Türkiye Yayıncılar Birliği’nin yürüttüğü Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen “Yayınlama Özgürlüğü Projesi” çerçevesinde Ankara’da Yayınlama Özgürlüğü Konusunda Farkındalık Artırma ve Bilgilendirme Çalıştayı yapıldı.
Ankara HiltonSa otelinde gerçekleştirilen çalıştaya katılan gazeteci, yayıncı, hukukçu ve insan hakları savunucuları Türkiye’de Yayınlama Özgürlüğü konusunda ortaya çıkan engelleri ve sorunları dile getirdiler.
AB ve Türkiye’deki uygulamalar incelenecek
Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) tarafından düzenlenen Yayınlama Özgürlüğü Konusunda Farkındalık Artırma ve Bilgilendirme Çalıştayı proje koordinatörü Metin Celal’in açılış konuşması ile başladı. Açılış konuşmasının ardından ilk konuşmayı yapan AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler Müsteşarı İreneusz Fidos çalıştayda “Yayınlama özgürlüğü konusunda AB ve Türkiye’deki uygulamaların mevzuat ve pratik açısından inceleneceğini” söyledi.
Medya ciddi zorluklarla karşı karşıya
AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler Müsteşarı İreneusz Fidos AB’nin 2014 ilerleme raporunda düşünce özgürlüğü konusunda bazı sorunları aktardı; “2014 ilerleme raporunda da belirtildiği gibi medya bu ülkede ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Rapor da ifade Özgürlüğünün önündeki bir dizi engellemelere işaret edilmiştir. Türk Hukukundaki bazı maddeler ve bu maddelerin yargıda yorumlanma biçimi, medya sahiplerine karşı yapılan medyada caydırıcı etki yaratan bazı açıklamalar gazetecilerin işten atılmaları, oto sansür ve internet sitelerinin yaygın bir biçimde yasaklanması”
Fidos konuşmasında özellikler internet alanında yeni sorunların sürdüğünü ifade etti. İnternet Suçları kanununun kabul edildiği 2007 yılından beri altı kez değiştirildiğini söyleyen Fidos internete yönelik kısıtlamalarla ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin karşı çıkmasına rağmen bu girişimlerin sürdüğünü belirtti.
Çalıştayda konuşan AB Bakanlığı Siyasi İşler Başkanı Ege Erkoçak ise yayınlama özgürlüğü konusunda gelişmelerin
olduğunu söyledi. Ege Erkoçak AB’nin ifade özgürlüğü ve insan haklarına dair 23 ve 24. Fasılları açmamasını da eleştirerek süreci “siyasi blokaj” olarak nitelendirdi.
Charlie Hebdo Saldırısı yeni bir sorunu ortaya çıkardı
Uluslar arası Yayıncılar Birliği Politika direktörü Jose Borghino ifade özgürlüğü konusunda günümüzde yeni sorunların baş gösterdiğine dikkat çekti. Borghino özellikle Fransa’nın başkenti Paris’te yapılan Charlie Hebdo saldırısına dikkat çekerek “Eğer birileri yayınlama özgürlüğünü gelişmiş ülkelerde savunmayı teorik ve soyut olarak gördüyse, Charlie Hebdo’ya yapılan korkunç saldırıyla ne kadar yanılmış olduklarını anlamış olmalılar” dedi.
Son yıllarda Türkiye’de yayıncıların çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Uluslar arası Yayıncılar Birliği direktörü Jose Borghino yayıncı Deniz Zarako’lunun tutuklanmasını örnek verdi. Borghino “Deniz Zarakolu’nun serbest bırakılması iyi bir şey gibi yansıtıldı. Ama Deniz Zarakolu şartlı tahliye edildi. Bu durum yönetici elitin çıkarlarına aykırı duran her yazarın başında Demokles’in kılıcı olarak duruyor” diye konuştu.
Dün yaşadıklarımızı tekrar yaşamamalıyız
Çalıştay’a katılan iletişim hukukçusu Fikret İlkiz konuşmasına “Dün yaşadıklarımızı tekrar yaşamamak için ifade özgürlüğünün nefes kadar önemli olduğunun bilinciyle konuşmalıyız” diyerek başladı.
İlkiz hükümetin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Hrant Dink cinayeti ve hakarete dair Erbil Tuşalp ve Taner Akçam kararlarını yerine getirmemesini eleştirdi.
İletişim Yayınları yöneticisi yayıncı Tuğrul Paşaoğlu yayın özgürlüğü konusunda yeni bir sorunla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Yeni çıkan bir kitabın sakıncalı olup olmadığının anlaşılması için otuz kadar kuruma gönderdiklerini söyleyen Paşaoğlu “Bandrol sistemini korsan kitabı engellediği için destekledik. Bandrol sisteminde otomasyona geçildi. Karşımızda artık bir e-devlet var. Ve sistem bazı kitaplara bandrol vermiyor. Bunu aşmak için tekrar bildiğimiz devlete başvuruyoruz. Süreç uzun işliyor” dedi.
Ceza ertelemesi yeni bir sansür yöntemi
Avukat Filiz Kerestecioğlu çalıştayda bazı basın davalarından örnekler verdi. Kerestecioğlu bazı davalarda cezaların ertelendiğini belirterek bu durumun yayıncı ve yazar için bir otosansür sistemine dönüştüğünü aktardı. Keresteciolu “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması sanık lehine gibi görünse de oto sansüre ve eylemsiz bırakmaya hizmet ediyor” dedi. Yazar Mehmet Eroğlu’da konuşmasında yaşadığı benzer bir sorun aktardı. Eroğlu “düşünce özgürlüğü nefes almak gibidir. Ya vardır ya yoktur. Soluksuz kaldığınızda önemini anlarsınız” dedi. Eroğlu kitabını yayınlamak isteyen bir yayınevi yetkilisinin aldığı ertelemeli hapis cezası yüzünden 2014 yılında yayınevini değiştirmek zorunda kaldığını söyledi.
Çalıştaya aralarında Türkiye Yazarlar Sendikasından Kamil Tekin Sürek, İnsan Hakları Derneğinden Hüsnü Öndül ve Edebiyat Haber’den Emrah Polat’ın da bulunduğu 80’i aşkın yazar, yayıncı ve hukukçu katıldı.
edebiyathaber.net (28 Ocak 2015)