Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Derya Sönmez’i, eşi Osman Fuat Sönmez konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Derya yazılarını genellikle çok sevdiği cam çalışma masasında yazar. Uzun zaman ayrı bir çalışma odasının hayalini kurdu. Oturduğumuz ev küçük olduğu için yer ayıramamıştık. Bir süredir odası var ama şimdi de odaya girmeye fırsat bulamıyor. Küçük bir oğlumuz var. Onun sayesinde her an, her yerde çalışmaya alıştı. Evin her köşesinde not kâğıtlarıyla dolaşıyor. İlginç derken en sık yaşadığım şeyi söyleyeyim. Bazen çalıştığını unutup yanına gider bir şey sorarım. Bana boş boş baktığını görünce pardon diyerek uzaklaşırım.
Eşinizle yazı/ okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Yazdıklarını ve okuduklarını paylaşır benimle. Çok beğendiği kitapları önerir. Bunun dışında izlediğimiz filmler ve sahneler üzerine uzun uzun konuşuruz.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Derya’nın öykülerinin ilk okurlarından biriyim. Öykü fikri zihninde oluşmaya başladığında genelde heyecanla bana anlatır. Bazen de hiçbir şey anlatmaz, öykü bittiğinde okumamı ister. Okurum ve fikrimi söylerim. Eleştiriye tahammülü epey yüksektir. İstanbul trafiğinde işle ev arasında gidip gelirken uzun bir zamanı yolda geçiriyoruz. Çoğunlukla bu zamanı öyküleri üzerinde konuşarak geçiririz. Ben köyde büyüdüğüm için kırsalda geçen öykülere ait detaylarda ona fikir veririm.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Saat kaç olursa olsun yazarken filtre kahve içmeyi sever.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Yatak odasında, salonda, hatta mutfakta, evin muhtelif köşelerinde kitap yığınları var. Hepsi sırasının gelmesini bekliyor. Albert Camus’dan “Yaz”, Clare Vaye Watkins’den “Nevada”, Onur Çalı’dan “Sonra Hayat” Bu sıralar elinde gördüğüm kitaplar bunlar.
edebiyathaber.net (27 Mayıs 2021)