Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Ayça Erkol’u, yazar arkadaşı Özge Sarıoğlu ile konuştuk.
1) Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Ayça yazılarını haftaiçi iş çıkışı geç saatlerde ya da haftasonu Sapanca’daki evinde sabah erkenden sessizlik ve mutlak yalnızlık ortamında yazar. Yalnızlığının tek istisnası adından da anlaşılacağı üzere sırnaşmayı çok seven kedisi Sırnaş’ın varlığıdır. Yazmanın dinginliğine ters düşecek, ilginç bir anımızı ise hatırlamıyorum.
2) Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Ayça’nın kalemine olduğu kadar okuma zevkine de güvendiğimden “Yakında okuduğun, önereceğin ne var” diye danıştığım kişilerin başındadır Ayça. En son onun önerisiyle Monika Maron’dan “Animal Triste”i okudum ve çok keyif aldım. Ben de sanırım son olarak kendisine yılbaşı hediyesi olarak vererek Agota Kristof’un “Büyük Defter/Kanıt/Üçüncü Yalan” isimli kitabını önermiştim.
3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Biz öncelikle iki kurumsal dünya iş arkadaşı olarak “sen de mi yazıyorsun” şaşkınlığı ile buluştuk ve galiba bu temelin üzerinden yakınlaştık. Birbirimizin yazdıklarını okuyup eleştirerek de karşılıklı kalemlerimizi geliştirdik. Bugün Ayça yazdıkları için benden bir öneri almıyor ama her yazdığının ilk okuyucularından olmaya ve görüşlerimi paylaşmaya büyük bir keyifle devam ediyorum.
4) Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Yazıdan önceki kuluçka döneminde bahçe ve orman yürüyüşleri yapmayı, bu sürede düşünmeyi ve kurgulamayı sever. Yazı kısmına gelince ise ahşap yazı masasına sabahın tatlı güneş ışıklarının düşmesi Ayça’ya iyi bir ilham kaynağıdır. Yazarken telefonu mutlaka sessizdedir, odasının kapısı kapalıdır. Fakat bazı günler de işin yorgunluğunu dinlemeden ilhamının sesini dinlediği akşamlarda bir şişe kırmızı şarap ve caz müziği yazarken Ayça’ya eşlik eder.
5) Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Bildiğim kadarıyla iki kitabı birarada okuyor. Birisi Jostein Gaader’den “An Unreliable Man”. Bir de Gamze Arslan’ın “Kanayak” isimli kitabı.
edebiyathaber.net (19 Eylül 2019)