Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Şair Mehveş Demirer’i, arkadaşı Yusuf Araf ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Mehveş ile iletişim halinde olduğumuz süre zarfında kendisi çoğunlukla İtalya ‘da eğitim hayatını sürdürdüğü için nerede yazdığına tamamen şahit olmasam da sohbetlerimizde mutlaka bir manzaraya karşı, şehrin boğucu kalabalığından sıyrılarak kuş sesleri ve doğa ile baş başa olduğunda yazdığını konuşmuştuk. Bu tür durumlarda teknolojinin de nimetlerinden faydalanarak bir keresinde o İtalya’dayken onu görüntülü aramış ve her zaman gittiğini bildiğim parkın içindeki bir kafede bulunduğuna denk gelmiştim. Bana etrafı gösterirken masadaki kâğıdın üzerinde bir şiirin taslak hali kalemiyle dikkatimi çekmişti.
Arkadaşınızla yazı/ okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Şiiri çok konuşuruz. Hatta ben bazen ona gına getiririm de kıyamaz bir şey söylemeye. Kendisi de bana akademi üzerine yazılmış makaleleri, araştırma yazılarını, beğendiği öykü ve romanları sürekli önerir. Sadece edebiyat değil, müzik ve resim üzerine de çok şey konuşuyoruz. Benim uzak olduğum farklı müzik türlerinden önerileri olur. Bana kalsa sürekli arabeske maruz kalır. Hatta pandemi sürecinin ilk zamanlarında “Güzel Sanatların Dalları Ve Edebiyatla İlişkileri” konulu bir instagram canlı yayını da yapmıştı. Yurt dışında olduğu zamanlarda güncel şiir üzerine de sürekli konuşup, birbirimizle şiirler üzerinde istişarede bulunurduk.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Mehveş yazdıklarına dokundurmayan bir şair değil. Öneri ve eleştiriye de oldukça açık biri. Bu konuda dosya ve şiirleri üzerine saatlerce konuştuğumuz zamanlar olmuştur. Evet, bazen şiirindeki dizeyi çıkarmasını önerince uzun tartışmalar yaşıyoruz fakat bunun çözümünü kendisini ikna etmeye buluyorum. O da aynı şekilde şiiri tahlil ederken söylediklerinin altını dolduran, makul sebepler sunan bir inceleme ile karşıma çıkıyor. Güncel şiir üzerine çok konuştuğumuz için bazen “bir kelimeyi daha iyi ve özgün nasıl ifade ederiz” konusunda çokça düşündüğümüz zamanlar oluyor. Genellikle birbirimizin şiirlerini parlatmayı değil de can yakmadan patlatmayı uygun buluyoruz.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Belirttiğim üzere genelde dışarıda yazmayı tercih ediyor. Evde olsa bile illa bir manzaraya dalıp gider. Yazarken onu pencere önlerinde yakalamak oldukça mümkündür. Ayrıca kendisinin çok fazla çantası da olduğu için her çantasında da mutlaka farklı bir defter bulunur. Yazarken kâğıt ve kalem kullandığından ötürü böyle bir ritüeli var. Mehveş, şiiri kâğıda geçirmeden epey bir zaman kafasında yazar. Kâğıda aktarınca da o şiir üzerine yine uzun uzun çalışır.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Tuba Bozkurt Kontrollü Patlama (ithaki yayınları 2021)
Çevirisini Banu Karakaş’ın yaptığı Benito Perez Galdos’tan Tristan
Dergi olarak da mutlaka her sayısını edinip okuduğu Ecinniler ve Sözcükler
edebiyathaber.net (8 Temmuz 2021)