Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Şair Esra Dökmen’i, arkadaşı şair Süreyya Akçay ile konuştuk.

1)Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Esra genelde gecenin sessiz ve dinginliğinde, mutfak masasının bir köşesinde kendiyle konuşa konuşa yazar. Ve elbette gün içinde yolda, metroda, herhangi bir mekânda da yazma eyleminin içindedir. Yazarken ona denk gelmişliğim çokça oldu. Galiba dikkatimi çeken ilk hali şu: Yüzündeki değişken ifadeler, mimikler. Gülümseyerek, hiddetlenerek, hüzünle, öfkeyle, canhıraş bir ruh haliyle yazıyor bence Esra.
2) Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Bir türlü bitmeyen şiirlerimizi konuşuruz bazen. Bazen çok içimize sinen bir dizeyi paylaşırız sevinçle. Bazen beslendiğimiz dergilerde altı çizilmesi gereken tespitlerimizi… Yeni çıkan şiir kitaplarıyla ilgili düşüncelerimizi, eleştirel bakış açımızı…
3)Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Esra, yaşıtı şairleri ve şiirlerini-anlaşılmak, kabul görmek gibi beklentileri olduğunu- anlatır. Şiirdeki bu yeni soluklu genç şairlerle ilgili düşüncelerimi sorar. Şiir geleneğinin içinde kim nerede, nasıl yer bulmuş – bulacak- bunlarla ilgili öngörülerimiz üzerine sohbet ederiz.
4)Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Kahve 🙂 Kâğıt olmasa, bilgisayar olmasa belki olur ama kahvesiz olmaz.
5)Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Günün farklı saatlerinde, bulunduğu yer ve mekâna göre farklı kitaplar okuduğunu biliyorum.
En son, evinde kahve içtiğimizde masasında gördüğüm ve dikkatimi çeken, Ahmet Ümit’in Ekim 2024’te çıkan “Yaratıcı Kuşlar Zamanı” adlı romanıydı.
*Okuyucuya sevgi ve selam olsun.
edebiyathaber.net (3 Nisan 2025)