Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Gül Gülsün Yıldız’ı, arkadaşı Suad Abdullah ile konuştuk.
1) Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Yazılarını genellikle evinde yazar. Yazmaya başlamadan önce günlerce uzun yürüyüşler yapar bu yürüyüşleri genelde tek başınadır. Fikirleri olgunlaştığında bilgisayarın başına oturur. O sırada ortadan kaybolur, hasta sanır ararım, bir süre ulaşamam, merak ederim. Tekrar aradığımda kitabını ya da bir senaryo yazmaya başladığını öğrenirim. Telefonda sadece kitabını veya senaryosunu konuşur sizi dinlemez. Kitabın kahramanlarını tek tek dinlersiniz. Konuşmamız monologdur, asla diyaloğa dönüştüremem. Bir süre onu kendi dünyasında bırakmaya karar veririm. Bilirim ki; zamanı gelince o beni mutlaka arayacaktır.
2) Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Okuduğu kitapları, filmleri ve dizileri birlikte takip ederiz. Çok okur. Okuyarak yorulur ve okuyarak dinlenir. Sonra birbirimize anlatır, üzerinde uzun uzun tartışırız. Onunla arkadaş olmak çok güzel, çok eğlendirici ve çok eğiticidir. Kocaman bir sorun bile onun yanında küçülür. Tüm sorunları küçültmek gibi bir özelliği vardır.
3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Her fikre açıktır, dinler ama hep kendi inandığını yapar. Konsantrasyonu inanılmazdır. Bir işe yoğunlaşınca onu mutlaka yapar.
4) Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Tam bir gece kuşudur. Açık çayı, çerezi, meyvesi hep yanındadır. Geceleri çok sever. Gün onun için öğlen saat 12.00 de başlar.
5) Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Elinde gördüğüm son kitabı Ursula K. Le Guın Mülksüzler. Masasında yine aynı yazarın Yerdeniz Büyücüsü ve Saramago’nun Körlük kitabını gördüm. Asla tek kitap okumaz. Birkaç kitabı aynı anda büyük bir aşkla okuyabilir.
edebiyathaber.net (17 Eylül 2020)