14 Haziran günü yaptıkları ortak toplantıyla 2015-2016 sezonunu kapatan “Kitap ile Sohbet” atölyesinin kurucusu Yasemin Sungur’la İstanbul’da bir araya geldik:
Şu sıralarda ülkemizin dört bir yanında kitap kulüplerinin kurulduğunu görüyoruz. Siz ilklerdensiniz galiba…
Evet, bu yıl kuruluşumuzun sekizinci yılını kutluyoruz. Kitap kulüpleri genelde ayda bir toplanıyor. Biz yola çıktığımız günden bu yana her hafta mutlaka bir araya geliyoruz. Tüm paylaşımlarımız kitap ve edebiyat üzerine oluyor. Sevgili Sunay Akın’ın hayalleriyle kurulan Göztepe’deki Oyuncak Müzesi, toplantılarımıza ev sahipliği yapıyor. İçinde bulunduğumuz bu konforlu ortamın, Sunay Akın’ın edebiyata bakış açısının ve olumlu desteğinin de sıcak, paylaşımcı bir grup olmamızda önemli rolü olduğunu düşünüyorum.
Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
Frankfurt kitap fuarını ziyarete gittiğimde büyük bir kitabevinde insanların aralarında yazar olmaksızın bir araya gelip kitap üzerine konuştuklarını görmüştüm. İstanbul’a dönünce bu faaliyeti ülkemizde nasıl gerçekleştirebileceğimizi araştırdım. Psikoterapi eğitimim sırasında bibliyoterapi yöntemiyle tanışmıştım. Bu konulardaki deneyimimin de elde ettiğimiz başarıda bir payı olduğunu sanıyorum.
Belli bir toplantı rutininiz var mı?
Evet, hiç değişmeyen bir çalışma takvimine göre hareket ediyoruz. Her yıl okulların açıldığı hafta ilk etkinliğimizi gerçekleştiriyor, okulların kapanmasıyla birlikte de sezonun son toplantısını yapıyoruz. Toplantı yerimiz hiç değişmiyor. Her hafta Salı günü şu anda içinde bulunduğumuz Oyuncak Müzesi’nde toplanıyoruz. Yıl boyu değerlendireceğimiz kitapları çeşitli kaynaklardan yararlanarak sezon başında belirliyor ve katılımcılarımıza ilan ediyoruz. Gündemin değişmesine bağlı olarak, yeni yazarları ve kitaplarını da zaman zaman listemize sonradan dahil ettiğimiz oluyor. Katılımcılarımız kitaplarını okuyarak, hatta sevdikleri ve sevmedikleri bölümlerin altını çizerek toplantıya katılıyorlar. Böylece onların fikirlerinden ve kendi deneyimlerinden de yararlanabiliyoruz.
Katılımcılarınızın yıllara göre devamlılığı nasıl?
Bugün itibariyle yaklaşık altmış daimi üyemiz var. Belirli aralıklarla toplantılarımıza katılabilen bir o kadar da yakın takipçimiz mevcut. Katılımcı sayımız çok arttığı için bu yılbaşından itibaren Salı toplantılarımızı sabah ve öğleden sonra olmak üzere ikiye ayırmak zorunda kaldık. Sekiz yıldır faaliyetlerimize katılan üyeler olduğu gibi, örneğin son sezonumuzda on’dan fazla yeni kitapdaşımızın aramıza katıldığını görüyoruz.
Edebiyat dünyasından konuklarınız da oluyor mu?
Ayda bir kez konuk yazarımız katılıyor toplantılarımıza. Böylece kitapdaşlarımız o yazarın eserlerini okurken zihinlerinde beliren soruları, merak ettikleri hususları doğrudan doğruya konuğumuza sorma, karşılıklı tartışma fırsatı bulabiliyorlar.
Kitap kulübü üyelerinizle birlikte gerçekleştirdiğiniz farklı faaliyetleriniz de oluyor mu?
Aslında bizler kitapdaşlarımızla birlikte, edebiyatı temel alan bir sosyal hobi kulübü görünümündeyiz. En önemli etkinliklerimizden birisi okuduğumuz bazı romanların hikâyelerine konu olan coğrafyalara düzenlediğimiz Kitabın İzinde gezilerimizdir. Bu geziler üyelerimizin bütünleşmesine, aramızda sıcak bir aile havasının yaratılmasına büyük katkı sağlıyor. Ayrıca konser, tiyatro ve müze gezileri tertip ediyoruz birlikte. Bir süre önce de kütüphane kurmak isteyen köy okullarına kitap göndermeye başladık.
Sosyal medyada temsil ediliyor musunuz? Edebiyat Haber okurları size nasıl ulaşabilir?
Yaklaşık beş bin kişinin takip ettiği bir “Kitap ile Sohbet” facebook sayfamız mevcut. Ayrıca Yasemin Sungur adına kurduğum bir facebook sayfası daha var. Son altı yıldır da internet ortamında yayınlanan Martı Dergisi sayesinde okurlarımızı değerli makale ve araştırmalarla buluşturmaya gayret ediyoruz.
Hasan Özgemici -edebiyathaber.net (20 Haziran 2016)