Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Şair Arzu Cura Altunbulak’ı, kızı Nazlı ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Annem yazılarını genellikle odasında sabah 5 sularında yazar. Odasında ayrı bir kitaplık ve başucunda çok fazla şiir kitabı bulunur. Aynı zamanda evin içerisinde de birçok farklı noktada bir arada defalarca okuduğu kitaplar bulunur. Aklına geldikçe kitapları açar ve babamla bize okur, okutur. İlginç bir anı olarak aklıma yine bir sabah erken saatte uyandığı ve aynı senfoniyi defalarca dinlerken kendisini bulmuştum. O kadar çok dinlemişti ki sabahın erken saatini ve sesin yüksekliğini önemsememiş ve hepimizi uyandırmıştı. O şiiri de bitmeden o sabah yerinden kalkmamıştı.
Annenizle yazı/ okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Annemle güncel edebiyat dergilerindeki şiir ve öyküler üzerine kritik yapmayı çok seviyoruz. Özellikle şiirleri, parçalar halinde inceliyoruz, bize ne çağrıştırdığından bahsediyoruz ve biz yazsak nasıl yazardık diye düşünüyoruz. Bir de imgelerin güncel ve eski kullanımlarını çok önemsiyoruz. Kullanımlarını mercek altına alıp nasıl daha iyi olur diye kafa yorarız.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Yazdıklarını benimle paylaştıktan sonra yaptığı ilk şey neyi nasıl anlattığımı sorgulamak oluyor. Kullandığı benzetmeleri ve ilham aldığı şeyi anlatış şekliyle ilgili öneri alıyor. Başlık ve yazılarının son kısmıyla ilgili ayrıca fikrimi alır.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Yazı yazarken çok hareket etmeyi sevmez ve aynı zaman dilimlerini tercih eder yazmak için. Yazdığından başka aynı anda başka konularla ilgilenmez, yazdıklarını okumaya odaklanır.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
İkinci Yeni Poetikası – Alaattin Karaca
Yedi Ses Latin Amerikalı Yedi Yazarla Söyleşiler – Rita Guibet
Güz Ekimi Geniş Zamanın Hikâyesi – Sultan Aşkın
Ölüm bir Skandal – Haydar Ergülen
edebiyathaber.net (3 Kasım 2022)