Yazarın Odası: Göktuğ Canbaba | Meltem Dağcı

Ocak 9, 2025

Yazarın Odası: Göktuğ Canbaba | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Göktuğ Canbaba’yı, arkadaşı yazar Mevsim Yenice ile konuştuk.

Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Arkadaşlarımla aynı masada karşılıklı oturup çalışmayı çok seviyorum. Ama söz konusu Göktuğ olunca durum biraz değişiyor. Onun kendi evinde, güvenli alanında, kendi çalışma masasında ve tek başına olmak gibi bir rutini var yazarken. Buna rağmen aklında sürekli dolanan tilkilerden genelde ilk benim haberim olur. Kahve sohbetine her çıktığımızda heyecanla bana aklındaki karakterleri, hikâyeyi anlatır. Zaten bir hikâyeyi anlattıysa bir sonraki buluşmamızda “Ben o bahsettiğim hikâyeyi yazmaya başladım,” diyeceğinden emin olurum. Bu kadar yaratıcı ve çalışkan bir yazarın dostu olmak çok ilham verici ve tabii bazen de kendi tembelliğimi hatırlattığı için sinir bozucu olabiliyor.

Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Neredeyse hemen her şeyi… Her ikimiz de yazdığımız metinleri birbirimize yollar, mutlaka fikir alırız. Bazen buluştuğumuzda yeni yazdığı bir şey varsa sesli okur, üzerine konuşur, kendimizce keyifli bir oyun kurarız. Sonra sıra son dönem okuduğumuz izlediğimiz şeylere gelir. Eğer ilgimi çekebilecek, beni geliştireceğini ya da bazen sadece bana iyi geleceğini düşündüğü bir kitap, film, eğitim vb varsa mutlaka bakmam için diretir. Zevklerimiz genelde uysa da bazen de hem fikir olamıyoruz. Farklı disiplinlerden geliyoruz ve kitapları, filmleri, hatta hayatı birbirimizin perspektifinden görmeye hevesleniyoruz. Bunun da kendine has geliştirici bir yanı olduğunu düşünüyorum.

Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Göktuğ öyküye başlarken aklında görüntüler, sahneler, karakterler epey belirgin oluyor. Ortaya çıkan metnin, düşünce aşamasındayken bana anlattığı hikayeyle birbirine uyup uymadığını anlamak için okutur bazen, bazen de burada bir şey aksıyor ama ben göremiyorum, sen ne düşünüyorsun der. Ondan farklı bir düşüncem varsa, o önerinin sebebini iyice anlatıp onu ikna etmem gerekir. Zorlu ama geliştirici, güzel bir süreç benim için.

Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Sessiz bir ortamda, düzenli bir masada yalnız başına çalışıp, elindeki işi bitirmeden saatlerce masanın başından kalkmamak Göktuğ’u tanıdığımdan beri değişmeyen rutinleri bence.

Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Bir süredir farklı şehirlerde yaşadığımızdan elinde bir kitap görme şansım olmadı maalesef ama telefonda benim de ilgimi çekebileceğinden bahsettiği için şu sıralar Yabancılar, Tanrılar ve Canavarlar: Ötekiliği Yorumlamak’ı (Richard Kearney) ve Hiç İçin Metinler (Samuel Beckett) ‘i okuduğunu biliyorum.

edebiyathaber.net (9 Ocak 2025)

Yorum yapın