Yıllık yayıncılık konferansı Zeynep Cemali Edebiyat Günü sekizinci yılında, kitaplara ve edebiyata emek verenleri Kadir Has Üniversitesi’nde bir araya getirdi. Günışığı Kitaplığı’nın 2011’den beri düzenlediği konferans, bu yıl da yayıncılık ve edebiyat dünyasının nabzını tuttu. Önemli konulara yer verilen oturumlarda bugünden geleceğe ışık tutan görüşler paylaşıldı.
20 Ekim’de düzenlenen konferansa çok sayıda edebiyatçı, yayıncı, editör, çevirmen, tasarımcı, illüstratör, telif ajansı, kitapçı, dağıtımcı ve akademisyenin yanı sıra, basından, resmi ve sivil toplum kuruluşlarından yetkililer katıldı. Edebiyat günü, 6, 7, 8. sınıf öğrencileri için yurt çapında düzenlenen Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2018 Ödül Töreni’ne de ev sahipliği yaptı.
Konferansın açılış konuşmasını, edebiyatımızın saygın şiir ödüllerinin sahibi şair, usta yayıncı Turgay Fişekçi yaptı. Zor zamanlarda yayıncılara pek çok anlamda sorumluluk düştüğünden söz eden Fişekçi, “Yaptığımız işin bence iki unsuru var; bir gönül unsuru, öbürü kültür unsuru. Yayıncılığı bu iki alandan soyutlarsak, pazarda domates satan bir satıcıdan farkımız kalmaz. Yayıncılığın daha yüce yanları var, büyük bir birikim ve mirastır yayıncı olabilmek,” dedi.
Çağdaş edebiyatımızın köşe taşlarından biri olan Pınar Kür konferansın kapanış konuşmasında, yıllar önce ilk kitabının yayımlanma öyküsünü ve yazarlık deneyimini paylaştı. Sevilen yazar, “Yayıncılık ve yazarlık, birbirine kesinkes mecbur, birbirini karşılama ve destekleme sorumluluğu olan iki meslektir,” ifadesini kullandı.
Gazetecilik ve edebiyat alanında hep sert şeylere eğilip, genelde acımasız davrandığına işaret eden gazeteci, yazar Mine Söğüt, “Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlara varmamız mümkün değil. Umutlarımızda da aynı şeyleri tekrarlıyoruz. Bu kabullenişin ikliminde, kendimizi devamlı kurcalamalıyız. Kendimize ait yeni bir dil aramalıyız,” dedi.
Sabit fiyat, asıl kalite ve hizmette rekabeti getirecek.
Günün dikkati çeken söyleşilerinden biri olan “Üretimden Okura Kitap Piyasası Sorunlarımız”da sektörün önemli isimleri Günışığı Kitaplığı Genel Müdür Yardımcısı Banu Ünal’ın sorularını yanıtladı. Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, sabit fiyat yasasını, “Sadece fiyattan söz etmiyoruz. Bir kültür endüstrisinin sürdürülebilirliğini sağlayan bir yasadan söz ediyoruz. Bunun ilk şartı da, kitabın, yayıncının belirlediği fiyat dışında satılmamasıdır,” sözleriyle tanımladı. D&R Genel Müdür Yardımcısı Cem Özyiğit, sabit fiyat yasasıyla ilgili olarak, “Fiyatta rekabet olmayınca, kalite ve hizmette daha sıkı bir rekabet olacaktır,” hatırlatmasını yaptı. Kırmızı Kedi, Arasta ve Emek Kitap gibi firmaların sahibi Haluk Hepkon ise, sabit fiyatın, kitapçılardaki kitap çeşidinin memnun edici sayıda olması ve bağımsız kitapçıların hayatta kalabilmesi için öneminden söz etti.
Can Yayınları Genel Yayın Yönetmeni, yazar Cem Akaş; edebiyatımızın her yaşa hitap edebilen sevilen yazarlarından Müge İplikçi ve şair, eleştirmen Ömer Erdem, edebiyat yayıncılığımızın önemli türlerini masaya yatırdılar. “Öykü Dergide, Şiir Sokakta, Roman Rafta!” başlıklı söyleşinin konuşmacıları, roman türünün sadece Türkiye’de değil, dünyada da önde olduğunu anımsatarak, bir edebiyatın sağlık derecesinin öykülerle ölçülebileceği görüşünde birleştiler. Üç konuşmacı da, yayıncının, satmayan romanın ve türün arkasında durabilmesi gerektiğinde ortaklaştılar.
Gelecekte kitaba ne olacak?
Metis Yayınları kurucularından, editör, çevirmen Müge Gürsoy Sökmen ile Günışığı Kitaplığı kurucusu, yazar Mine Soysal, yayıncılığımızın gelecek hayalini birlikte kurdular. 20 yıl sonra yayıncılığımıza, kültür ve sanat ortamına ilişkin çeşitli senaryolara yer verilen söyleşide, Sökmen’in, “Bağımsız kitapçı, ben elma almaya giderken yazarı karşıma çıkarandır,” sözleri dikkati çekti. Soysal da sıkıntılı zamanların, yayıncılık alanının aktörlerinin birbirini suçlamasıyla aşılamayacağını, yapıcı ve sessiz zamanlara duyulan ihtiyacı hatırlattı.
Ekonomist Fatih Keresteci, yayıncılığımıza etki eden son ekonomik gelişmeleri özetlerken, “Yayıncılar 2019 bütçelerini neye göre yapacak?” sorusunu irdeledi. “Her arz kendi talebini doğurur durumu yanlışmış, şu an her talep arzı doğuruyor,” diyerek, her iş alanında toplumun taleplerine göre üretmenin değerinden söz etti. Keresteci, “Kazanmadığımızı harcadığımız, üretmediğimizi tükettiğimiz için ekonomimiz daha kötüye gidebilir. Üretmeye başlamak gerekiyor. Fikir üretmek için de öncelikle eğitim sisteminin düzenlenmesi…” ifadelerini kullandı.
Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2018 Ödül Töreni’nde konuşan Proje Başkanı, Günışığı Kitaplığı Editörü Müren Beykan, gençlerin yazdığı 500’den fazla öyküde en çok meslek sahibi olma ve mesleğini seçme kararlılığının konu edildiğini aktardı. “Gençler söz konusu olduğunda, edebiyat yarışmalarına katılma sürecinin kendisi ödül gibi düşünülmeli. Öğrencilerin kendilerini kendileriyle sınadıkları bir ödül,” diyen Beykan, yazma sürecinin değerine dikkat çekti.
Edebiyat Günü’nün sürprizlerinden biri de, usta yazar Adnan Binyazar’ın Okul Kütüphanecileri Derneği’nin (OKD) verdiği 2018 Kütüphane ve Okuma Kültürüne Katkı Ödülü’nü Gülten Dayıoğlu’nun elinden alması oldu.
Yoğun bir katılımla gerçekleşen konferansın tüm içeriği, Aralık’ta e-dergi Keçi‘nin KIŞ 2018 sayısında yayınlanacak. Keçi e-dergi, keciedebiyat.com adresinden ücretsiz okunabiliyor.
Yıllık yayıncılık konferansının dokuzuncusu 2019 sonbaharında gerçerçekleşecek.
edebiyathaber.net (21 Ekim 2018)