Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Arlin Çiçekçi’yi, annesi Gülkız Çiçekçi ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Çalışırken de yazı yazarken de niyeyse hep en rahatsız yerleri bulur. Bazen mutfak masasında çalışır, bazen orta sehpayı kullanır. “İki büklüm oldun kızım, şöyle rahatça masaya geç” falan dediğimde de “Yok ben böyle daha iyi odaklanıyorum” der. Küçükken babası ona minik bir şezlong almıştı, bir gün öyle defterini kitabını almış şezlongu evin merdivenlerinin başına yerleştirmiş çalışmak için. Ben farkında değilim, birden paldır küldür sesi duyduğumda anladım, meğerse tansiyonu düşmüş basamaklardan tersine aşağı doğru yuvarlanmış, hemen hastaneye götürdük o gün hiç uyutmadık. Aslında çok kötü bir anı ama neyse ki bir şey olmamıştı.
Kızınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Genelde o bana kitap önerilerinde bulunur. Benim beğeneceğimi düşündüğü kitapları hediye eder. Özellikle yazar arkadaşlarının imza günlerine gittiğinde mutlaka benim adıma da imzalatır. İmzalı kitaplarını edindiğim, yazdıklarını okuduğum o genç yazarlarla sonra başka vesilelerle tanıştığımda çok mutlu oluyorum tabii ben de. Bir de son yıllarda özellikle uzun araba yolculuklarında birlikte sesli kitap dinliyoruz, çok keyifli oluyor. En son İstanbul Ayvalık yolculuğumuzda Melisa Kesmez’in Küçük Yuvarlar Taşlar kitabını dinledik. Çok beğendim.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Yazmaya başladığı ilk zamanlarda üzerine çalıştığı konuyu söyler bana ben de düşüncelerimi paylaşırım ama bitirinceye kadar pek detayını bilmem genelde. Bana ara ara eski kelimeler, eski isimler, yöresel deyimler sorar. İki kitabında da bitirince bana okutmuştu hemen, ben de yine kendimce bir iki yorumumu paylaşmıştım, benim yorumlarım üzerine düzeltmeler değişiklikler yaptığını söyleyince çok hoşuma gitmişti. Zaten bütün bu süreç çok güzel, gurur verici.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Ritüel sayılır mı bilemiyorum ama genellikle çekirdek yer yazı yazarken. Önünde bir kase çekirdek, bir yandan yer bir yandan tıkır tıkır yazar. Söylediğine göre çekirdek yemek de odaklanmasına yardımcı oluyormuş.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Evine gittiğimde kitaplıktan çıkmış ortada duran 5-6 tane kitap görürüm genelde ama o sırada hangisini okuyordur bilmiyorum. Son gördüğüm kitaplardan hatırladığım, Fırat Pürselim’in Kumsalda kitabıydı. Tanıyıp sevdiği yazar arkadaşlarından olduğunu bildiğim için onun kitabını görünce ismi kaldı aklımda.
edebiyathaber.net (24 Ağustos 2023)