“İnsanlar zaten birbirinden bu denli farklı iken, yeni yeni ayrılıklar çıkarmak ne saçma şeydi.”
Timaş’ın İlk Genç dizisinden çıkan Mırıldanan Çocuk hem aileler hem de çocuklar için eğlenceli, öğretici ve keyifli bir okuma olarak kitaplıklarımızdaki yerini almaya hazır.
Bir ev kedisi olup aynı zamanda özgürlüğüne de düşkün olan Pepe, anne, baba ve Tato’dan oluşan ufak ailesiyle sıradan bir hayat sürmektedir. Gündüzleri çatılarda dolaşır, belki biraz güvercinlerle kavga eder, biraz da köpeklere laf atıp, sıcak ve rahat yuvasına uyumaya ve sevilmeye gider akşam olunca. Günleri böyle geçip giderken bir gün, zekâ seviyelerinden pek de hoşnut olmadığı insanlar ve onların yavrularından oldukça farklı olan biriyle tanışır. Aslında buna pek tanışmak da denemez, onu sadece görür ve müthiş kedi zekâsıyla farklı olduğunu bir bakışta anlar. İşte hikâyemiz de böyle başlar.
Pepe’nin Hayır ismini taktığı bir çocuktur bu; camında bile kilitler vardır ve çocuğun ağzından çıkan tek kelime “Hayır”dır. Evet, Pepe çok zeki ve eşsiz bir kedidir, ne de olsa bir zamanlar dünyayı yöneten Kedi Kral’ın soyundan gelmektedir ancak bu durumu düzeltmeye ve işlerin yanlış gittiğini anlatmaya bu kez bir tek “miyav” yetmeyecek, bir türlü anlaşamadığı köpekler ve güvercinlerle dostluk kuracak, farklı dili konuştuğu insanlarla bile anlaşmanın bir yolunu bulmak zorunda kalacaktır.
Hepimiz gerek ailemiz gerek çevremiz ve hatta yaratılışımızdan gelen farklılıklar taşırız içimizde ve dış görünüşümüzde. Bazılarımızın gözü mavidir, bazılarımızın siyah, bazılarımız pembe sever, bazılarımız turuncu, bazılarımız hep gülümser, bazılarımızsa somurtur. Ancak bazılarımız vardır ki onların farklılıkları, hayatlarını diğer herkesten daha başka yaşamalarına yol açabilir. Doğası gereği yalnız kalamayan bir varlık olan insanı yalnız kalmaya bile zorlayabilir hatta bazı farklılıklar. Pepe’nin bize anlatmak istediği de aslında tam olarak bu noktada başlıyor. Birbirimizden ne kadar farklı olursak olalım, farklılıklarımız bizi nasıl bir hayat yaşamaya zorlarsa zorlasın yine de her zaman bizi birleştiren yanlar vardır. Bazen ortak bir problem, bazen de benzer bir duygu hepimizi yan yana getirebilir. Burada önemli olan şey kimin kimden ya da neyin neyden ne kadar farklı olduğu değil ne kadar benzer olduğunu anlayabilmektir; bakmak değil kalp gözüyle görmektir kısaca. Pepe’nin otizmli bir çocukla kurmaya çalıştığı dostluk da böyle bir şeydir. Hayır’ın ay resimleriyle donattığı odasının duvarlarının ötesini görmeye çalışması, engelleri ve farklılıkları ortadan kaldırmaya karşı atılan ilk adım olacaktır.
Otizm spektrum bozukluğu doğuştan gelen bir gelişim problemidir. En belirgin özelliğiyse iletişim becerilerinin diğer insanlardan farklı ve daha az gelişmiş olmasıdır. Ancak otizmli bir bireyin de diğer insanlardan farklı olmayan birçok özellikleri vardır, en belirgin olanı da bir insan doğasına sahip olmalarıdır. Bu da onların sosyal anlamda diğer insanlardan farklı olmak zorunda olmadıklarını gösterir. Sevgi ve doğru iletişim aradaki tüm farklılıkları kaldırabilir, yaşamlarını solup gitmeden devam ettirebilmelerinde onlara uzanan bir el olabilir. Ayrıca Tohum Otizm Vakfı bu kitabı herkese öneriyor.
Esma Fethiye Güçlü’nün Türkçe’ye kazandırdığı Mırıldanan Çocuk, sevgi dolu bir farkındalık hikâyesi.
Seda Sevinç – edebiyathaber.net (15 Ekim 2020)