Yazarın Odası: Gökhan Arslan | Meltem Dağcı

Haziran 3, 2021

Yazarın Odası: Gökhan Arslan | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Şair Gökhan Arslan’ı, arkadaşı Devrim Horlu ile konuştuk.

Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Kitaplığının olduğu küçük bir odası var. Aynı zamanda çalışma masası da orada. Genel olarak orada çalışır şiirlerine ancak bizim gibi aynı zamanda çalışan insanların sabit bir yerde yazması pek mümkün değil. Şiirlerine son şeklini genel olarak orada veriyor diyebiliriz. Zaten insanın o odada iki şansı var. Ya kitap okursunuz ya da bir şeyler yazarsınız. Çoğu şair gibi Gökhan Arslan da tek başına kaldığı zamanlarda yazıyor olmalı. Onun için yazdığı bir âna şahitlik etmedim.

Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Onun okuduğu ve izlediği filmleri gerek kişisel olarak gerekse sosyal medya aracılığıyla paylaşmasını her zaman takdir ettim. Bu anlamda iyi olanın çoğalması için elinden geleni yapıyor. Kitaplar üzerine konuşmayı da oldukça sevdiği için tavsiyelerini dikkate alırım. Yazma bağlamında, aynı zamanda editörü olduğum için onu yönlendirmeye çalıştığım oluyor elbette. O da açık yüreklilikle şiirim üzerine eleştirilerini iletir. Zaten bu anlamda güvendiğim sınırlı sayıda insan var. Onlardan biri de Gökhan Arslan. Okumam için önerdiklerini de dikkate alırım. Zevklerimiz her zaman örtüşmese de genelde atlamam bu önerileri.

Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Bu konuda gördüğüm en açık şairlerden biridir. Yazdıkları üzerine söz söyletmeyenlerden değil hiç. Tebeşir Bahçesi’ni çalıştığımız dönem bunu apaçık gördüm. Özellikle şiir konusunda fazla müdahale eden bir editör sayılmam. Elbette çıkardığım şiirler olur, yeniden yazılmasını istediklerim vs. Ancak müdahale ettiğim zaman çok köklü ve radikal kararlarla hareket edebiliyorum. Bu aşamada verdiğim fikirlerin ve önerilerin şairin kendi şiir serüvenine olumlu bir katkı olacağı bilincini öncelediğimi hissettiririm. Şimdiye kadar, zaman zaman bu müdahaleler yıpratıcı da olsa bir sıkıntı yaşamadık. Bu olgunluk herkeste olmuyor.

Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Bildiğim kadarıyla bir ritüeli yok. Bir söyleşisinde de söylemişti diye hatırlıyorum.

Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Ceren Biber’in Varlık Yayınlarından çıkan “Hış” isimli şiir kitabıyla Enrique Vila-Matas’ın yazdığı “Bertleby ve Şükerâsı”nı okuyor bu ara.

edebiyathaber.net (3 Haziran 2021)

Yorum yapın