Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Şair Gönül Demircioğlu’nu, arkadaşı yazar Turhan Yıldırım ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Yazı masasına oturup şiirlerini yazabilen biri değil Gönül Demircioğlu. Zihninin içinde âdeta bir imge ormanı var. Örneğin bir karganın sesi, tek başına uçan martı, yaprağa düşen ışık onun beyninde başka bir forma bürünerek enteresan mısralara dönüşebiliyor. Tetikleyici unsur her neyse sabah gördüğünü gecesinde şiire çevirebilen bir zihne sahip Gönül Demircioğlu. Hayat gailesi kendisi bıraksa eminim ki istisnasız her gün şiir yazabilir. Beyni çağrışımlarla sıçramalı olarak çalışıyor. Kendi deyimiyle şiir yazacağı zaman bir kuyunun içine giriyor ve oradan büyük oranda tamamlanmış bir şiir çıkıyor. Onun şiirlerini ancak bilinç akışıyla açıklayabiliriz. Pek çok sabah, ondan gelen düzyazı şiirleri okumuşumdur. Bunlar bir anda ortaya çıkan metinler. İşin ilginç yanı sonrasında da çok fazla üstünde çalışabilecek şiirler değil. Elbette mısralarında çeşitli düzenlemeler, değişiklikler yapıyor ama gelen şiirler öyle farklı ki ilk hâlleri dahi çarpıcı, ilginç, farklı.
Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Okuduğu kitaplarda önemli gördüğü, sevdiği yerleri bana gönderir. Karşılıklı olarak çokça yazı paylaşımımız mevcut. İkimiz de bu konuda üretkeniz. Kendisiyle edebiyat ve diğer sanat dalları üstüne yazışmadığımız ya da sohbet etmediğimiz gün sayılıdır. Bunun haricinde sosyal medyada veya internette edebiyata dair gördüğümüz, beğendiğimiz çeşitli yazıları, şiirleri, öyküleri de birbirimizle paylaşıyoruz.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Şiirlerinin ilk hâllerine vakıfım. Sonrasında dize çalışması yapılırken de bazı şiirlerinde ufak tefek dokunuşlarım olabiliyor. Bunlar da çoğunlukla şiirin sesini bozan vahşi kelimeler. Ayrıca kimi şiirlerine isim verirken de katkım oldu. Gönül Demircioğlu’nun yazdıkları ham hâlinde dahi genellikle tamamlanmışa yakın olarak ortaya çıktığından, önerilerim de sınırlı bir alanı kapsıyor.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Aslında ritüelleri olmayan bir şair Gönül Demircioğlu. Ama yine de çok konuşan zihnini dindirmek için orman yürüyüşlerini sevdiğini, doğayla baş başa kalmaktan çok mutlu olduğunu biliyorum. Zaten bu durum mısralarına da yansıyor. Doğayı baskın bir ses olarak onun şiirlerinde görebiliyoruz. Akışa girip de dizeler geldiğinde not almak için cep telefonunu kullanır ve şiirlerini de bilgisayarında yazar. Kısacası teknolojinin getirdiği avantajlardan sonuna kadar yararlanan biridir.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Her ne kadar şiir ve düzyazı kurmaca kitaplarını okumayı sevse de bu sıralar daha fazla kurgu dışında okumalar yapıyor. Benimle paylaştıklarından gördüğüm kadarıyla Ketebe Yayınları “Poetika” dizisinden Marjorie Perloff ve Craig Dworkin’in hazırladığı Şiirin Sesi / Sesin Şiiri ve Metis Yayınları “Bilim” dizisinden Daniel Chamovitz’in Bitkilerin Bildikleri adlı kitapları eş zamanlı okuyor.
edebiyathaber.net (11 Temmuz 2024)