Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Çağnam Erkmen’i, eşi Can Erkmen’le konuştuk.
1) Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Bilgisayarı hep yanındadır ve her yerde yazar. Mutfakta, yatakta, kafelerde, işyerinde, evdeki çalışma masasında, hastane odalarında, plajda, yolculukta. Eğer roman kurgusu üzerinde çalışıyorsa, kronolojik hata yapmamak için bölümleri şemayla çalışır, duvarlara bir sürü kağıt yapıştırır, oklar çıkartır, renkli kalemlerle yapılacaklar listesi ve kendine verdiği görevleri tasnif eder. Araştırma yapmak için kütüphanelere gider, insanları dinler, ses kayıtları alır. İlk başladığında akışı bozmamak için önce hızlı ve konsantre yazar. Bir dönem, bir ay boyunca yataktan çıkmadan yazdığı da olmuştu. Sesten rahatsız olmaz, çünkü yazarken kendini dünyaya kapatma kabiliyeti var. Gece mutfakta yazar. Mutfak tezgahını kullandığında benim için de hayat zorlaşır. Çünkü buzdolabından bir içecek almam bile onu rahatsız eder. Elzem sorularıma üstünkörü cevaplarından dinlemediğini bilirim, biraz ısrar edersem, ‘beni ağaçkakan gibi gagalama’ demesini ilginç buluyorum.
2) Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Benimle paylaşmaz. Bir kaç arkadaşıyla bazen onu heyecanlandıran kitaplar üzerine konuşur ama çok da istekli değildir. Ne yazdığını da anlatmaz.
3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Kimseden fikir almadığı gibi benden de almaz. Kitaplarını ben de herkes gibi basıldıktan sonra görürüm. Kitaplarını ilk okuyan kişi editörüdür. Fikir almaz. Yazmanın düşünmek ve kendisiyle konuşmak olduğunu söyler, başkasıyla konuşmak isteseydim yazmazdım, der.
4) Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Bir ritüeli yok ama masa başındayken çok sigara içiyor.
5) Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Bir kitabı bitirmeden diğerine başlamaz. Aynı anda bir kaç kitap okumayı araştırma yapmak dışında tercih etmez. Kitabın ruhunu kaybettiğini söyler. Hedefe yönelik okuyanlar ve akademisyenlerin yöntemi yerine kendisinin metnin içinde kaybolarak okumaktan yana olduğunu sanıyorum. Galiba şu anda, Rene Girard’ın Romantik Yalan ve Romansal Hakikat kitabını okuyor.
edebiyathaber.net (27 Şubat 2020)