazar olan Neslihan Önderoğlu’yla, ON8 Kitap etiketiyle raflarda yerini alan ikinci romanı “Ay Dolandı’’ sayesinde yeniden buluşuyoruz.
“Ay Dolandı’’ genellikle İstanbul’un gecekondu semtlerinin birinde, kentsel dönüşüme kurban giden mahallede geçiyor. Önderoğlu, güçlü gözlem yeteneği sayesinde bu mahallede yaşayan insanların yaşamlarını bir film sahnesi gibi okuyucusuyla buluşturuyor. Okur, yaşanan olayların içinde kendini bularak olaylar hakkında bir şeyler söylemesi gerektiği hissine kapılıyor.
Roman, sosyoekonomik düzeyi düşük bir aileden gelen, Erdal ve Saliha adlı iki gencin iş görüşmesine çağrılmaları ve sonrasında bu işe kabul edilmeleriyle başlıyor. Yapacaklar iş ise; aileleriyle Atlantis Alışveriş Merkezi’ne gelen çocukların vakit geçirmesi için kurulacak olan “Bikini Kasabası’’nda, başta Sünger Bob ve bu çizgi filmde yer alan diğer karakterleri de çocuklara canlandırarak, onlarla birlikte oyun oynamaktır.
Aynı işe Saliha ve Erdal gibi Diyarbakır’dan, İstanbul’a okumak için gelen; Bünyamin ve Miran da alınmıştır. İlk günler de bu iş, Saliha’ya zor gelir; ta ki gönlünü tıp öğrencisi Miran’a kaptırana kadar… Miran da Saliha’ya karşı boş değildir! Ama bu aşkı onaylamayacak olan bir isim vardır: o da Erdal! Her ne kadar karşılık bulamasa bile Erdal’ın gönlü de çocukluk arkadaşı ve ablası Güldal’ın eşi Ahmet’in yeğeni olan Saliha’dadır. İşe başlamadan önce bu iş ile birlikte Saliha’yla yakınlaşacağını ve sonunda da onunla evleneceğini düşünmektedir. Ama bu düşünce, Erdal için Miran ve Saliha’nın yakınlaşmasıyla zulme dönüşür.
Ay Dolandı, bir aşk romanı gibi başlasa bile hiç de sanıldığı gibi ilerlemiyor. Roman, Saliha’nın, Miran’ın evine gidip, orada aldığı bir haber ile beklemediğimiz anda farklı konulara yönelmekte. Ve sonrasında gelişen olaylar zinciriyle, aslında ülkemizde varolan ve görmediğimiz yaşamların farkına varmamızı sağlamakta.
Saliha’nın, böbrek hastası olan babası, kardeşi Ahmet’in bir böbreğini kendisine vermesiyle hayata tutunuyor. Ahmet ise abisinden –böbreğin karşılığı olmasa bile- tek bir şey ister; o da yaşadıkları gecekondu evi müttehitte vermek… Böylece yaşadıkları yoksul hayatın sona ereceğini, bambaşka bir hayat yaşayacaklarını düşünür. Ama devam eden günlerde yaşananlar, Ahmet’in düşündüğü gibi olmaz.
Kentsel dönüşümle birlikte sadece evler ve anılar yıkılmaya başlamaz; evler gibi Saliha’nın ailesi de yavaş yavaş dağılmaya başlar. İlk önce Saliha’nın böbrek hastası olan babası ortalıktan kaybolur. Kimse babanın ölüp ölmediğini bilmez ama herkes kardeşi Ahmet’in abisini öldürdüğünden şüphelenir. Ama birçok kişiyi de bu düşüncesinden, Ahmet’in verdiği böbrek uzaklaştırır. Ama yine de Ahmet’in şüpheli davranışları ortalıkta konuşulmaktadır.
Yıkım, sadece Saliha’nın babasının ortalıktan kaybolmasıyla sınırlı kalmaz. İşinden atılan Ahmet yeni bir şok ile karşılaşır; Alevi bir ailenin kızı olan Güldal, iki ailenin de bu evliliğe onay vermemesine rağmen Ahmet ile evlenmiştir. Ama gün geçtikçe -yaşanan olayların da etkisiyle- Ahmet’e karşı olan hislerinden uzaklaşan Güldal, onu terk etmiş ve babasının evine geri dönmüştür. Böylece hem abisini, hem işini, hem de çok sevdiği eşini kaybeden Ahmet için zorlu ve dayanılmaz günler başlamıştır.
Genellikle aşk ve cinayet olduğu düşünülen bir ortadan kayboluş ile başlayıp, dağılan yaşamlar eksininde kurgulanan ‘Ay Dolandı’da, Neslihan Önderoğlu, her bölümü, hikâyesini anlattığı karakterin diliyle yoğurmakta. Böylece okuru, olayların içine daha fazla çekmekte ve canlı tutmakta.
Bu bölümlerde dili ustaca kullanan Neslihan Önderoğlu, her biri ayrı öykülerin konusu olacak olan olayları dantel örer gibi belli bir estetik çerçevede birleştirerek okuyanda haz uyandırmakta. Ama bunu yaparken de olayları belli bir sonuca bağlamıyor. Önderoğlu, sonun nasıl bitmesi gerektiğini, diyalogların içine girmek isteyen okurun düş gücüne bırakıyor. Saliha’nın babasının ölüp ölmediği ya da ölmüşse kimin öldürdüğünün bilinmediği gibi yaşanan olaylar yüzünden izini kaybettiği Miran’ı bulmak için yola çıkan Saliha’nın sevdiği adama kavuşup kavuşmadığını da bilinmiyor…
Farklı coğrafyaların birleştirdiği, ayrı etnik kökene sahip ama ortak bir hikâyede buluşan, kimi kardeş olsa bile dünyaya farklı pencereden bakan insanların hayat bulduğu “Ay Dolandı’’ yarım kalan hikâyeleri tamamlamanız için sayfalarını çevirmenizi bekliyor.
Bunların dışında; başarılı bir kurgusu ve dili olan ‘Ay Dolandı’ sadece edebi yönden değil, psikososyal olarak da toplumsal sorunlarımıza ışık tutmak ve toplumumuzun birçok açıdan kanayan yarasına merhem sürmek için de toplum bilimciler tarafından incelenmesi gereken bir roman.
Melih Yıldız – edebiyathaber.net (12 Nisan 2017)