Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Şair Hatice Tarkan Doğanay’ı, arkadaşı Celal Karaca ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Her yerde yazar. İçinde yazma hevesi varsa ve bir imge yakalamışsa onun için yer ve zamanın önemi yoktur. Yazmak için onun en büyük ilacı yalnızlıktır. En verimli üretimlerini yalnız kaldığında yapar. Bulunduğu her alanda yazar. Yanında sürekli bir not kâğıdı ya da küçük bir defter mutlaka bulundurur. Şayet çok dalgınlığına gelir de ki çok dalgındır, yanında yazacak bir şey yoksa ortanca kızı Nehir’e ileti olarak gönderir. Çünkü Nehir ileti göndermeyi sevmez. O yüzden ileti kutusu sürekli boş olur.
Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Hatice’nin hayali hep yazmak ve okumak üzerine kuruludur. Konuşmalarımız, paylaşımlarımız da bunlar üzerine olur. En büyük hayali de Vezirköprü’deki tarihi Taşhan’da tek odalı bir ofis kiralamak, burayı otantik objelerle donatıp gün boyu okumak ve yazmaktır. Ama bugünlerde buradan da umudunu kesmiş gibi. Çünkü burası da şu an Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin yönetimine geçmiş durumda.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Genellikle Vezirköprü’de çıkarmak istediği edebiyat dergisi üzerine konuşuruz ağırlıklı olarak. Elbette vazgeçemediğimiz edebiyat, özellikle şiir ve öykü sohbetlerimizin başköşesindedir. Özellikle dergicilik üzerine benden fikir alır. Hayali Vezirköprü’nün ilk edebiyat dergisini çıkarmak.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Yazmak için vazgeçemediği alışkanlığı yalnız kalmak. Yazmak için yalnızlık onun vitaminidir. Çocukları evde olmadığı zamanlar onun yazma perisi ile sohbet saatleridir. En verimli şiirlerini/yazılarını bu anlarda kâğıda döker. Yazdıklarını çok önemser. Şiirinin mutlaka bir felsefesi olmalı Hatice Tarkan Doğanay’a göre. Nasıl yazıyorsun sorusuna yanıtı: “ Zihnim beni nasıl yönlendiriyorsa öyle yazıyorum.”
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Hatice Tarkan Doğanay, iki – üç kitap birden okur. Bunu neden yaptığını kendisi de bilmez! İş yerinde bir kitap, evde birkaç kitap okunmaya hazırdır hep.
Her zaman elinde şiir kitabı olur. Ama bunun yanında bir- iki tane de şiir kuramı üzerine kitaplar okur. En son gördüğümde Hüseyin Peker’in toplu şiirlerinin yer aldığı “Ateşin Zilleri” ni okuyordu. Şiir kitabının yanında eksik etmediği şiir kuramı kitabı da yanı başında duruyordu: Özdemir İnce’den “Şiir ve Gerçekçilik.”
Hatice’nin -bu ara şiirin gölgesinde kalsa da- öykücü yanı da vardır. Onu da tekrar hareketlendirme sevdasında sanırım. Çünkü üçüncü kitabı Selim İleri’den bir öykü kitabı: “Son Yaz Akşamı”.
edebiyathaber.net (6 Mayıs 2021)